30/03/2012
Laboratuvar ve yurt olarak kullandıkları gri binanın arka tarafındaki yapay bahçeye çıkmıştı Jinwoo. Son üç gündür buraya sık sık geliyor, bazen burada sabahlıyordu. Çünkü bu bahçede çimenlerden ağaç gövdelerine kadar hiçbir şey canlı değildi. Böylece Jinwoo'nun başını ağrıtacak sesler çıkarmıyor, renkler yaratmıyorlardı..
" Minho-ah..? "
Jinwoo yapay bahçede gözleri kapalı bir şekilde otururken zihninde beliren şeftali rengiyle varlığını sezdiği Minho'ya seslendi. Minho adımlarını hızlandırıp sahte çimenlere örttüğü kareli örtünün üzerinde hareketsiz bir şekilde duran hyungunun yanına oturdu ve elinde tuttuğu iğneyi, içindeki sıvıyı iyice birbirine karışması için sallarken hyunguna gösterdi.
" Senden aldığım kan örnekleri sonucunda iyi geleceğini düşündüğüm bir ka- "
" Neden bundan Hanbin'e de yapmıyorsun? "
Minho derin bir nefes alıp sinirlenmemeye çalıştı. Jinwoo'nun sürekli Hanbin'den bahsetmesi onun moralini bozuyordu. Biraz kendini önemseyebilirdi, ama sürekli Hanbin, Hanbin ve Hanbin! Minho bir gün sınırlarının sonuna geleceğini biliyordu.
Ve tabi ki Minho ne kadar gizlemeye çalışsa da Jinwoo onun sinirini gayet net bir şekilde sezmişti. Zihninin içindeki aniden kararan tatlı şeftali renginden ve çizik seslerinden anlamak zor değildi.. En azından Jinwoo için.
Yine de Hanbin'i korumak isteyen yanı daha ağır basıyordu. Sezdiği her şeyin içinde o çocuk vardı.
" Minho-ah.. "
Küçüğünün can alıcı olduğunu düşündüğü bir sesle onun adını söyledi Jinwoo.
Jinwoo'nun beklemediği bir şekilde, Minho'nun rengi tekrar tatlı şeftaliye dönmüştü. Jinwoo onun üzerinde olan etkisine şaşırdı. Yine de bu konuya çok takılmamaya dikkat ederek devam etti sözüne.
" Hanbin'in durumuyla da ilgilenmemiz gerektiğini biliyorsun.. Bence benim üzerimde bu kadar titremeye gerek yok.. Şu kan örneğiyle ilgili şeyi bir de Hanbin için denesen? "
Hanbin.. Yine..
Minho elindeki iğneyi avucunun içinde sıkarak kendisini kontrol etmeye çalıştı ve donuk bir sesle cevapladı.
" Hımm.. Neden olmasın? "
Elbette Jinwoo onun asıl hislerini anlamıştı. Zihninin içindeki kulak tırmalayıcı ses tekrar tekrar Minho'nun asıl düşüncesinin yankılanmasına sebep oluyordu.
' Canın cehenneme Hanbin. '
" Oh.. Minho-ah, istersen Hanbin'in örnekleri için birlikte çalışabiliriz.. "
Jinwoo, Minho'nun aniden yükselen heyecanını da hissetmişti. ' Hyunguyla birlikte çalışacağı için heyecanlı olmalı.. ' diye düşündü başta, ama buraya geldiklerinden beri beraber çalışıyorlardı zaten.. Acaba her birlikte çalıştıklarında böyle heyecanlanıyor muydu Mino?
Jinwoo yavaşça yerinden kalktı ve örtünün yanındaki koltuk değneklerine uzandı. Bacak kaslarını zorlamayı pek tercih etmiyordu çünkü kullanmadığı sürede biraz körelmişlerdi - ki sürekli yorgun hissetmesi, dolayısıyla da yürüyüş yapmaması cabası.
" Hyung, dur yardım edeyim. "
Minho aceleyle ayaklanarak hyungunun koltuk altlarından tutup ona destek olmaya çalıştı.
" Minho-ah.. Kendim yapabilirim.. "
Jinwoo, Minho'dan uzaklaşıp gri binaya yürürken Minho ellerini ceplerine soktu ve onu takip etmeye başladı. Jinwoo'nun kolaylıkla hissedebileceği bir kırgınlık hissi yayıyordu etrafa.
*^*^*
" Örnekleri getirdin mi? "
Jinwoo oturduğu yerden sordu, laboratuvara girmekte olan küçüğüne. Minho elindeki küçük tüpleri sallayarak hyunguna gösterdi. Jinwoo gergince gülümseyip ona karşılık verirken zihnindeki sesler ve renklerle başa çıkmaya çalışıyordu. Bir sürü canlı organizma vardı burada.. Bir sürü canlı organizma demek bir sürü ses ve renk demekti..
Hanbin'e karşı neden öylesine büyük bir koruma hissi hissediyordu? Bunun cevabını öğrenmek için buraya girmeyi göze almıştı. Öbür türlü buraya girmeye cesaret edemezdi.
" Başım ağrıyor.. "
Jinwoo kendi kendine fısıldarken bunu duyan Minho hızlı bir şekilde hyungunun yanına koştu. Tüpleri dikkatlice masaya koyduktan sonra hyungunun yüzünü ellerinin arasına aldı ve alnına masaj yapmaya başladı. Bu hareketinin hiçbir faydası olmasa da hoşuna gitmişti büyük olanın.
" Teşekkürler Minho-ah. Sanırım geçti.. "
Jinwoo, Mino'nun daha fazla endişelenmesini istemediği için normalmiş gibi davranmaya karar verdi. Belki mimikleri onu ele verebilirdi ama deney yaparken takacağı maske ile bu sorun ortadan kalkmış olacaktı.
Maskeyi taktıktan sonra tüplerden birini aldı ve cam merceğe birkaç damla damlattı. Büyüteçle gözlemlemeye başladığında cam merceğin kenarındaki bakterileri fark edip kendine kızdı. Merceği değiştirmeyi unutmuştu. Tam merceği değiştirmek için geri çekileceği sırada mercekteki kan plazmasının merceğin kenarındaki bakteriye doğru yaptığı hareketlenme dikkatini çekti. Plazma, bakteriye yaklaşınca yavaş yavaş onu sarmaya başladı ve bakteri mor-sarı arası bir renk alarak eridi, ardından kana karıştı.
Jinwoo kaşlarını çatarak geri çekildi. Plazma kendi kendine hareket etmemeliydi. Yani tamam, belli başlı hareketler olabilirdi ama bakteriye yönelmesi, ona ulaşması ve onu sindirmesi.. Onu sindirmişti, değil mi?
Az önce gördüğü şeyin bıraktığı hisle Jinwoo kendi kolunu tuttu. Kendi kanı da öyle şeyler yapıyor muydu..?
Yapsaydı Minho kan örnekleri üzerinde çalışırken kesinlikle fark ederdi.. Evet.. Öyle olmalıydı..
" Hyung? Iyi misin? "
Minho, kendi koluna düşünceli bir şekilde bakan Jinwoo'nun omzuna elini koyarak ona seslendi. Jinwoo yutkunarak ona döndüğünde odaya giren kişi ikisinin de dikkatini dağıtmıştı. İkisi de odaya apar topar gelen ve hızlıca konuşan meslektaşlarına diktiler gözlerini.
" Hanbin! Hanbin uyandı! "
Seunghoon hevesli bir şekilde onlara seslenirken arkadan gelen Taehyun sinirle duvara tekme attı.
" Yine benden önce söylüyor! Aish! "
Jinwoo ise duyduğu şeyle hemen koltuk değneklerini aldı ve olabildiğince hızlı bir şekilde yukarı çıkmaya başladı, elbette Minho'nun yardımıyla.
Hanbin'in odasına vardıklarında Seungyoon, Jinhwan ve Jiwon onları bekliyorlardı. Minho, Jinwoo'yu Hanbin'in yanındaki sandalyeye oturttu, Jinwoo ilgiyle ona bakarken Hanbin boş gözlerle onları süzüyordu. Odada yavaşça gezdirdiği gözleri Jinwoo üzerinde sabitlenince dudakları hafif bir şekilde yukarı kıvrıldı. Bu kıvrılış Minho'yu rahatsız etmişti. Jinwoo, Minho'dan gelen antipati dolu düşünceleri zihninden uzaklaştırmaya çalıştı ve Hanbin'in elini tuttu.
" Sonunda.. Uyandın. "
Fakat onun uyanışına hiç sevinmeyen birisinin varlığını unutmuştu Jinwoo..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Infection ( Winner / MinWoo Yaoi )
FanfictionHuu ilk MinWoo ficimize bir merhaba diyelim *-* ( Açıklamasını sonra yazacağım u.u )