3| Lucy's Revenge

733 80 39
                                    

(Medya, Brandon ve Lucy)

Brandon Moon

''İyi görünmüyorsun Lucy'' dedi Brandon normal bir ifade ile, yan koltukta oflayıp puflayan kız kardeşine bakıyordu.

''Kes sesini Brandon, ve arabayı sür. Ayrıca bana Lucy demeyi de kes'' dedi Lucy sert bir sesle.

Brandon birden bire çok şaşırdı çünkü Lucy kendisini hiç terslemezdi. Hatta Lucy kimseyi terslemezdi çünkü o bunu yapamayacak kadar iyi kalpli ve nazik bir kızdı. Bu nedenle Brnadon, karnelerini almak için okula doğru gittikleri bu sabah, Lucy'nin ona böyle davranmasını garipsemişti. Kız kardeşine baktı. Lucy, dirseğini camın önüne dayamış dışarıya bakıyordu.

Brandon arabayı kullanmaya devam etti ve okulun dışındaki bir sokakta arabayı park etti. İkisi birlikte araban indiler ve sokağın aşağısındaki büyük binaya doğru yürümeye başladılar. Brandon, her zamanki gibi havalı olduğunu düşündü. Siyah, kısa Converse'lerini, açık renk kot pantolonunu, düz beyaz tişörtlerden birini ve siyah ceketini giymişti. Tekrar Lucy'e baktı. Lucy biraz önünde yürüyordu.

''Sen neden bana bugün bozuk atıyorsun?'' dedi Brandon hafiften kaşlarını çatarak.

''Tanrım, sen hala konuşuyor musun? Brandon, dün senin yüzünden altıma ediyordum'' dedi Lucy sinirle.

''Haa, şu ceza meselesi'' dedi Brandon anlamış bir şekilde.

   Brandon, önceki gün edebiyat sınıfının önündeki dolapların arkasında Callie ile öpüşürken edebiyat öğretmeni Bay Morris'e yakalanmıştı. Bay Morris, belki de onu yüzüncü kez yakaladığı için Brandon başta umursamamıştı, asıl başı dertte olan Callie idi. O, her zamanki gibi velisinin aranacağını düşünmüştü ama Bay Morris artık taktik değiştirmiş gibi görünüyordu. Brandon'un velisinin aranmasının bir şey değiştirmediğini görünce adam, artık Brandon'a sıradan öğrenciler gibi ceza uygulamaya başlamıştı ve Brandon kesinlikle sıradan bir öğrenci değildi.

İlk birkaç kez, Brandon cezalardan yırtmayı başarmıştı ama o gün Bay Morris çok ciddi görünüyordu. Onunla epey uzun bir süre konuşmuş, ve cezasının sonraya alınmasını istemişti. En sonunda Bay Morris, Brandon'dan bıkmış ve onu cezası için başka birini yollaması koşulu ile serbest bırakmıştı. Brandon da Lucy'yi cezaya getirmişti, ve şu anda da Lucy'nin ona kızgın davranmasının sebebi bu ceza olmalıydı.

''Ama başka ne yapabilirdim Lucky. Lütfen beni anla, Sonya Clark'ın düzenlediği o partiye katılmak zorundaydım'' diye sızlandı Brandon.

Lucy yumruklarını sıkıp daha hızlı yürümeye başladı. Brandon ona yetişmek için birkaç büyük adım attı.

''Parti cidden muhteşemdi ama. Sonya'lar şehrin batısındaki AVM'ye sahip ve partiyi de orada yaptı. Dean ile birlikte gittik ve birkaç bardak vi-...''

''Kapa çeneni!'' dedi Lucy bir topuğunu yere vurarak. ''Zaten sabah banyo sırasını bana vermedin yine!''

''Üzgünüm ama bu muhteşem saçı yapabilmek biraz zaman istiyor'' dedi Brandon saçını okşayıp. Lucy ona dönüp sinsi sinsi sırıttı, okulun ana giriş kapısının önüne kadar gelmişlerdi. Brandon kız kardeşinin yapacağını tahmin ettiği şeyi anlayınca gözleri korkuyla açıldı.

''Ohh, hayır bunu yapamazsın Lucky...'' dedi Brandon bir adım gerileyerek.

''Ohh, hemde öyle bir yaparım ki Brandon!'' dedi Lucy neşeyle ve Brandon'a doğru atıldı.

Brandon kaçmaya fırsat bulamadan Lucy erkek kardeşinin kafasına çantasından çıkardığı su şişesinde kalan tüm suyu boca etti. Brandon'un şekil vererek düzelttiği saçı birden anlına yapışıp bozuldu.

Other Side (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin