Playlist: Ashley Serena - My Jolly Sailor Bold Britney Spears - Criminal Dua Lipa - Scared To Be Lonely Sia - Titanium Lauv - Never Not BTS - The Truth Untold XXXTENTACION - Hope BTS - Black Swan
" Anemon sevgilisini umutsuzluğun ipiyle umudun kollarında kendini asarken bekledi."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Rüzgar öyle bir uğulduyorduki hunharca; sanki bir yerlerde fırtınalar kopuyordu ancak dinlemeyi bilen birisi için bu uğultu sanki dünyadaki en güzel melodi, en güzel şarkıydı. Açık gökyüzünde ay ve yıldızlar bu şarkının eşliğinde dans ederdi. Ve bir çift mavi göz küçük evinin bahçesinde bu dansı hasretle seyrederdi. Gecenin getirdiği huzur içindeki özlemi bastıramazdı ancak tatlı bir hissiyat bırakırdı kadının küçük yüreğine. Mavi gözleri gecenin karanlık kollarında ay gibi ışıldarken gülen yüzünde bir hüzün çökülüydü.
Rüzgar hafifledi, hafifledi. Genç kadın saatlerce oturdu orada. Ve gece en güzel vedalarını ederken yüksek dağların ardından kırmızı bir ışık doğdu. Bu ışık yükseldi, yükseldi ve rüzgarla aynı notada parıl parıl patlamaya başladı. Genç kadın yeniden gülümsedi ve ayaklandı. Kapadı gözlerini, mavilerini ayırdı kırmızıdan. Kaldırdı kollarını ve dudağından güzel bir melodi dökülmeye başladı.
"Eros kalbimi deldi, gözüm yok artık parlak altınlarda, avutmaz kimse beni; şu cesur denizcimden başka."
Ve karşısındaki sevgilisiyle beraber dans etmeye başladı. Kendi kendine yanlızca dans ediyordu aslında, güneş kızıl kollarıyla dünyayı çepe çevre sarmaya çalışırken. Genç kadın umursamadı zira biliyordu sevgilisinin geleceğini. Şüphesi yoktu, şimdi yanında kimse yoktu belki ama gelecekti. Çünkü söz vermişti, Levi Ackerman verdiği sözleri daima tutardı.
"Saçları dökülür lüle lüle, gözleri gökyüzü kadar mavi; mutluluğum onunla birlikte, gider nereye giderse."
Eteği hafif rüzgarla havalanırken eşsiz ve zarif dansına devam etti. Sanki karşısında sevgilisi varmış gibi. Kapalı naif gözlerini açmıyor ve kızıllığa direniyordu kendince. Rüzgar onu biraz üşütürdü belki de ama bunu takmadı hiç çünkü sevgilisinin yüreğinde bıraktığı sıcak his onun için yeterde atardı. Beline gelen zarif saçlar, genç kadının dansına ortak oluyor ve rüzgarla beraber sallanıyordu. Etrafa yayılan güzel koku onlardan geliyordu belki de. Kadın sanki bale yapıyordu ancak hareketleri o kadar naifti ki bale olarak isimlendirilecek kadar sert ve vurucu değildi. Ve güneş kızıllığından eser bırakmayacak kadar yükseldiğinde kadın durdu. Gözlerini açtı. Bitmişti onu hep ürküten kızıllık.
