Draco Malfoy
Ne kadar zamandır bu oda da yanlız olduğunu bilmiyordu Malfoy varisi. Çok sessizdi. Potter hâla gelmemişti. Kısa süre önce zihnine yeni yeni görüntüler gelmeye başlamıştı. Kendi bile şaşkındı bütün o olan şeylere. Malfoy varisi koskoca Karanlık Lord'a karşı gelmişti.
Savaş Esnası
Draco MalfoySon kez gözlerimi etrafta gezdirip geriye bir adım attım. Bir adım daha ve bir adım daha. Arkamı dönüp hızlı bir şekilde Büyük Salonun kapısından uzaklaştım. Nefes aldığımı hissetmiyordum. En sonunda bedenimi ikinci kata çıkan merdivenlerin ortasına bıraktım. Hâla nefes alamıyordum sanki.
Ne yapacağımı bilmiyordum. Büyük Salonda yerde yatan bir sürü cansız beden. Bir sürü yaralı kişi. Bulunduğum konumdaki kişilerin bunları gözünü kırpmadan yapmaları tüylerimi diken diken ediyordu.
Az önce savaşın ilk nüshası Voldemort tarafında sonlandırılmıştı. Yoldaşlığın kaybının çok olduğunu az önce görmüştüm. Ölüm yiyenlerde bu kadar çok ölü olduğunu düşünmüyordum. Yoldaşlık ölümcül büyüler kullanmıyordu.
-Aptallar. Yaralanınca ayağa kalkabiliyoruz.
-Ne arıyorsun burada Malfoy.
Kafamı kaldırma gereksinimi duymadım. Kim olduğunu biliyordum. Büyük Salonda değildi.
-Beni kendi okulumdan göndermeye cüret etmeyeceksin değil mi Potter?
Yanıma yaklaştığını duyuyordum. İki basamak aşağımda bana dik dik bakıyordu şimdi. Bende kafamı kaldırıp ona baktım. Sarsılmış ve her an ağlayacakmış gibi duruyordu. Başımda dik dik durulmasından nefret ederdim.
- O ne haddime. Koskoca Draco Malfoy sonuçta.
-Hıh. Koskoca Draco Malfoy.
Diye sessizce söylenmiştim. Kendini bile bile aptal bir ölüm yiyen yapan, yıllardır egosu ve soyadına güvenen babasının istekli kölesi Draco Malfoy!
-Söyleyeceklerin bitti ise gidebilirsin Potter.
-Zaten gideceği- yaralanmışsın Malfoy.
Bakışlarımı yüzüne dikip nereye baktığına baktım. Ceketimin yenlerini yukarı çektiğim için kollarım yaklaşık dirseğime kadar açıktı ve kolumun dış tarafı boydan boya soyulmuş ve kanıyordu. Önemli bir yara değildi. Derin olmadığı için de çok hissetmemiştim. İçerideki kişilerin yaralarını görüncede pek etkili değildi bu.
-Sen bir de karşı tarafı gör.
Gülerek söylemiştim. Değişik hissettirmişti. Sanki arkadaş gibi ve kendim başlattığım için de pişman değildim.
-Duvar yıkılmış olmalı.
O da gülerek söylemişti. Bir duvara sürttüğüm çok belliydi anlaşılan. İhtiyaç Odasından süpürge ile hurra çıkınca kolonda sürtmüştüm.
-Neden buradasın Malfoy.
Olağanca ciddi söylemişti az önceki halimizin daha çok hoşuma gittiğini fark ettim.
-Onlarla gitmen gerekmiyor muydu? Annenle, babanla, teyzenle, efendinle
Haklıydı.
-Ben...Bilmiyorum.
-Değişik görünüyorsun Malfoy.
-Sadece... Kafam karışık Potter. Az önce kuzenimin ölü bedenini gördüm. George yanarak öldü ve ne yapacağımı bilmiyorum.
Ona karşı dürüst olmak istemiştim. Bu saatten sonra kimsenin oturup nasıl olduğumu dinleyeceğini düşünmüyordum. Gerçektende kafam çok karışıktı. İhtiyaç Odasında çocukluk arkadaşım George'u kaybetmiştim. Gözlerimin önünde ateşe düşmüştü. Bir kaç saniye daha Potter gelmeseydi şu an ben de aynı durumda olucaktım. Yıllardır düşman olmamız ve onların karşı safında savaşmama rağmen geri dönüp bizi kurtarmışlardı.
-Neden bizi kurtardın Potter. Neden bizi ölüme terk etmediniz. Biz..biz sizin düşmanınız. Seni öldürmek için uğraşan herifin yanında yer alıyorum ben.
-Bilmem. Göz göre göre birisini ölüme terk edemezdim. Her ne kadar o kişi kendini beğenmiş bir ukala olsada. Hem sen de bizi kurtardın. Sizin malikanede. Bizi rahatça tanımana rağmen kasten bilmemezlikten geldin. Sen niye bizi ele vermedin Malfoy? Benim olduğumu söyleseydin arkadaşın ölmeyecekti. Pişman mısın?
- Ben..Sanırım değilim. Sadece sizin göz göre göre ölmenize izin veremezdim. Her ne kadar kendini beğenmiş bir sağ kalan çocuk ve onun aptal tayfası olsada.
Sonlara doğru alaycıl söylemiştim. Nitekim onunda yüzünde ufak bir sırıtma olmuştu.
-Kendini kaybolmuş mu hissediyorsun?
Yine ciddileşmiştik. Yavaşça başımı aşağı yukarı salladım. Kendimi boşlukta kaybolmuş hissediyordum.
Sağ elini omzuma koyup sıkmıştı.
-Umarım kendini bulmanda yardımcı olmuşumdur Malfoy. Umarım doğru olanı bulursun.
Ardından arkasını dönüp çıkış kapısına doğru ilerlemişti.
Kendini bulmak mı?
Herkese Selamlar. Kitaba şans verdiğiniz için teşekkürlerimi sunuyorum. Geçen bölümde de demiştim öyle yorum beğeni meraklısı değilim. Fakat geçen bölümlerde bir kaç kişi yorum yazmış ve ister istemez heyecanlanıyor insan. Çok değişik ya.
Yazım biçimim nasıl size nasıl hitap ediyor olaylar size göre nasıl bir belirtir misiniz. Merak ediyorum da. Neyse çok yazdım. Kitap umarım hoşunuza gitmiştir. Öpüldünüz.
~Melek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DRAMİONE~ SAVAŞTAN SONRA
FanficSavaş sonrası, çok değil bir kaç gün. Ölecek gibi baygın bir çocuk, kayıp bir kız. Voldemort öldüğü an yapılan anlık sevinçte Hermione gerisinde büyük bir kan gölü bırakır ve ortadan kaybolur. Hiç şüphesiz bu bir kaçırılmadır. Bakalım Voldemort'u...