Bölüm 1|limandan ayrılan gemi

433 24 3
                                    

10 NİSAN 1912

''Hey hile yapmadan oynayın!''

Limanın karşısındaki butik ama şirin bir cafede ortaya atılmış iki kişilik bilet için toplanmışlardı kumar masasının etrafında. Gemi sirenlerini insanların toplanmaları için çalıyor, kulaklara gelen yüksek sesi cafenin içinde birbiriyle konuşan insanların seslerine karışmış, masanın etrafındaki altı adamın havaya savurduğu küfürleri bastırmıştı.

Sabahın erken saatlerinde güneş yeni yeni kendini göstermeye başlamış, yüzlerine vuran güneşin ısısı soğuk havaya rağmen azda olsa içlerini ısıtmıştı.Dışarıdan içeriye yansıyan sabah güneşi içerinin koşuşturmasından havaya kalkan tozları ince biz toz bulutu gibi gösterirken, masaya atılan kartlar son hamlesini yapıyordu.

''İki dokuzlu''

Birbiri ardına kartlar masada yerini bulurken, diğerlerde ellerindeki kartı sinirli bir şekilde masaya fırlatmıştı. Kırmızı örtüsü yüzlerinin rengiyle uyum sağlamış, toz bulutuna karışan yüzlerin ifadelerini göstermemişti masayı çevreleyen insanlara.

''Rest''

''Rest''

Herkes masada kartını açmayan son kişiye bakarken yüzünün aldığı ifadeden ortamı bir sevinç kaplamış, kaybettikleri biletini geri kazanmanın mutluluğuyla ayaklanmaya başlamıştı. Masanın üstünden bahis olarak atılan paraları toplayıp en son kalan bileti almak için uzanırken, kartını açmayan son kişinin sesiyle herkes olduğu yerde donup kalmıştı.Yanındaki adama dönüp ''üzgünüm'' demesiyle elindeki kartları masanın üstüne çoktan açmıştı.

''Üç as''

Diğerlerinin siniri yüzlerinden okunuyorken, bileti elinde havaya kaldırmış büyük bir sevinçle sallayan adam gemiden gelen son siren sesiyle oturduğu sandalyeden ayaklanmış, yere dağılmış eşyalarını toplayarak masanın üstündeki bileti alıp gemiye yetişebilmek için koşturuyordu. Ardında bıraktığı sinirden deliye dönmüş iki arkadaş birbirine girerken, yumruklar havada uçuşmuş, dışarıdan gelen çığlık sesleri içerideki sesleri bastırmıştı.

İnsan kalabalığını yarıp birbiri ardına geçmiş, iskelede bulunan görevliye elindeki bileti uzatmıştı.

''Adınız nedir?''

Karşısında nezaketle adını soran adama en güzel gülümsemesini sunmuş, daha fazla vakit kaybetmeden dökülüvermişti dudaklarından.

''Yibo... Wang Yibo.''

Adam elindeki bilete bakmış, kontrolünü yaptıktan sonra tekrardan uzatmıştı onlara.

''Sağlık kontrolünüz yapıldı mı?''

Görevli gemiye almadan önce herşeyden emin olmak için kontrolleri düzgün bir şekilde yerine getirmeye çalışıyordu. Binlerce insan arasında tek bir kişiyi bile atlamadan herkesi kontrol etmiş, eksiksiz bir şekilde içeriye girmelerini sağlamıştı.

''Evet yapıldı.''

Wang Yibo önündeki yolculukta önlerinde ki son engel olan görevliye cevabını istediği gibi verdikten sonra kapı onlara açılmış, uçsuz bucaksız bir yolculuğa adımlarını atmışlardı.

''Buyrun. İyi yolculuklar.''

İçlerindeki heyecanı tarif edecek kelime bile bulamazlarken, belki de hayatlarının en şanslı gününe uyanmışlardı. Gece uyuduğu parktaki bir banka inat şimdi yüzyılın icadı olan bu devasa gemiye binmiş, gitmeyi uzun zamandır istediği ülkeye ulaşabilmenin ilk adımını atmıştı.

Titanic ''Yizhan Ver.'' ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin