5.0.5 | yoonkook

2|Yorgun Gözler

Yoongi burnunu çekerken gözüne gelip onu rahatsız eden saçını işaret parmağıyla yavaşça kenara itmişti. Yanında duran kapıdan daha bu sabah tanıdığı Jeon Jungkook'un çıkmasını bekliyorlardı. Yoongi ona biraz sonra gidecekleri provaya davet edip aralarına katılmak ister mi diye soracaktı.

Kapı açılırken içerden çıkanlarda gözünü gezdirdi. Sonunda istediği beden çıkarken bu sefer gitarını kapıya takılmaması için önüne alıp sarılmış olan çocuğa baktıktan sonra dudaklarını ıslattı.

"Hey, Jungkook."

Uzun boylu adının seslenmesiyle hızlıca o tarafa dönerken ona uzatılan ele bakmış gitarını hızlıca tekrar sırtına takarken ellerini birleştirerek sıkmıştı. O sırada Namjoon ve Jimin tek kelime etmeden sadece ikisini inceliyordu.

Jungkook, karşısındakini bugün gördüğünde benzer tarzları yüzünden ilgisini çekse de adını öğrenememişti. Şimdi bunu öğrenmek istediğinden sorar gözlerle ona bakıyordu. Yoongi bunu anladığında elini kendine çekip göz temasını bozmadan konuştu.

"Yoongi ben."

Arkasını dönerek sadece bir dakika geçmesine rağmen şimdiden birbirine dolanan bedenleri gösterip konuştu.

"Bunlar da Namjoon ve Jimin."

Jungkook hafifçe gülümserken belinden düşen pantolonu tek eliyle yukarı çekmiş ve mırıldanmıştı.

"Bir şey söyleyecektin sanırım?"

Yoongi başını onaylarcasına sallarken saçlarını geriye taramış ve hafif sallayarak diğer saçlarına sıkıştırırken önüne tekrar düşmemelerini sağlamıştı. Böylece iyice ortaya çıkan dağınık makyajı Jungkook'un hoşuna giderken konuşmuştu.

"Küçük bir müzik grubumuz var, arkandakinin bas gitar olduğunu tahmin ederek konuşuyorum uzun zamandır bu pozisyon için birini arıyoruz, eğer istersen gelip provamızı izleyebilir ve sonrasında sana yönelteceğim teklifi düşünebilirsin."

Jungkook şimdi bile kendisine yöneltilen bu üstü kapalı teklifle fazla düşünmeden başını onaylarcasına sallamış ve dudaklarını birbirine bastırırken konuşmuştu.

"Sanırım izlemekten bir zarar gelmez."

Yoongi buna hafifçe gülümserken mırıldanıp ellerini birbirine ses çıkmayacak şekilde vurmuştu.

"Harika."

Arkasına dönerek onları dinlemekten uzun süre önce vazgeçmiş ikiliyi çekiştirmiş ve çoğu kişinin küçük bedeninde bulunmayacağını düşündüğü bir kuvvetle onları merdivene iterken konuşmuştu.

"Prova odasına gidiyoruz sizi tavşanlar."

Jungkook bu hitap şekliyle sırıtmaya başlasa da arkadan bu üçlünün tamamen dostça atışmasını izliyordu. Merdivenleri çıktıklarında Yoongi püsküllü çantasından bir anahtar çıkarmıştı. Geldikleri oda okulun kullanılmayan en üst katındaydı ve koridorda bulunan tek odaydı. Kapının üstünde ince bir tahta plakada hepsinin farklı kişiler tarafından yazıldığı belli olan "5.0.5" yazısı yer alıyordu. Açılan kapıyla içeri girerken önce dikkatini yerdeki eskimiş halı çekmişti. Başını kaldırdığında odanın perdelerini bir sürü kesilip dikilmiş birbirine yama yapılmış tişörtlerin oluşturduğunu gördü.

Sağ taraftaki duvarda buranın eskiden bir sınıf olduğunu belli eden kara tahta varsa da onun önünde açık sarı bir bateri seti duruyordu setin önünde ise 2 tane ayaklı, biri diğerinden daha kısa duran ve kablolu olan mikrofonlar yer edinmişti. Ayrıca tahtanın üstünde şarkı sözleri ve notalar vardı. Bazı notalar yuvarlak içine alınarak vurgulanmıştı.

Sol taraftaki duvarda 3 tane gitar asılıyken yerde farklı boyutlarda gitar amfileri ve yine farklı renklerde gitar pedalları vardı. İçeri giren üçlü hiç beklemeden yerlerine geçerken Jungkook onları izlemişti. Jimin olarak tanıtılan çocuk çantasından bagetlerini çıkarıp onu parmaklarında çevirerek baterinin başına oturmuştu.

Namjoon duvara ilerleyip ordaki mavi elektro gitarı alırken Yoongi ise duvara ilerlemeden mikrofonun başına geçmiş onu ayarlarken ses kontrolü yapmıştı. Gözleri hâlâ ayakta olan Jungkook'a takıldığında baterinin arkasına geçip bir tabure çıkarmış ve onu Jungkook'a uzatırken konuşmuştu.

"İstediğin yere geç lütfen."

Jungkook köşeye tabureyi yerleştirirken yavaşça gitarını kenara bırakmıştı Yoongi diğerlerine dönüp ne söyleyeceklerini kararlaştırırken Jungkook'un kulaklarını birden dolduran Mother Mother - Hayloft şarkısı gülümsemesini büyütmüştü.

Yoongi'nin konuşurken kullandığı kısık sesi gitmiş şimdi kendinden emin ve net çıkan telaffuzlarıyla tamamen şarkıyı söylüyordu. Jungkook bakışlarını iki eliyle mikrofona sarılmış çocuktan çekerken bacaklarının arasına gitar çantasını sürükleyip fermuarını açmış kılıfını çıkararak parlak yeşil rengindeki gitarın gün yüzüne çıkmasını sağlamıştı.

Şimdi Yoongi onu gözleriyle takip ederken gitarı boynundan geçirmiş amfiye ilerlerken yavaşça kabloyu takmıştı. Yoongi'nin yanına ilerlerken gözlerini ayırmayıp birden parmaklarını hareket ettirdiğinde odada yankılanan bas gitar sesi Yoongi'yi güldürmüştü.

Çünkü Jungkook notaları tamamen biliyordu hatta öyle ki gözlerini Yoongi'den ayırmadan ona yaklaşmış beraber mikrofona eğilirken kısa olanın sesine eşlik etmişti.

"Bacakları aşkla bağlanmış olan genç aşıklar."

Nefesleri birbirlerinin yüzüne vururken Yoongi yana çekilip ona da yer açmıştı şimdi ikisi de mikrofonun bir ucunda durup şarkı sözlerine eşlik ederken arkalarındaki Jimin ve Namjoon birbirlerine bakıp duydukları, ayrıca gördükleri bu uyum yüzünden gülümsemişlerdi.

Jungkook'un parmakları ustaca gitarda gezinirken yavaşça geri çekilmiş ve şarkının son patlama kısmını bilerek Yoongi'ye bırakmıştı. Yoongi mikrofonu standından çıkarırken diğer eliyle kablosunu eline sarmış ve bütün enstrümanlar yüksek bir notayla susarken sesine farklı bir ton ekleyip mırıldanmıştı.

"Babacığımın bir silahı var."

Hepsi birbirine bakarken Yoongi mikrofonu standa geri takmış ve iki elini ona sararken yanağını mikrofona yaslayarak karşısında yeşil gitarıyla ona bakan çocuğa ithafen konuşmuştu.

"Sanırım hoşgeldin demeliyim?"

Jungkook buna gülerken başını yere eğmiş gitarını arkasına iterken kollarını bağlayarak hafifçe kendisi de eğildikten sonra laubali duruşuna tamamen ters bir şekilde resmi bir dille konuşmuştu.

"Hoşbulduk ekselansları."

-Michelle.

Lütfen yorum ve voteları unutmayııın 🐷