AŞK KAZANSIN.

375 12 1
                                    

Bazı şarkılar içimize işler. En derine hapsettiğimiz yasaklı duyguları tercüme eder, söylemek isteyipte söyleyemediklerimizi önümüze sunar. Kulaklarımız çınlar,gözlerimiz dolar. Tüm anılar, tüm hayaller o içimizin sancısıyla sarsılır. 

'' Ve umut uzaklaşır insanın bedeninden.''


1 Hafta sonra

Artık iyileşmişti. Herşey eskiye dönmicekti. Kaçmıyacaktım yeni bir baslangıc yapıcaktım kendimi bunlarla avuturken titreyen telefonum beni bozdu. Gizli numaraydı. Açmakta tereddüt ettim üç kere çaldıktan sonra açtım. 

''Alo.'' ses gelmiyordu.'' Ordamısınız ?'' 

'' Gizem hanım siz olmalısınız.'' dedi boğuk bir ses ürpermiştim.'' Ee evet benim.'' Bıyık altı gülmüştü bunu hissetmiştim biri benimle alay ediyordu. '' Egenin yaşamasını istiyormusun ?'' '' Tabiki evet .'' Nasıl bir soruydu bu ben onun için ölmeye hazırdım onun yasaması tek emelimdi. '' O zaman saat ikide mesaj attıgım konuma gel.''

Dıt,dıt,dıtt...

Ne demekti bu. Gidip gitmemek hakkında düşünmedim bile Ege için herşeyi yapardım ama sanırım yeni bir baslangıc için gecti , artık herşey için çok geçti.

Karanlık ve ürkütücü bir yerdeydim . Kimse yoktu. İnşaat pislikleri ve kırık bira şişelerine basarak ilerledim. Bir ses duyur gibi oldum arkama döndüğümde bir ışık patladı. 

''Ege için buraya geldin , peki Ege için Egeden gidebilirmisin ?'

'' Ne istiyorsunuz siz benden , bizden!'

'' Benim meselem Egeyle daha 1 hafta önceki halini gördün neler yapabileceğimi sen düsün.''

Adım atmaya basladım. '' Egenin üvey babasısın değilmi sen ? Çıksana ortaya korkak gibi kaçma.'

'' Daha fazla gelirsen bayılmak zorunda kalıcaksın.Senden isteğim Egenin elinde bir dosya var onu bir gün içinde buraya getirmen. Karar senin. Bu arada yanılıyorsun küçük bayan sen düsmanını yakınında ara, en çokta içinde..''

Işık sönmüştü güneş yüzüme vuruyordu ne yapmam gerekiyordu nereye gitmem nasıl biri olmam nasıl sevmem gerekiyordu. Beni  hep başkalarımı yöneticekti ..

Ne yapacaktım gene batmıstım o kararsızlık cukuruna. Aklım ve kalbim yeniden savasta. Yeniden acıyla birlikte. Ege benim en sevdiğim iken en zarar verdiğim oldu. Bu bizim cok daha iyi günlerimizdi , biliyordum.

' Ben bu fikirlerle yürürken telefon caldı bir süre zil sesine karsılık vermedi duyma eylemim. Farkettiğimde titredim. Her telefon calması, hersey kötüye işaretti korkuyordum ve en cokta kendimden korkuyordum. Arayan Egeydi. Bir bulusma ayarlamak ve bir kazık daha atmak zorundaydım...'


ERTESİ GÜN (BULUŞMA)

 Bu sefer kazanmalarına izin yoktu,bu sefer kazanamayacaklar ve bu oyuna 1-0 baslayamıyacaklardı tüm kozlar elimizdeydi .

''Oyun bitti bayım istediğin dosyayı sana vermemi bekleme . Çünkü bu asla olmıcak.''

Boğuk bir ses yapılan blöfün bosa gittiğine anlamıscasına konusmaya calıstı kekeledi tuzagına düsmemiş ve av olmadıgımız için bir hayli bozuldu. '' Yine görüşücez.'' diyebildi.

'' Kesinlikle , kesinlikle yine görüşücez '' dedim alaycı gülümsemeyle saga doğru baktıgımda yüzüme güneş ısınları ulastı gözlerimin içi parladı gözlerim Ege'ye ulastı o da bana öyle bakıyordu gururla ve mutlulukla. Bu bakış ömrüme bedeldi...

Merdivenlerden inerken boğulduğumu ve su ürkütücü yerden bir an önce cıkmak istediğimi farkettim. Bunu Ege'de farketmiş olucakki kolunu omzuma attı ve '' İkimiz mükkemmel olduk, basarıcaz ben yanındayım sakın korkma.'' dedi. Agzımın acık kalıp salyalarımın akıcagı düsüncesiyle doğruldum ve kendimi düzelttim. '' Hepsi çok pişman olucaklar'' dedim halimden cok memnun olmama ragmen elini cekmesi için hızlı ilerledim fazla belli etmiştimki -Ege kolunu çekti.- ilerledik nereye gitceğimizden ve nasıl bir gün olacagından habersiz ona baktım.

''Çok yorucu bir gündü biraz rahatlamaya ne dersin ?''  Tabikide evet derim cok evet derim cok derim hep derim olur yani sürekli olur.

'' Hı olabilir.''-tabikide aklımdakiler yerine umursamaz bir şekilde bunu söyledim çünkü tam bir ahmağım :))-

Hıı sanırım bir şeyi anlatmayı atladım nasıl bu işten kurtuldunuz plan neydi diyorsunuz değilmi demiyorda olabilirsiniz neyse ben anlatıyım dün akşam titreyerek eve ilerledim rüzgar üflüyordu benimle beraber üf üf üf nabıcam üf modundaydım elim telefona uzandı aynı anda geri gitti o kadar kararsızdımki içimdeki sesi ilk dinleyişimdi, o bana doğruyu göstericekti buna inanıyordum. İçimdeki ses ne mi der bozuk plak gibi Ege der. Bende gururu bırakıp Ege'yi aradım bu hareketime ben bile hayret ettim ama yapmıstım iyikide yapmısım. Ege Alo dediğimde neyin var dedi ses tonum o kadar kötü olamazdı, sanırım kötüydü olmustu bi kere. Bir yarım saat gecti gecmedi yanımdaydı . Banka oturdu. Heyecanlı gözlerle bana baktı sonra o bakısla kalbimi deşti gözlerini kısarak ve dudagını büzerek ''Anlat.'' dedi tabikide Gizem bu bakısa tav olmazdı ama olmustum bir cırpıda herseyi anlatmıstım. Çaresizce bakacagını düsünürken kahkaha atıyordu -ona salakmısın der gibi baktım ki o beni salak durumuna düşerecek son hamleyi yaptı.-  ''Blöfe blöf'' Onların o tavrıyla cevap verecek ve elinde olmadıgı halde o dosya bizdeymiş gibi davranıp onların cesitli tehditleriyle alay edicez. Plan buydu oyun oynucaktık hayırlısı deyip gectim.

-ŞİMDİ-

Pazara gelmiştik. Boş boş ona baktım dün aksamki gibi-salakmısın bakısı attım-ve yine bizim karı kıllıklı dahilikte son kulvarlara gelmiş sekilde bir şey planlanmıstı.

'' ÇOK EĞLENİCEZ.''

Kulagıma egilerek'' Karsıdaki takım elbiseli adamları görüyormusun ? Onlar o dosya için tutulmus adamlar ve bizi takip ediyorlar .'' Tam çıglık atıcakken eliyle agzımı kapattı - avuç içlerini öpesim geldi-  '' Sakin bak onları türk usülü bitiricez.'' Onu anlamıstım gercekten bu eglenceli olucaktı. Pazarın içine gittik insanların arasına karıstık arkamızdaydılar bir süre sonra kosmaya basladık köşe kapmaca baslamıstı tam arkamızdaydılar bir binaya girdik merdivenleri cok hızlı cıkıyordukki-hay aksi- yere düsmüştüm ayagım burkulmustu Ege hiç  düşünmeden beni sırtına aldı hızlıca merdivenlerden cıktı catı katına gelmiştik beni indirmesini istedim indirdi adamlarda kosarak geliyorlardı minarelerin arasından atladık , en sonunda az bir mesafe vardı asagısı pazardı va catıda sıkısmıstık elini uzattı. Gene salak gibi ona baktım. Sonra elini tuttum ve pazarın içine bir atlayıs yaptık . Onlarda atlamıstı bu sefer sıra bendeydi. Sıra '' TÜRK USÜLÜ HAMLE''deydi. Meshur acı biberlerimizi tonlarca suratlarına attım ve kaçtık . Bu komikti ama gülücek halimiz yoktu izimizi kaybettirdiğimizi anladıgımızda yere cöktük ayagımın agrısını daha çok hissetmiştim yanıma baktıgımda Ege yoktu panikledim. Elinde bir buzla geldi. Bacagına eliyle vurdu-ayagımı uzatmamı ifade etmişti.- Ayagımı uzattım ayakkabımı cıkardı nazikçe buzu tuttu . Sonra tişörtünün bir kısmını yırtarak ayagımı sardı. Ona hayran hayran bakıyorken '' Benden nefret ettiğin halde yanımda olan tek varsın, bir tek sen. Ne biliyim kimse biri için bunları yapmaz sana çok sey borcluyum. '' dedi.'' Sacmalama dostlar bunu yapar :))- he dost canım he- dedim.'' '' Sen bir tek dostum değilsin  sırdasımsın , yoldasımsın, arkadasımsın, olması gereken herseysin ve ailemsin.''

Ona yorgun ve bir o kadarda mutlu bakarken sokak calgıcıları '' Hersey sensin''i calmaya baslamıstı . Gülümseyerek birbirimize baktık. EN MUTLU GÜNÜMDÜ...

İmkansız AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin