Taehyung işten nasıl çıktı, arabasına nasıl bindi ve bu lanet trafiğe nasıl yakalandı, hatırlamıyordu bile. Bütün gün sürekli olarak saati kontrol etmiş, bedeninde kolgezen stresin etkisiyle işine konsantre olmaya çalışmıştı.
İki katlı müstakil evinin önüne gelip arabasını park ettikten sonra rahat bir nefes verip indi. Tezcanlı, uzun ve sık adımlar atarken duraksayıp başını yan eve doğru çevirdi. Etrafa baktıktan sonra eve doğru hafifçe eğilip yeni taşınan komşusunun etrafta olup olmadığına baktı. Evinin perdeleri kapalı ve bahçesinde ise kimse yoktu.
Tatmin olduktan sonra kendi evine gelip anahtarını çıkardı fakat tekrar cebine koydu. Kapıyı eşi açsın istiyordu. Bu yüzden zile kısaca bastı ve bekledi. Heyecandan ayağıyla ritim tutuyordu. Dışarıdan gören biri hiperaktif olduğunu ya da bugün çok fazla kafein tükettiğini düşünürdü.
Boğazını temizledikten birkaç dakika sonra kapı açılıp eşinin gülen yüzü açığa çıkınca dudaklarındaki gülümseme genişledi. Seokjin'i baştan aşağı süzüp güzel, biçimli bacaklarını saran kot pantolonu ve geniş omuzlarını gözler önüne serip belirgin köprücük kemiklerini sergileyen bol bir kazak ile görünce hafifçe dudağını ısırdı.
"Hoş geldin, hayatım." Diyerek birkaç adım geri çekilerek içeri girmesi için yer açtı. Taehyung hiçbir şey yokmuş gibi sakin bir tavırla eşinin yumuşacık yanağına hoş buldum öpücüğü kondurdu. Bu gayet masum bir öpücüktü.
Eşyalarını vestiyere bırakıp arkasına döndü. Kapıyı kapatan eşine karşı yaklaşıp yüzünü kavramak için hareketlenmişti ki bileklerimden kavrayarak durduruldu. Seokjin ağzı kapalı gülümsedi. "Dışarıdan geldin. Ellerini yıkaman gerekmez mi?"
Taehyung'un omuzları düşerken anlayışla gülümsedi. Ellerini yıkamak için banyoya yöneldi. "Tabii ki, Seokjinnie."
Seokjin sinsice gülümseyip ardından seslendi. "Çabuk gel de yemek yiyelim!" Oyuncu bir mızmızlıkla karnını tuttu. "Karnım çok aç!"
Taehyung yukarı çıkıp elini yüzünü yıkadıktan sonra üstünü değiştirip rahat giysiler giymişti. Merdivenleri inip güzel kokuyu takip etti. Mutfak kapısına arkası dönük halde bir uğraş veren Seokjin'i görünce tıpkı bugün mesaj attığında hayal ettiği gibi sessizce yaklaşıp kollarını beline sardı.
Çenesini öne doğru getirip eşinin geniş omzu üstüne bıraktı. Dudaklarını yanak ve çene bitimine denk gelen keskin noktaya sertçe bastırdı ve geri çekilirken kulağına doğru fısıldadı. "Bütün gün hoş kokunu düşündüm."
Seokjin etkilense de belli etmemek için munzurca tek kaşını kaldırdı. "Öyle mi?"
Dudaklarını kapalı tutarak ağzı içinde, "Hı-hı." Dedikten sonra eşinin çenesini kavrayıp arkaya, kendine doğru çevirdi. Dolgun üst dudağını kavrayıp ıslakça öpmeye ve emmeye başladı. Zihni tamamen buna odaklı olduğu için yemeklerin çokluğunu ve çeşitliliğini fark etmemişti.
Bu sırada zil çaldı. Dudaklarını ayırmadan huysuzca kaşlarını çattı. Yemeğini iştahla yerken rahatsız edilmek istemeyen bir kaplan kadar sahiplenici ve huysuz duruyordu.
Islak bir ses ile ayrılan Seokjin gayet sakin gülümsedi. "Sonunda geldiler. Bir an açlıktan öleceğim sandım."
Zil sabırsız tekrar çalınca Seokjin dış kapıya yöneldi. Taehyung kolundan tutup onu durduktan sonra kısık bir sesle homurdandı. "Kapıyı açma. Çalar çalar giderler."
Eşini tekrar kolları arasına alacaktı ki son anda durduruldu. "Olmaz, Voo." Bileğini kurtarıp hızlı adımlarla dış kapının önüne geldi. Yüzünde zaferin sinsi sırıtışı vardı. Taehyung da arkasından geldi. "Misafir kapıdan çevrilmez."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Valentine | Taejin
Fanfiction[Tamamlandı] "Aşk hayatınızı renklendirmek cesaretini gösterdiniz. Tebrik ederiz! Valentine'a size istediğinizi verecek. Aşağıya tıklayarak danışmanımız ile iletişime geçebilirsiniz." texting, düz yazı