31

27.9K 1.8K 140
                                    


Ceyda Akın  

Oturduğum sandalyede sinirden neredeyse kudururken bakışlarımı Emre'den çekmiyordum. O ise ara ara bana bakıyor, göz göze geldiğimiz an bakışlarını kaçırıyordu; şimdi olduğu gibi. Sinirle gülüp gözlerimi devirdim.

Kafelerin bulunduğu caddeye gelene kadar resmen yakalamaca oynamıştık ve ben ne zaman ona yaklaşsam adımlarını hızlandırıp benden uzaklaşmıştı. Şu an oturduğumuz kafenin önüne geldiğimizde ise Erva'lar ile karşılaşmıştık. Büyük ihtimalle bu da Emre'nin işiydi çünkü buraya gelene kadar telefonunda birilerine mesaj yazıp durmuştu.

"Kimse konuşmayacak mı?" Su sessiz ortamı bozduğunda bakışlarımı Emre'den çektim. Göğsümde birleştirdiğim kollarım, diğer bacağımın üstüne attığım bacağımı sürekli sallamam ve çatık kaşlarım ile Emre'ye bakmam onların da dikkatini çekmiş ve hiçbir şey söylememişlerdi. Yarım saattir sessizce oturuyorduk herhalde.

"Emre konuşsun." dedim ona cevap vererek. Ortamdaki gerginliğin biraz daha arttığını hissederken bu kadar sert olmam garip hissettirmişti. Ama Emre'ye olan sinirim yüzünden böyleydim, o da hak etmişti.

"Ne konuşayım, hayatımın anlamı?" Sesini duyduğum gibi ona döndüğümde sert bakışlarım yüzünden sustu.

"Kes sesini." dediğimde dudaklarını büzdü.

"Ama az önce konuş dedin." 

"Ah, doğru. Beni nasıl yok saydığını anlat hadi." dediğimde masadakilerin şaşkın bakışlarını hissettim. Göz ucu ile baktığımda ise bu hissimin doğru olduğunu gördüm.

"Geldiğimizden beri bu malın ne bok yediğini merak ediyordum ama sormaya korkuyordum." diyen Caner'i diğerleri kafasıyla onayladı.

"Ne yaptın lan, amına koyduğumun kafasızı?" diye devam ettiğinde Emre ona baktı.

"Bir şey yapmadı-"

"Abimle karşılaşınca resmen beni tanımıyormuş gibi yaptın, abim gittiğinde bile beni takmadın. Buraya kadar peşinde koşarak geldim be." diye çıkıştım lafını tamamlamasına izin vermeden. Göğsümde birleştirdiğim kollarımı çözüp oturduğum yerde doğruldum. 

"Aptal." diye homurdandıktan sonra gülmeye başladım. Kızlar da bana katıldığında erkekler bize garip bakışlar atıyordu.

"Emre sen gerçekten salaksın." Erva kahkahasının içinde konuşmaya çalıştı. 

Gülüşlerimiz azaldığında derin bir nefes alıp "Gülüyorum diye yumuşadım sanma sinirlerim bozulduğu için gülüyorum." dedim. Alnına düşen saçlarını eliyle geriye taradıktan sonra şirince gülümsedi.

"Yumuşamadın mı gerçekten?" dediğinde surat ifademi düz tutup "Evet." dedim. Oflayarak arkasına yaslandıktan sonra kendini savunmaya başladı.

"Ama Ceyda, karşımda iki metre adam vardı. Bir de vücut yapmış, beni yanında çocuğum diye gezdirse sırıtmam yemin ediyorum. Adı da Atakan. Adı bile sert amına koyayım. Karşısında kim olsa götü tutuşurdu." 

"Yaa." 

Emre'nin cümlelerinden sonra Erva'nın sesi ile herkes şaşkınca ona baktı. O ise ellerini yanaklarına koymuş gülümseyerek Alperen'e bakıyordu.  Alperen'e baktığımda Erva'nın neye 'yaa'ladığını anladığı belli oluyordu. 

"Alperen de annemle tanıştığında süt dökmüş kedi olmuştu." diye açıklama yaptı Erva. Ama bakışları hala Alperen'deydi. Eliyle yüzünü kapattıktan sonra gülerek kafasını salladı. 

"Soğuk su istemişti bir de." dedikten sonra yüzünü tekrar açığa çıkardı. Hepimiz şaşkınca Erva'ya bakıyorduk. Alperen'den önce Erva ve Alperen'den sonra Erva diye bir şey vardı ve Alperen Erva'ya çok iyi gelmişti. Küçük bir kız çocuğu gibiydi. İstemsizce gülümsedim.

"Bak adam annesinin karşısında öyle olmuş, benim böyle yapmam normal." Emre'nin sesini duyduğumda gülümsemem soldu ve ona baktım.

"Sus, konuşma." dediğimde Alperen'in kolunu tutup sarsmaya başladı. 

"Bir şey de gözünü seveyim ya." 

"Emre sana güvenemiyorum, sen yine bir haltlar yemişsindir. Ceyda haklı"

Alperen'in cevabı ile ben sırıtırken Emre somurttu. Aklıma bağırması geldiğinde ofladım ve akşam evde abimin sormaması için dua etmeye başladım.

Su "Ne oldu?" diye sorduğunda ona baktım. 

"Emre." dediğimde "Yine ne yaptı bu mal?" diyerek Caner araya girdi. Ona baktığımda oldukça keyifli bir şekilde sandalyesinde oturup olanları izlediğini gördüm. 

Bakışlarım ondan Emre'ye kaydığında "Abim fazla uzaklaşmadan önce bağırdı. Hem de 'Lan. benimle tuvalet açmadı lan.' diyerek." dedim onun kurduğu cümleleri söylerken sesimi kalınlaştırarak. 

Bu sefer Alperen ve Caner yüksek sesle gülmeye başladığında tuhaf bakışlar atma sırası bana gelmişti. Emre ise yaramazlık yaparken yakalanmış mutsuz küçük çocuklar gibiydi.

"Senin ses tellerini sikiyim." diyerek daha çok güldüler. Sağımda ve solumda oturan kızlara baktığımda onlar da gülüyordu ama erkeklerin seslerinin yanında duyulmuyordu.

"Emre, bir öğrenemedin gitti bağırmadan konuşmayı." diyen Alperen en sonunda susmuştu ama hala ara ara gülüyordu.

"Susun lan." dedikten sonra bana baktı. 

"Tamam özür dilerim, affet de şunları ekip gidelim." dediğinde dudaklarımı birbirine bastırdım. 

Ayağa kalktıktan sonra "Aslında bu kadar kızmamıştım, sadece peşinde koşturmanın cezasını çekmeni istedim." dedim gülerek. O da sırıtarak ayağa kalktı ve iki yanında oturan arkadaşlarının kafalarına vurdu. 

"Hadi Allah'a emanet, aslanlarım. Ben yengenizle ilk randevumuza çıkıyorum." 

Çilli | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin