Yoğun bakım ünitesinde hızlı hızlı gidip geliyordu Eren. Elleri yüzündeydi ve artık ağlamaktan ötürü yeşilleri kırmızıya karışmıştı.
"Tsk..." yumruğunu sıkıp duvara vurdu." Kahretsin!"
"Dostum sakin ol." Jean, elini Eren'in omzuna koydu. Dediği şeyin ne kadar saçma ve zor olduğunu elbette kendiside biliyordu.
"Doktorun dediğini duydun.""Ne zaman uyanacağı belli bile değil!" Dedi Eren sesini yükselterek, gözleri tekrar dolarken dudaklarının arasından bir hıçkırık çıkmıştı.
"Asla uyanmayadabilir!""Mikasa'nın ne kadar güçlü bir kız olduğunu unutuyorsunuz herhalde." Demişti Sasha, göz yaşlarını silerken." Ben ona güveniyorum, o her şeyi aşabilir."
"Ya açmazsa?" Demişti Eren, sesine yansımıştı içindeki tereddüt ve endişe." Ya bir daha uyanmazsa?"
"Bu seçenek bile değil!" Dedi Armin, balayından döner dönmez kendisini hastanede bulmuştu.
Eskiden en duygusalları o iken şimdi yıllar ona duygularını gizleme yeteneğini kazandırmıştı.
"Mikasa'yı tanıyorum." Elini Eren'in omzuna koydu." Tanıyoruz. Eren o bu kadar çabuk vazgeçen birisi değil, onu biliyorsun...""Korkuyorum..." Demişti titreyen dudağını ısırarak." En kötüsünü düşünmeden edemiyorum..."
"Hep böyle aptal mı kalacaksın?" Diye sordu Annie." Bir bebeğin var, çocuklar ebeveynlerinin duygularını hisseder onu ne kadar üzdüğünün farkında mısın?!" Mavi gözlerinde şimşek çakmıştı." İyi bir baba ol ve Fleur için güçlü kal!"
"O kadar üstüne gitme hayatım..." diye mırıldandı Armin.
"Birinin onu kendisine getirmesi gerekiyor!" Demişti Annie sinirle." Tanrı aşkına durumun ne kadar korkunç olduğunun farkındayım, duygusuz birisi miyim sanıyorsunuz? Ancak birisi o bebeği de düşünmeli!"
"Annie çok bağırıyorsun, burası bir hastane." Diyerek nerede olduklarını hatırlattı ona Jean.
Annie derin bir nefes alıp sustu. Tekrar Eren'e döndü.
"Bak, üzgünüm..." iç çekti." Ancak eğer en kötüsünü de düşünecek olursan ortada bir bebeğinin olduğunu unutma. O senin, sana ait. Sadece Mikasa ve sana.""Benim...bize ait..." diye tekrarladı Eren. Duygudan yoksun, hissiz bir şekilde söylediği bir cümleydi bu.
Ünitenin kapısından uzaklaşarak, Sasha'nın kucağında duran bebeğine baktı. Babası gibi olan yeşil, çimen gözleri her şeyden habersiz bir şekilde ona bakıyordu. Minik tombul eli ağzındaydı.
Babası ona bakınca bebek buna karşılık gülmüştü.
Eren sertçe yutkunup, bebeğinin yanına ilerledi. Sasha'nın kucağından bebeğini alarak göğsüne bastırdı.
"Baban daima seni koruyacak Fleur, sakın korkup, üzülme tamam mı oğlum? Ben her zaman yanında olacağım, babacığım..."Sasha, burnunu çekerek başını Jean'ın omzuna koydu. Jean, bebeklerini ortalarına almıştı.
"Sence ne olacak?" Diye sordu Sasha sessiz bir şekilde.
"Bilmiyorum bebeğim..." diye mırıldandı Jean." Ancak bana kalırsa Mikasa uzun bir süre uyanmayacak gibi geliyor..."
"Doktor bitkisel hayata girdiğini söyledi." Demişti Armin, sessizce." Bu çok kötü..."
"Uyanmama ihtimali çok daha yüksek." Dedi Annie. Duygusuz gibi gözükmesine rağmen aslında arkadaşı için çok korkuyordu.
"Eren bu fikre de kendini alıştırmalı.""Bunu bu kadar kolay söyleyemezsin!" Dedi Sasha, sessizce kısarak." Kahretsin, Annie, Eren'e bu kadar açık sözlü olmak şuanki durum için hiç iyi değil!"
"Onu her şeye alıştırmaya çalışıyorum sadece." Demişti Annie umutsuzca. "Belki de alıştıra alıştıra söylemeliydim, üzgünüm."
"Bence bunu bizim söylememize gerek yok." Elini eşinin omzuna atmıştı Armin." Eren bunu kabullenmek istemiyor gibi gözükse de...bence o zaten bunu kabullendi."
"Bu da kötü değil mi?" Diye sordu Jean." Sonuçta... bu da Mikasa'dan çabuk vazgeçmek oluyor."
"Bir bebeği var. Hayatına devam etmeli. Bitkisel hayattan çıkan çok az kişi var." Dedi Annie.
"Böyle deseniz bile ben Mikasa'ya inanmak istiyorum." Dedi Sasha, başını Jean'ın omzuna gömmüştü." Buraya kadar gelmişken burada bırakamaz!"
Yoğun bakım ünitesinden çıkan doktor, ellerini cebine koyup derin bir nefes alıp vererek Eren'e yaklaştı.
"Bay Yeager, burada durmanızın bir faydası yok. Bebeğinizi de çok fazla hastanede tutmayın, bebekler hastalığa karşı çok hazırlıksızlar. Bir gelişme olursa biz sizi arayacağız."Eren, gözlerini bebeğine dikip güç almak istercesine başını eğerek kokusunu içine çekti.
"Biliyorsunuz..." yutkunmuştu doktor." Kendisine gelme ihtimali %30'un bile altında ve..."
"Ne imâ ediyorsunuz Doktor Bey?" Başını hızlı bir şekilde kaldırıp kızgın bir şekilde doktora baktı.
"Demek istediğim...ona acı çektiriyor olabiliriz... izniniz dışından fişten çekilmeyecek olsa bile eğer bunu oturup düşünürseniz-"
"Asla böyle bir şey istemeyeceğim." Dedi Eren." Bu ihtimal bile değil! Ben. Asla. Ondan. Vazgeçmeyeceğim."
Doktor dudağını diliyle ıslatıp yutkundu ve başını salladı.
"Evet, anlıyorum. Dediğim gibi bu sizin isteğiniz dışında asla gerçekleşmeyecek."Eren, arkasını dönüp başını kaldırdı ve derin bir nefes aldı.
"Tanrım...sen bana güç ver."Bitkisel hayatla ilgili pek bir sey bilmiyorum aslinda ama sudhwhxh
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forgotten.||EreMika
Short StoryEşi ve bebeğiyle birlikte denize giden Mikasa Yeager, ayağına kramp girmesi sonucuyla denizde boğulmuştu. 5 sene bitkisel hayatta yaşadıktan sonra bir mucize oldu ve gözlerini tekrar dünyaya açtı. Ancak ailenin mutluluğu uzun sürmedi. Mikasa, uyand...