chris, minho ile konuşmak için odanın yolunu tuttu.
koridorlardan geçerken içinde onu rahatsız hisler tekrar baş göstermeye başlamıştı ve bu sebeple bir an önce odasına gitmek için adımlarını olabildiğince hızlandırdı.
sonunda geldiğinde ise girer girmez karşılaştığı o görüntü ile şoka uğramıştı.
minho adamın biri ile yumruk yumruğa dövüşüyor, stajyer hemşireler ise onları ayırmaya çalışıyordu.
stajyerler ikiliyi zar zor ayırabildiğinde oranın müdürü de olay yerine gelmişti.
minho, tescire alınmıştı...
o beyaz gömleği ona zorla giydirerek
doktora yani oradakilerin diyişi ile bay hap yutturana götürmüşlerdi.minho o gece aldığı ilaçlarla tescir odasında uyurken , chris odada kendini duvarın bir köşesine sindirmiş öylece düşünüyordu.
ta ki " meleğin " sesini işitene kadar.melek ona gözlerini kapamasını, açarsa eğer onu acımadan öldüreceğini söylemişti.
chris korkudan kendini kasarken
meleğin ne yapmaya çalıştığını düşünüyordu fakat bu da uzun sürmemişti.bir anda kendini yatar pozisyonda, meleği ise hemen üstünde bulmuştu.
ne olduğunu anlayamadığı için debelenerek kurtulmaya çalışsa da yanağında hissettiği soğukluk ile duraksarken meleğin o iğrenç sesini işitti.
" haraket edersen ölürsün, aptal."
bıçak şah damarına doğru yol alırken chris artık korkudan şok geçiriyordu.
değil hareket edecek konuşabilecek durumda dahi değildi.
fakat ne olduysa işte o an oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
red rose in the lantern ꕥ ✓
Fanfic❝ ship değil kurgu odaklı. ❞ ©markleached | • lalisa / chris / minho / jennie • ―15.12.20 ―16.01.21 | short story |