0.9 ✔

289 46 20
                                    

Gahyeon yürüdüğü yolda yalnız başına ilerlerken yine karşısına Jeongin çıktı. Beyaz zemin üzerinde yine aylar sonra aynı yola denk gelmişlerdi.

Kalbinin ritminin değiştiğini hissederken bu hissin hem ne denli ürkeklik yarattığını hem de ne denli güzel, özel hissettirdiğini düşündü. Neydi bu hissin adı? Aşk mı? Ya da hoşlantı mı? Veya sevgi?

Her neyse bunun adı çok özeldi. Özlettiriyordu insana başka bir insanı. Kendini kaybediyordu bir başkası için. Kendi mutlululuğu için bir başkasına ihtiyaç duyuyordu insan bu his yüzünden.

Jeongin de uzun süredir böyle düşünüyordu. Sevenin de sevmenin de kıymeti bilinmeliydi. İnsanı yaratan sevgiyi de yaratmıştı sonra da o sevgiyi insanın en güzel hissi yapmıştı. Yine de birçok bencil ve nankör insan sevgi yerine nefreti tercih ediyordu.

İkisi de aynı yolda, karşı kaldırımlarda, karlı zeminde, üzerlerindeki ağır düşüncelerle yürüyorlardj yavaş yavaş.

Jeongin göz ucuyla Gahyeon'a bakıyordu sonra gözlerini çektiği sırada Gahyeon da Jeongin'e bakıyordu. Arada ikisi de aynı anda birbirine bakıyordu işte böyle olduğunda ikisi de hemen gözlerini şaşkınlıkla birbirlerinden çekip önlerine dönüyordu.

En sonunda Jeongin dayanamayarak Gahyeon'un yanına gitti. İçinde bir özgüven doğmuştu ve ona diyordu ki "Ya bugün ya da hiçbir zaman!"

Jeongin bu sese kulak verip gitmişti işte yanına. İkisinin de kahverengi gözleri birbirlerine çekingen bir şekilde bakıyordu. Gahyeon'un beyaz teni hem soğuktan hem de sevdiğinin yanında nasıl davranacağını bilememekten, utandığından kızarmıştı.

"Nasılsın?"

Gahyeon gülümsedi heyecanla. "İyiyim. Sen?"

"Ben de. En son konuştuğumuzda ağlıyordun. Aran düzeldi mi babanla?"

Gahyeon içinden kahkaha atarken dışından bir tebessümle konuştu. "Biz düzelmeyiz ki. Beterin iyisi oluruz anca."

Gülesi gelmişti bu soruya. Annesi gibi baskıcı bir kadın ve sadece çocuğuna kötü davranmakta annesine uyan bir babası varken imkansız gibi bir şeydi ailesiyle arasının mükemmel olması. Onlara göre Gahyeon bir hataydı. Gahyeon kendini onların istediği gibi olmaya harcamıştı küçükken ancak asla değeri bilinmemişti. Duygusunu döktüğü satırlardan habersizdi ailesi ve görseler de tıpkı çizdiği resimler gibi küçümserlerdi. "Bunlar ne aptalca çizimler! Senin baban ve annen mükemmel insanlar olarak anılıyor! Herkes ailemizi mükemmel sanıyor ve sen asla mükemmel olamayacak derecede kusurlusun Gahyeon!"
Bu cümleler Gahyeon'un sıklıkla duyduğu cümlelerdi. İşte böyle sorunlu ebeveynler ile anlaşmak zordu.

"Gahyeon..."

"Efendim?"

Gahyeon kocaman kahvelerini Jeongin'e dikmiş, kızarmış burnu ve yanakları ile şirin bir şekilde dururken "Umarım çok iyi olursun," dedi Jeongin.

Gahyeon gülümsedi. "Sağol. Umarım sen de çok iyi olursun."

Jeongin itiraf etmek istiyordu sevgisini. Nasıl söylemesi gerektiği konusunda son derece tereddütteyken dökülüverdi ağzından o sözler.

"Ben senle arkadaştan öte olmak istiyorum. Yani en iyi arkadaş olmak istiyorum. Yani sevgili olmak istiyorum. Benim sevgilim olur musun?!"

Jeongin heyecandan titrerken son derece saçmaladığını düşünüyordu. Gahyeon'un gözleri dolarken mutluluktan gülümsedi.

"Jeongin! Ben seni seviyorum! Yani evet olurum sevgilin!"

İkisi de şaşkınlıktan saçmaladıklarını düşünürlerken kahkaha atmaya başladılar. Ardından Gahyeon yerden kar alıp kar topu yaptı ve Jeongin'e fırlattı.

İkisi de kurslarını ekip birlikte dolaştılar. Her ikisi de en mutlu günlerini o gün ilan etmişti. Sevmek öyle bir şeydi ki başka hiçbir hissin karşılığını aldığınızda bu denli mutlu olmazsınız. Zamanla büyüyüp birbirlerinin destekleriyle de tüm sorunları yenmişlerdi. Böyle böyle hem sevgileri hem de kendileri büyümüştü işte.

Bu da buraya kadardı güzellerim. Umarım beğenmişsinizdir, size layık olmuştur. Merak ediyorum fikirlerinizi. 🥰🤗

Sizi çok seviyorum, bir başka kurguda görüşmek üzere! ♥️💕💞💘❤️💖

Hidden Feelings ↪ gahyeon + i.n ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin