SANAT EĞİTİMİNİN ÖNEMİ VE GEREKLİLİĞİ

1.9K 5 0
                                    

Sanat eğitimi, insanın genel eğitimi içerisinde önemli bir yere sahiptir.

Yaygın biçimde düşünüldüğü gibi, sanat eğitimi yalnızca yetenekliferin eğitimi

için bir “lüks” değil, herkes için gerekli bir kişilik eğitimidir. Burada sanat eği-

timinden amaçlanan, sanatçı yetiştirmeye yönelik eğitim değil, bireyin sanat

yoluyla eğitimi, yani bireyin estetik eğitimidir. İnsanın yaratıcı güçlerini orta-

ya çıkarmasına yardımcı olacak şartları hazırlayan ve bireyin kişilik kazan-

masını amaçlayan bir etkinliktir (Gençaydın, 1990: 44). Suut Kemal Yetkin:

“Sanat eğitimi bir çeşit ahlâk eğitimidir” (Yetkin, 1962: 61) diyerek, insanın

yetişmesinde, kişiliğinin olumlu yönde gelişebilmesinde sanat eğitiminin ne

denli önemli olduğunu ifade eder.

Sanat eğitimi, çocuğun geniş anlamda gelişmesini içeren en güvenilir or-

tamdır. Çünkü o, bu ortamda kendi temposu paralelinde, doğal eğilimlerini

uygular, kendi deneyimlerini kullanır. Eğitimin her kademesinde çalışmalar

bu doğal eğilimin paralelinde olmalıdır. Çağımızın atom çağı olduğu unutul-

mamalıdır. Teknoloji gün lük yaşamımızı bile etkisi altına almıştır. Bu nedenle

de algı ve anlatım olanakları da artmış bulunmaktadır. Bilimde ve sanatta
yaratıcılık eşit değerde kabul edilmektedir. Deneme olanağı veren sanat

eğitimine, dış ülkeler programlarında geniş yer vermekte, şaşırtıcı deneyler

ve araştırmalar yaptırmaktadırlar (Gökaydın, 1990: 3). Sanat eğitiminin en

önemli amaçlarından biri görmeyi, işit meyi, dokunmayı, tat almayı öğretmek-

tedir. Çevresini hakkıyla algılayıp onu biçimlendirmeye yönelmek için gerekli

ilk şarttır. Yalnızca bakmak değil “görmek”, yalnızca duymak değil “işitmek”,

yalnızca ellerle yoklamak değil, “dokunulanı duy mak” yaratıcılık için gerekli ilk

aşamalardır (San, 1985: 17). Sanat eğitimi yoluyla, çocuk ile çevresi, özellikle

kültürel çevresi arasındaki etkileşim ve iletişim daha güçlü ve anlaşılır olacak-

tır. Çağdaş sanat eğitimi, temelde sanatsal etkinlikler yoluyla bireylerin
ve toplumun içinde yaşadıkları çevreye duyarlı olmalarını sağla maya,
çevresi ile yararlı bir etkileşim içine girebilmelerine, estetik ihtiyaçlarını
karşılamaya, ürün ortaya koyabilme ve yorumlama güdülerini doyurma-
ya, yaşan tılarını daha anlamlı hale getirebilmelerine imkan vermeye yö-
nelik düşüncededir.

Sanata ilişkin en önemli özellik anlatımdır. Kişinin çok özel iç dünyası,

imgeleri, düşünüleri ve duyguları sanat ile görselleşir. Bu çok özel dünyanın

dışa aktarıl ması, bir başka deyişle anlatımı, başkalarının anlatımının anlaşıl ması, insan için bir ihtiyaçtır. Hangi sanat formu olursa olsun yaratma eylemi

anlatılmak isteneni izleyiciye iletme amacını güder. Bu aynı zamanda üretilen

aracılığı ile bazı şey lerin paylaşılmak istenmesidir. Sanatsal anlatımı, onun

özel dilini kullanmayı öğre nen kişi aynı zamanda bu dil yardımıyla geçmiş

ve çağdaş sanat eserlerine yargısıyla ulaşabilir. Sanatın insana kazandırdığı

bu niteliksel zenginlik, değerler le düşünme gücü her incelemede biraz daha

gelişir. Buna görsel duyarlılık ya da "görsel okur yazarlık" denilebilir. Sanat

eğitimi çocuğun çok yönlü düşünmesini sağlamayı, yalnızca kendi bildikle-

ri ve sevdiklerinin güzelliğinin yetersiz olduğunu öğretmeyi amaçlar. “Sana-
tın kişiye kazandırdığı bir başka boyut yaratıcı eylemin yine değeri kendin-
den kaynaklanan mutluluk duygusudur. Bu hazzı aynı zamanda yaratmanın
bir güdüsü olarak çocuklara tattırmak sanat eğitiminin bir başka amacıdır”

(Kırışoğlu, 2002: 48-51). Çocukların yaptıkları çalışmaların hazzını duyabil-

meleri, bir sonraki çalışmaya daha istekli başlamaları ortaya koydukları ça-

lışmaların onlarda uyandırdığı mutluluk duygusundandır. Çocuklar/gençler

sanat eğimi sürecinde sanatın hangi alanında olursa olsun (resim, grafi k,

heykel, seramik, tekstil gibi) ortaya bir ürün koyarken yaşadıkları süreç ve so-

nuçta ortaya çıkan ürünün ruhsal gelişimlerine, kişiliklerine, bedensel ve top-

lumsal gelişmelerine katkısı büyüktür. Ürünü ortaya koyma sürecinde, mal-
zemeyi tanıma, tekniği öğrenme ve geliştirme, deneme ve yanılmalarla
düşünme, sorgulama ve yaratıcılıklarının gelişmesine katıda bulunulur.

Sonuçta ortaya çıkan ürün de başarmanın mutluluğunu ve gururunu ya-

şatır. Bunun en güzel örneği, okullarda açılan yıl sonu sergilerinde öğrenciler

yaptıkları çalışmanın yanında dururlar ve izleyicilerin gözlerine, mutlulukla,

gururla, bunu ben yaptım dercesine bakarlar. Çocuklarımızın kişilik gelişim-

lerine, sorumluluk duygusunun güçlenmesine, sanatsal farklı yollarla kendi-

lerini ifade edebilmelerine imkan tanıyan sanatsal uygulamalar, eğitimin her

aşamasında amaca ve seviyeye uygun yöntem ve tekniklerle çocuklara ve

gençlere yaptırılmalıdır.

Sanat eğitimi yaratıcı bir süreç olarak çocuğu özgür düşünmeye, özgür

çalışmaya yöneltmeye çalışır. Sanat eğitimi sürecinde her öğrenci kendi
kişiliği doğrultusunda geliştirilmeye çalışılmalıdır. Kendi kişiliği ve eğilim-

leri doğrultusunda yönlendirilmeli, özgürce kendini ifade edebilme ortamı bu-

labilmelidir. Üreten, seçen, beğenen, kendini ifade edebilen çocuk içinde
yaşadığı toplumun bir üyesi, geleceğinin temsilcisidir.

SANAT EĞİTİMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin