13

2.2K 174 34
                                    

Jungkook

Sabah gözlerimi açtığımda kucağımda lisa uyuyordu, onun kucağında ise jimin.. Lisa baktığımda uzun saçları jimin kafasına geliyordu ve jimin fazlasıyla komikti. Jimin yavaş yavaş uyandığında şuan ki halimizi görüp gülmeye başladı.

"lisa uyanmadı mı?"
"uyanmışamı benziyo jimin?"

O sırada lisa uykusunda konuşmaya başladı.

"ahhh, kolum acıyoo"
Sol eliyle kolunu tuttuğunda jimin bana ben jimine bakıyordum. Gözlerini yavaşça açtığında kalkmaya çalıştı. Sadece çalıştı çünkü her kalkmaya çalıştığında acıyla bağırması daha da artıyordu.

"lisa iyimisin?"
"doğru doktora gidiyoruz"
"hayır hayır iyiyim ben, sadece tüm gece sağ kolumun üzerine yatmışım."

"eminmisin doktora gidebiliriz"
"hayır jungkook iyiyim ben"

Koltuklar doğrulup odasına ilerledi.

"salak jimin kızın üzerine niye yatıyorsun?"
"ya bilerek mi yaptım"
"sus Allahın Koca kafalısı seni"

Koltuktan kalkıp lisanın odasının yolunu tuttum. Kapıyı tıklattığımda içeri girdim. Lisa üzerindekini çıkarmaya çalışıyordu.

"yardım istermisin?"

Beni farkedip arkasını döndüğünde tekrar konuşmaya başladım.

"yani gözlerimi kapatırım, senin için daha kolay olur"

Kafasıyla onayladığı da odaya girip kapıyı arkamdan kapattım. Tişörtünü tutup gözlerimi kapattığım da yavaşça çıkarmaya başladım. Parmaklarım ara sıra tenine değiyordu. Pürüzsüz bir teni vardı sanki bembeyaz...

Tişörtü gözlerim kapalı çıkarttığım elimi yatağın kenarına attım. Diğer tişörtü arıyordum ki lisa gülmeye başladı.

"gözlerim kapalı, bulamıyorum"
"sakın açma, tişört elim de"
"heyy en baştan neden söylemedin"

Kıkırdarken beyaz yarım tişörtü üzerine giydirdim. Gözlerimi açtığımda bana gülen bir lisa ile karşılaştım. Altındaki yırtmaçlı eteğiyle beyaz tişörtü vardı.

"ben şimdi dışarı çıkacağım saçlarımı kestirmeye, 2 saate gelirim"
"nedenn"
"tek elle saçlarıma bakamıyorum hem belki siyaha boyatırım"
"fazla geç kalma"
"emredersiniz jungkook bey"

İkimizde odadan çıktığımızda jimin kahvaltıyı hazırlamıştı. Hızla yemekleri yiyip evden fırladı.

"nereye gitti"
"saçlarını kestirmeye"
"ne eeee, ama hayırr.. O uzun sarı saçları özleyeceğim"
"bende"

Cumartesi olduğu için erkek günüydü. Zilin çalmasıyla mark, bambam ve Jackson içeri girip direk biralara yapıştılar. Kısa süre sonra namjoon da geldiğinde işte erkek günü başlıyordu.

Elimdeki birayı Jacksona atarken yarısı yere dökülmüştü. Mısırla, cipsler, çerezlerin tozları, yastıklar.. Heryer heryerdeydi...
Fifa oynuyorduk ve beleşe değildi.. Kaybeden barın ortasında twerk atıcak tı. Tam tamına 4 saattir oynuyorduk ve saat 3e geliyordu.

Fate - Liskook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin