✨NOT: Sizden ricam bölümleri okumadan önce şarkıların türkçe anlamlarını okumanız ve fici şarkı ile okumanız. Şarkılar öyle bildiğim şarkılar değil hepsini duruma uygun olarak araştırdım. Umarım beğenirsiniz iyi okumalar✨
01.09.2006
[Kate Gill - Ken and Barbie]"Söz ver." dedi büyük olan hıçkırıklarının arasından. "Söz ver beni sonsuza dek bırakmayacağına. Diğerleri gibi olmayacağına."
"Bir barbie bulana kadar söz. Asla bırakmam seni." dedi küçük olan. Yaralarına rağmen göz kamaştıran gamzeleri ile.
"Barbie bulmak mı? Ne yapacaksın Barbie'yi? Nereden bulacaksın?" son kez çekti burnunu. Ağlaması durmuştu artık.
"Ailem söylüyor. Büyüyüp kocaman adam olunca ben de Ken gibi Barbie bulacakmışım. Sonsuza kadar mutlu olacakmışız." büyük bir heyecanla konuşuyordu gamzeli çocuk. Her cümlesinde ortaya çıkıyordu gamzeleri.
"Ne kadar büyük olman gerekiyor?" diye sordu. Meraklı ve kızarmış gözleri çok tatlı gözüküyordu.
Uzun olan gülümsedi minkçe karşısındaki manzaraya. Gördüğü en güzel erkekti bu çocuk. "Bilmem. Sanırım buu~ kadar uzun olmalıyım."
Eliyle gösterdiği yere baktı büyük olan." Ohooo daha çok var oraya. Kısasın sen. "
Küçük olanın sinirle parladı gözleri." Ne kısası? Gayet uzunum. Hem sen kendine bak. Büyüksün ama kısasın benden."
Sinirlenmişti büyük olan. "Evet şuan kısayım belki ama ileride ben daha uzun olacağım."
Gülümsedi gamzeleriyle "İleride görürüz onu."
"Yani söz veriyorsun beni bırakmayacağına?" dedi soru sorarcasına büyük olan.
Elini uzattı büyüğüne. Elleri söz şeklini aldı. "Ben Choi Soobin sen Choi Yeonjun'u ömrümün sonuna kadar bırakmayacağıma söz veriyorum." dedi gülümseyerek. Elleri birleşti. Verdikleri sözü mühürlediler. O an fark etti küçük olan hatasını.
"Ya ben Barbie bulana kadar demeyi unuttum. Sözü bozsak?" Sinirle bakan bakışları yavaşça köpek bakışını aldı. Kanmadı buna Yeonjun. Sonuçta hayatında daha iyi köpek bakışı yapan bir arkadaşı vardı. Ona kanmayan buna hiç kanmazdı.
Sinirle birleştirdi kollarını. Gözleri doldu tekrar." Söz bozmak o kadar kolay mı gözünde? O zaman beni bırakmayacağına dair verdiğin söz de mi yalan? Onu da mı bozarsın bu kadar kolay?". Dolan gözleri taşıyamadı yaşları. Akıttı yeni kurumuş yanaklarına.
Sinirlendi kendine Soobin. 'Biraz önce ağlatmasınlar diye dayak yedin. Şimdi sen mi ağlatıyorsun. Salaksın Soobin!' dedi içinden. Ağlarken bile güzel olsa da büyüğü, gülerken daha güzeldi. İstemedi ağlamasını.
Yaşıtlarına göre uzun olan kollarını sardı büyüğüne. Sevgiyle kucakladı onu. Yeonjun tutmadı kendini. Sardı boynuna kollarını. "Özür dilerim hyung. Böyle kalsın sözümüz. Hem Barbie de bulsam en çok seni severim ben. O da sever seni. Sevmezse eğer tutmam onu bir dakika daha yanımda."
Huzurla gülümsedi büyük. Küçüğü ilk kez ağlattığı çocuğu 2. kez susturmuştu. Ve bu ne ağlattığının ne de susturduğunun son seferi değildi.
Orada. O parkta bağlandı ruhları. Sözleri gibi ruhları da birbirine mühürlendi. Sonsuza kadar beraber olacaklardı. Ama en parlak ışığa ulaşmak için gecenin en karanlık vaktini atlatmak gerekirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
promise me - yeonbin
Fanfictionsözümüzü bağladığımız parkta yaşlandı ruhumuz, boş salıncakları izleyerek