Yine her zamanki gibi gözlerimi alarmın sesine açtım.Artık o kadar alışmıştımki bu saatde kalkmaya,bazen alarmdan önce kalkdığım bile oluyor. Akşamdan duş aldığım için sadece saçlarımı tarıycaktım. Zaten sabah neden banyo yapıb dışarı çıkarlar anlamıyorum,daha çabuk hastalanmak içinmi? Saçma.
Üzerime siyah bir sweatshirt siyah bol bir pantolon geçirdim. Saçımıda rastgele topuz yaptım. İnsanların ne düşündüğü umrumda değil zaten. Hayatımda bir defa gördüğüm insanlar için kendimi kasamam. Hemen odamdan çıktım ve odamın kapısını kitledim. Ben yokken odama girilmesinden hoşlanmam. Tam kapıdan çıkıcaktımki annem mutfaktan bağırdı:"Asu kahvaltı yapmıycakmısın?" bunu her seferinde yapıyor.
"Hayır anne sabahları kahvaltı etmiyorum biliyorsun" acıkmıyorumki zaten.
"Ama çay,kahvede içmedin her zaman içerdin?" her şeye de söylenmezsin be annem.
"Canım istemiyor marketden bir şeyler alıp içerim"
Selam. Size kısaca kendimi tanıtiyim. Ben Asu. 18 yaşında üniversite öğrencisiyim. Ailemle birlikde İstanbulda yaşıyorum. Ailem derken ben,annem ve teyzemin kızı. Babam iş için şehir dışında. Fazlada anlatmama gerek yok okudukça tanırsınız ;)
Annemle polemiğimizi bitirdikden sonra nihayet evden çıka bilmiştim. Zaten evde duramıyordum elimde olsa sokakta bile yaşardım.
Kulaklıklarımı takıp yüksek sesli bir şarkı açtım hiç bir şey duymamak için. Sahil kenarına doğru yürüdüm,sabahları sahilde hava soğuk ama güzel olur. Dalgalar çok güzel sert bir şekilde kıyıya vurmaya çalışıyor ama başaramıyordu. Sanki denizde olan bir şeyden kaçıyorlarda her zaman kaçtıkları yerin tam ortasına düşüyorlarmış gibi. Bizde böyle yapmazmıyız aslında? Korktuğumuz anlarda akla ilk gelen kaçmak olur. Kalmaktan ve gerçeklerle yüzleşmekten korkarız. Ama şunu unutmayın korkularınızı yenmek istiyorsanız tek yapmanız gereken kendinizi birazda korkutmak olur. Hep en kötüsünü düşünerek halinize Şükür edin ve her şeyle yüzleşin. Hayat kısa. Boşa zaman harcamayın. Hep kaçamassınız.
Biraz sahilde yürüdükten sonra kütüphaneye gitmek için yola koyuldum. Agatha Christe kitaplarına fena sarmıştım bu aralar ve zaten kitap okumadan da duramam. Minibüse binmek üzereyken yavru bir kedi gördüm yerdeki su birikintisinden su içmeye çalışıyordu. Hemen kucağıma alıp çantamdaki sudan ona içirmeye başladım. Sonrada çantamda olan kedi mamalarından kenara dökmek istediğim an bir ses duydum.
"O mamalar kediye zarar vere bilir yalnız."
Başımı kaldırıp yukarı baktığımda başımda dikilen 18-19 yaşlarında nerdeyse 2metre boyunda sarı saçlı mavi gözlü bir çoçukla karşılaştım.
"Ne yaptığımı çok iyi biliyorum ilk defa kedi beslemiyorum" diye cevap verdim.
"Pek biliyormuşsun gibi gözükmüyor o mama büyük kediler için" ah ne? Bir dakika.
Şok içinde elimdeki mamaya baktım. Hakikatende küçük kediler olan mamayı değilde büyük kediler için olan mamayı seçmiştim. Hayır olamaz.... Hemen yerdeki mamaları elimle toplayıp kabına geri koydum ve çantamdaki yavru kediler için mamayı çıkartırken başımdaki çocuk bana dik dik bakıyordu.
"Tamam yanlış olmuş fark etmemişim" diye cevap verdim. Kediyi öldüre bilirdin Asu.
"Allahdan ben farkettim yoksa kedi öle bilirdi" diye kendini övmeye başladı. Şakamı? Cidden bununla gururmu duyuyordu? Tamam dikkatli ama bir o kadar da egoist biriymiş.
"Galiba ilk defa bir şeye bu kadar dikkat etdin bu kadar sevindiğine göre" ne? Cidden ona cevapmı veriyordum? Salak napıyorsun kalkıp uzaklaşsana.
"Sende galiba ilk defa kedilere mama veriyorsun" söndö gölöbö ölk döfö ködölörö mömö vöröyörsön. Üzgünüm ama bunu gıcık olduğum her şeyde yaparım.
"Seninle uğraşamıycam egoist çoçuk" hala konuşuyorsun Asu gitsene!
"Memnun oldum da arkadaşlar genelde bana Oguz der" heh şu an tek ihtiyacım olan ismini öğrenmekti zaten.
Başımı sallayarak ordan uzaklaşıyordumki birden kolumda bir el hiss etdim. Arkamı döndüğümde yine şu Oguz denilen çocuk vardı. Başımı "ne" anlamında salladım
"Ya bak kedilere karşı çok hassasımdır o yüzden öyle sert çıkışmış ola bilirim,sende öyle ters cevap verince gıcık oldum"
"Tamam bana ne bundan oldu bitti" diye geçiştirmeye çalışıyordumki yine konuşmaya başladı.
"Bari ismini söyle de tanışalım olmazmı?" Deyiverdi. Bana mı yürüyordu? Hemde sokak ortasında.
"Saçmalama Asu. Şık bir restorandamı yürüsün isterdin?"
Hah bir sen eksiktin kafa sesim. Tanıştırıyım ikinci karakterimi seslendiren kafa sesim.
"Asu ben. Hiç memnun olmadım bir daha görüşmemek üzere" diye cevap verdim yürüyen ego'ya.
Sırıtdığını gördüğüm an hiç bir şey söylemediğini fark etdim ve arkamı dönüp yoluma devam etmeye başladım.
Çok güzel kitab okuyarak sakince başlamak istediğim güne sinir dolu başlamıştım.