Özel Bölüm 4

1.7K 124 47
                                    

Jungkook

Lisa gittikten sonra hızla gidebilecek yerlere gitmiştim. Ne Rosenin eski evi ne jisoo ne de bizim evimiz de değildi.
Rosenin çalıştığı yere bile gitmiştim ama yoktu.

Hiçbir yerde yoktu.. Kapının önüne oturduğum da Jimin de yanıma geldi. Ne rose ne jisoo da yoktu. Telefonu çıkarıp aradığım da ise ulaşılmıyordu.

Hava giderek karadığın da aklıma gelen hiçbir şey yoktu. Jisoo ve rose  namjoonla jimine mesaj atıp telefonlarını kapatmıştı.

Biz iyiyiz merak etmeyin.

Aynı mesaja 30 kere bakmıştım. Üçüsünede ulaşılmıyordu. Saat 12ye geldiğin de namjoon içeride ki koltuğa uzandı. Jimin ise karşısında ki eve giderek yanımdan ayrıldı.

Saat giderek ilerliyordu ve ben bekliyordum. Gelirdi o....

Saat gece 4de geldiğin de sokakta tek bir araba sesi bile yoktu. İçim daralıyordu. Ya başına birşey geldiyse...

Lisa

Saatin kaç olduğundan bile haberim yokken kızlar çoktan uykuya dalmıştı.
İşlek cadde de satış yapmaya çalışan süt mısırcı izin isteyerek yanıma oturdu. Elinde ki mısırı bana uzattığın da teşekkür ederek aldım.

"insanı ferahlatıyor değil mi?"
"evet"
"galiba biraz dertlisin"
"içim yanıyor.."

Dediğime gülerken elimde ki mısırı yemeye devam ettim.

"bende gelirdim buraya.. Gökyüzünü izlerdim. Ama gökyüzü heryerde aynı iken deniz hep unutturdu."

Söylediklerinde haklıydı. İnsanlar denizi seyretmeye geldiğin de bile gözleri gökyüzünü tarıyordu.

"saati sorabilir miyim acaba"

Gülümseyerek saatine baktı.

"4.30"
"teşekkür ederim"
"ben artık işimin başına döneyim"
"AA, borcum ne kadar acaba"
"benden güzel kızım benden"

Teşekkür ederek adamın gidişini izledim. Tekrar denize döndüğüm de dalgaların yıyıya çarpışını dinliyordum.

Gözümde bir gram uyku bile yokken güneşin doğuşunu izlemek için sabırla bekledim.

Kızlar ise horul horul uyuyordu. Telefonuma uzanarak geri açtım. Kısa süre sonra ise anın da telefonum çalmaya başladı. Jungkook arıyordu ve saat 5e geliyordu. Bu saate kadar beklemişmiydi?

"jungkook"
"lisa.. Lisa. İyi misin güzelim?"
"merak etme iyiyiz"
"neredesin, yanına gelmek istiyorum"
"sahildeyim"

Kapı sesi geldiğin de evden çıktığını anlamıştım. Telefonu kapatmayarak dizime koydum. Oda kapatmamıştı. Ve gelene kadar telefon açık kalmıştı.

Nefes sesini duyuyordum. Bazen de arabanın sesini.. Kızların yanından kalktığım da biraz yürüyüp kendimi yere bıraktım. Kumlar soğuktu ama ayrı bir güzeldi.

Nefes nefese kalan sesini duyduğum da ise galiba koşuyordu. Birden yanımda bir beden hissettiğim de ona doğru döndüm.

Yanımdaydı ve kendisine çekerek sarıldı. O kadar sıkı sarılıyordu ki sanki Kollarından kayıp gitmemem için iyice tutuyordu.

"lisa, ben çok özür dilerim. Bu kadar ileri gitmemem gerekirdi. Özür dilerim lisa özür dilerim"

Bend eona sarıldığım da çok iyi gelmişti. Sanki içimdeki bütün yük uçup gitmişti. Ondan ayrıldığım da gözlerinin içine baktım.

Onun yanımda olmasını seviyordum ve gözlerine baktığım da bütün kırgınlığım geçiyordu. Elimle güneşin doğucağı yeri gösterdiğim de ona doğru döndüm.

"birazdan güneş doğacak. Onu izleyelim"

Kafasıyla onayladığın da kolunun altına girdim ve sıkıca sarıldım. Kalp atışlarının sesini duyuyordum. Çok hızlı atıyordu. Kumun üzerine uzandığımız da gözlerimi kapattım.

Güsneşin doğup doğmaması umrum da bile değildi. Güzel bir uykuya ihtiyacım vardı ve jungkook yanımdaydı.

Gözlerimi kapattığım da galiba mutluydum. Onun kokusunu hissederken Jim mutlu olmazdı ki?

___

Güneş gözlerimi acıttığın da jungkook beni sarıp sarmalamıştı. Kafamı kaldırıp ona baktığım da ise tüm dikkatiyle beni izliyordu.

Üzerinden kalkıp doğruldum. Kızlara doğru baktığım da ise yerlerinde yoktu. Büyük ihtimal gitmiştiler.

Jungkooka tekrdöndüğüm de ise sessizce beni izliyordu. Dudaklarını hızla öpüp geri çekildim. Şaşkına bana bakarken Ayaklanıp söze girdim.

"beni çok korkuttun jungkook... Ama affettim"

Üzerimi sirkeleyip ayakkabılarımı aldığım da mısırcının önüne geldim. Jungkook gülerek yanıma geliyordu.

Mısırcı beni gördüğün de selamlayıp mısır uzattı.

"bir tane daha"

Dediğim şeye gülümseyip hazırladığı mısırı jungkooka verdi. Kulağıma yaklaşıp fısıldadığın da gülmeye başladım.

"amma yakışıklıymış bu kereta.."

Jungkook ise mısırını yiyordu. Ahh benim minik kalpli sevgilim. Seni her daim seveceğim...

Merak ettiğiniz için peşpeşe yayınladım. Bir hikayenin 2.defa sonuna geldik..
Okuduğunuz için çok teşekkür ederim... 🥰

Fate - Liskook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin