Mavi Gözlü Devin Aşkı

#1 Balkan Gülü

Şarkı Önerisi: noiserv - Bullets on Parade

BU HİKAYE BAZI GERÇEKLERİN ÜZERİNE KURGULANARAK HAZIRLANMIŞTIR.

Makinist nasırlı elleriyle kolu yavaşça çekti ve uzun sayılmayacak bir süredir yolculukta olan tren yavaşlamaya başladı, biraz sonra da durdu. Bir düdük sesi çalındı kulaklara. Kompartımanlarından çıkan insanlar sırayla trenden inmeye başladılar. Kompartımanların hepsi boşalmıştı biri hariç. Biraz sonra boşalmayan kompartımanın kapısı açıldı, başında kalpağı üzerinde siyah renkli paltosu olan bir adam eli göğsünde yürümeye başladı. Deniz kadar mavi gözleriyle etrafı büyük bir incelikle süzüyordu. Trenden indi. Biraz ötede kendini bekleyen arkadaşları ve Bulgar subayları görünce gülümsedi. Yanlarına gidip hepsiyle tokalaştı. Sevecen bir adama benziyordu doğrusu. İlk defa onu gören insanların gözünde böyle bir düşünce uyandırmıştı. Biraz sonra yanındaki bir görevli bavulunu ona verdi. Elinde bavulu yürümeye başladı. Yanındakilerle hafif bir muhabbete başlamışken gözleri yine boş durmuyor, etrafı süzmeye devam ediyordu. Boş arazide yürürlerken trenden yeni inen adam ani bir hareketle durdu. Etrafında yarım çember oluşturmuş küçük grup adamın bu hareketi karşısında onun gibi durmayı tercih etti. Adı Kemal olan bu adam başını göğe kaldırdı, gözlerini kapatıp açtı ve yanındaki kimsenin duyma olanağı olmayan bir ses tonuyla bu güzel şehre seslendi:

-Sofya. Sen bir başka olacaksın. Selanik'im gibi olacaksın.

Kemal bunu söylerken yağmur damlaları yeryüzüne birer birer inmeye devam ediyor, yukarıdan ise gözleri yaşlı gibi duran gri bulutlar Kemal'e göz kırpıyorlardı. Takvim 7 Ekim 1913'ü gösteriyordu.

Kemal Sofya'ya askeri ateşe olarak gönderilmişti çünkü Osmanlı siyasi yaşamından uzaklaştırılması gerekiyordu bunun yanında yönetim bu engel-kural tanımaz ve uçuk fikirli subayı İstanbul'un ateşli ortamından uzakta tutmayı gerekli görüyordu. Bir de yaptığı hata vardı tabi. Özellikle Bulgaristan'a gönderilme sebebi de oydu:

Balkan savaşı zamanında Bulgarlar hiç zorluk çekmeden Çatalca önlerine kadar gelmişlerdi ve bu sırada bir zamanlar Osmanlı payitahtı olan Edirne işgal altında idi ve askerler Edirne'yi çok büyük sıkıntılar içerisinde Şükrü Paşa önderliğinde savunuyorlardı. Çatalca önlerinde sıkışan Bulgar ordusuna Mustafa Kemal Paşa ve Ali Fethi Bey komutasındaki iki kolordu yapacakları çıkarmalar ile Çatalca önlerindeki Bulgar ordusunu vurkaç taktiği ile yıpratarak Enver Paşa'ya Edirne'yi kurtarması için yardımcı olacaklardı çünkü Enver Paşa komutasındanki ordu, tek başına Bulgarları yarıp Edirne'ye ulaşamıyordu. Plan böyleydi ancak Mustafa Kemal Paşa ve Ali Fethi Bey bu plana uymayarak emirlerinde olan kolordularına çıkarmayı emredilenin aksine vurkaç olarak değil de kesin taarruz emriyle gerçekleştirdiler. Denir ki Mustafa Kemal ve Ali Fethi Bey, Enver Paşa'nın Edirne Fatihi olarak anılmaması için planı bozup başka bir şekilde hareket etmişlerdi. Bunun yanında o durumda bunun gerektiğini savunanlar da vardır fakat sayıları Mustafa Kemal'in dostlarını geçmez. Acı ve gerçek olan şu ki o gün bu siyasi anlaşmazlıktan dolayı yirmi bin asker şehit olmuş ve ordunun en düzenli kolordularından olan kolordular bozulmuştu. Bu da Mustafa Kemal'in başını az da olsa yakmıştı.

Bunun yanında Osmanlı Devleti, Bulgarlar'a hiç olmadığı kadar madara olmuştu. Mustafa Kemal de alay edilircesine Sofya Ateşemiliterliğine gönderilmişti ve tabii ki Ali Fethi Bey de bundan nasibini almıştı. O da Sofya'ya Büyükelçi olarak gönderilmişti. Mustafa Kemal tehlikeli adamdı doğrusu. Herkes onun orada madara olmasını beklerken o ise bambaşka bir hayata giriyormuş gibi hissediyor, daha şimdiden saygı görüyordu.