"Ben ne yapacaktım ya?"
"Kırk kere anlattık gerizekalı."
"Seokjin hyung sen eskiden böyle değildin ya. Bak ağlarım."
"Ağla lan. Çabuk ağla."
"Sen dedin diye ağladım şimdi aynen."
"Bipolar köpek."
Derin bir nefes alan Yoongi, ikili arasındaki tartışmaya göz devirdi. Şu anda bir kuafördeydiler ve Seokjin ile Taehyung sağolsun, herkes onlara bakıyordu. Oturuduğu koltuk oldukça rahattı ama bir an önce işini halledip Jimin'in yanına gitmek istiyordu.
"Taehyung, sessiz ol bize bakıyorlar." Taehyung sevgilisinin ikazına sadece dudaklarını büzmekle yetindi. Her şeyi Seokjin hyung'u başlatmıştı!
"Tamam. Hep ben sessiz olayım zaten. Taehyung kim ki?"
Jungkook son günlerde alıngan olan sevgilisine anlam veremiyordu fakat çok kafasına taktığı da söylenemezdi. Bu yüzden suyuna gitmeyi tercih ederek yanağına bir öpücük kondurup saçlarını okşamaya başladı.
"Bakın son kez anlatıyorum. Vaktimiz kalmadı daha biz Jimin'in yanına gideceğiz." Namjoon diğerlerine bakarak konuştuğunda Yoongi dikkat kesildi.
"Jimin'i nasıl ikna edeceğiz ya?" Hoseok ağlamaklı bir ses çıkarıp kendini Seokjin'in yanına attı.
"O iş Jungkook'ta. Jimin Jungkook'u kıramaz." dedi Namjoon.
Namjoon ne yapacaklarını hepsine teker teker anlatırken gençlerin yanına oldukça güzel bir kadın geldi. Kadın direkt gözlerini aynadan Yoongi'yle buluşturdu ve eline şeffaf eldiven geçirirken sordu.
"Merhaba ben Jieun. Bugün sizinle ben ilgileneceğim. Hangi renk istiyorsunuz?" saygılı bir şekilde konuşan Jieun diğerlerinin de ona dikkat kesilmesini sağlamıştı.
Yoongi kadını bekletmeden cevabını verdi.
"Mint yeşili."
Jieun beğeniyle dudaklarını büzdü ve işe koyulmaya başladı. "Harika bir seçim."
Namjoon herkesin planı anladığından emin olduğunda Jungkook'u da ayağa kaldırarak Yoongi'nin önüne geldi.
"Hyung biz gidiyoruz. Siz buradan çıktıktan sonra direkt üniversite'ye gelirsiniz." dedi. Yoongi kafasını sallarken minnetle gülümsedi Namjoon'a.
"Teşekkürler Namjoon. Bugünü atlatırsak söz istediğin her şarkıyı vereceğim sana." dedi heyecanla. Jimin'in, Namjoon'un bu planını seveceğini düşünüyordu. Çok uğraşmışlardı ve hala uğraşmaya devam ediyorlardı.
"Hazırla kendini Min Yoongi. Cypher serisini alacağım senden. Çünkü Jimin bugün, bu evlenme teklifini kesinlikle kabul edecek."
Yoongi kafasını rahat koltuğa yerleştirirken sadece gülümsedi.
***
"Sen beni sevmiyorsun ya!"
Jungkook'un bilmem kaçıncı sızlanmasıyla düzenlediğim evrakları bıkkınlıkla masaya koydum.
Babamla girdiğim davayı çok kolay bir şekilde kazanmıştım. Bunda bay Wang'ın iyi bir avukat olmasının da etkisi büyüktü tabii. Babam ona dava açmama oldukça sinirlenmişti çünkü benden böyle bir şey beklemiyordu. Sanırım sonsuza dek onun yanında kalıp, çok sevdiği ve tek varisi olarak gördüğü biricik oğlu rolünü oynayacaktım. Yarışmada kazanmamı engelleyip oradan alacağım paranın önünü de kesince bu düşüncesi kuvvetlenmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lamentar : yoonmin
Fanfiction↝texting, düz yazı, tamanlandı! katıldıkları yetenek yarışmasında min yoongi, hiç haz etmediği park jimin'in, babasının parasıyla birinci olacağını düşünüyor.