Shattered (1x9)

804 59 235
                                    

Telefonu kapatıp bir kenara koyduktan sonra ne yapabileceğim hakkında düşünmeye başlamıştım.Odanın bir köşesinden diğer köşesine gidip dururken aklımda aynı anda bir sürü düşünce uçuşuyordu.

Öncelikle...Kai'nin bundan haberi var mıydı?Olayla alakası var mıydı?Yoksa her şeyden habersiz miydi?

Belki de ona direkt sormaktansa olayı kendi kendime çözümleyerek gitmeliydim.

Kapı sesi gelince hemen sandalyeye geri oturdum ve telefonumla uğraşıyormuş gibi görünmeye çalıştım.Kısa bir süre sonra Kai içeri gelmişti,kendisiyle birlikte yasemin aromalı duş jelimin kokusu da gelmişti.Duş jelini üstüne bocalamış olmalı ki koku Kai ile birlikte yürüyordu.

"Sizde de şey oluyor mu,sürekli çalışan değişiyor mu?"

İkimizin de beklemediği bir anda sormuştum.Havluyla saçlarını kurulamayı yavaşça bıraktı ve ani sorumu bozuntuya vermeden cevapladı.

"Uzun süredir değişmiyor yani."

"Bizde çok değişiyor,şimdi de yeni bir stilist gelmiş."

İfadeleri gayet normal görünüyordu,gözüme çarpan hiçbir şey yoktu şu anlık.Hâlâ sorumun ne alaka olduğunu sorgular gibiydi,yine de bozuntuya vermemek için gülümsedi.

"İyiymiş."

Biraz mutfakta oturduktan sonra salona geçip televizyondan saçma programlar izlemeye dalmıştık.Hâlâ fazlasıyla normal davranıyordu,hâl ve hareketlerine bakılırsa gerçekten bir şey bilmiyormuş gibiydi.

Güneş ışıkları yavaş yavaş odayı doldurmaya başlamıştı.Neredeyse sabah olmak üzereydi.Gün doğumunu izlemek en büyük zevklerimden biri olabilirdi ama şu anda buna hiç gücüm yoktu,gözlerim gittikçe ağırlaşıyordu.Ağırlaşan gözlerimi ovuşturarak koltuğun yarısından azını kaplayacak şekilde kıvrıldım ve kendime daha fazla işkence etmeyi kesip gözlerimi kapadım.

Uyandığımda üstümden uçak geçmiş gibi hissediyordum.Gerinmeye çalışırken başımı çarptım,çarptığım şey Kai'nin başıydı.O da koltuğun diğer yarısına ters yönde uzanmıştı,kafalarımız en ufak harekette çarpışıyordu.

Koltuktan kalkmayı başardığımda önce belimi ovuşturdum,inanılmaz bir ağrı vardı.Saate baktığımda ise öğlen ikiye geliyordu.Bir yandan da kızlardan bir sürü cevapsız arama olduğunu görebiliyordum.Onlara sonra da dönebilirdim.Öncelik Jongin'i uyandırmayı başarmaktı.

Banyoda yüzümü yıkadıktan sonra Jongin'nin yanına döndüm ve baş ucuna oturdum.Uyurken bile harika görünebiliyordu,bazen insan olduğundan şüpheleniyordum.Yavaşça bir elimi dağınık saçlarına götürdüm.Uyanmamasını dilerken elimi çok yavaş hareketle saçlarında gezdirmeye başladım.Çok yumuşaktı saçları.

Hâlâ cesaretimi nasıl toplayabildiğimi bilmiyordum.Çok yavaş hareketle ona doğru yanaştım ve saçlarının arasına bir öpücük kondurdum.Geri çekilmedim ve yüzümü saçlarına gömdüm.Ne yaptığım hakkında hiçbir fikrim yoktu,tek istediğim geri çekilmemekti.

İstemesem de geri çekilip ayağa kalktım ve kolunu dürtükledim. "Jongin."

Uykusunda anlamadığım bir şeyler mırıldandıktan sonra ters tarafa döndü.Birisini uyandırma evresinden gerçekten de nefret ediyordum.

"Jongin."

Uyanmamaya inat ettiğinde kolundan tutarak kendime doğru çevirdim ve bu sefer sarsmaya başladım. "Jongin!"

Gözlerini açıp yerinde doğruldu ve telaşla etrafına bakındı. "Ne oldu?"

"Uyan."

"Baskına gelmiş gibi uyandırdın,sana da günaydın." 

Love Scenario ∥JenKai∥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin