Gözlerimi sımsıkı kapatarak sırtımda dans edercesine dolanan parmağının hareketlerinden bir anlam çıkarmaya çalıştım. Bir zamanlar vaat ettiği muhteşem hayatın resmini çizerek yalanlarım derimin altına mı sızdırmaya çalışıyordu? Her şeyin daha iyi o...
Babam nerdeyse dört aydan sonra eve gelmişti. Ondan önce yokken anneme her sorduğum da bana işlerinin çok yoğun olduğunu ve sürekli şehir hatta ülke değiştirmek zorunda kaldığını söyledi. İlk başta dediklerini anlayışla karşılamıştım ne de olsa güçlü bir iş patronuydu ama daha sonrasında babamın çalışma odasına bulduğum şeylerden sonra aksini düşündüm.
Babam neredeyse on yıldır annemi kandırıyordu.
Her zaman ki gibi spor haberlerini takip etmek için babamın çalışma odasında ki televizyonu kullanıyordum. Aslında babam uzun süredir olmadığı için bu odayı kendime ait bir yere çevirmiştim. Ama kim bilebilirdi ki kitaplığında ki kitabın arasına sakladığı mektupları bulabileceğimi.
Kendisini bu konuda tebrik etmem gerekiyor ki çok gizli bir yere saklamış. Bu evde kitabın yüzünü açmayan bizler olduğumuz için -tabii en azından Rosé'nin deliler gibi takip etiği moda kitapları hariç- kitaplara dokunmayacağımızı bilmesi takdire şayan bir hareketti açıkçası.
Mektupların kimden geldiğine ve içinde neler yazdığına bakılırsa kendini küçüklüğümden beri kahramanım gördüğüm babamın annemi aldattığını anlamış oldum. Hem de tam tamına on yıl.
ON YIL.
Kelebekler hayatını altı hafta ve ömürlerini iki kanatla yaşarken benim babam on yılda neden tek kadınla yaşasın ki. Değil mi?
Anneme ilk başta olayı nasıl anlatacağımı bilmiyordum. Anlattığımda bana inanmamıştı ve mektupları okumadan yakmıştı. O kadar aşık ki toz kondurmuyor yoksa öğreneceği gerçeklerden korktuğu için değil hareketleri.
Kadının kim olduğunu ve nerede yaşadığı mektuplardan öğrenmiştim. Asıl soru neden mektup yollamıştı. Milattan öncesinde mi yaşıyorduk?
Üstelik evli olduğunu ve çocuğunun olduğunu da öğrenmiştim. Babam nasıl olurda evli çocuklu bir kadınla birlikte olabilirdi anlamıyorum.
Kadını görmeye gittiğim zaman babamı görmeyi bekliyordum ama görmeyince ne yalan söyleyeyim rahatlamıştım. Ama rahatlama geldiği gibi kadının kocasını çalıştığı yere kadar takip edip babamın yanında çalıştığını görünce gitmişti. Adamın hiçbir aldatmadan haberi yokmuş. Üzerine karısının sevgilisi onun patronuydu.
Ne ironi ama.
Asıl olay adam iş için seyahate çıktığında babam sevgilisi ile kendi evlerinde cennet hayatı yaşıyorlardı.
Aman ne kadar mutlular.
Şimdi ise nerde miyim? Bende bilmiyorum terk edilmiş bir depodaydık. İşin garip kısmı babam bu sefer sevgilisi ile değil sevgilisinin kocası, işverdiği adamı buraya getirmişti.
"Sen ona nasıl bu iğrenç ellerinle dokunursun seni piç?" derken babam adamın suratına yumruğu çaktı.
İkinci bir yumruk da yerde yatan adama yapıştırınca saklandığım yerden çıkmayı düşünürken bunu yaparsam başıma gelecekleri düşünerek yerimde kaldım. Adam ağzına gelen kanı tükürdü ve küstahca güldü.
"Senin benim karımla yaptıklarını hatırlatmama gerek var mı patronum?" dedi adam ayağı kalkmaya çalışarak. Ama babam ayağı kalkmasını engelleyerek sert bir yumruk daha çaktı.
"Seni piç ben senin karına..."
Son dediği şeyin acısıyla yüzünü buruştudu babam. Adama senin karın demesi acıtmıştı belli ki.
"...sarhoşken zorla sahip olup onu dövesiye dövüp öldürdüm mü? Sen bunu nasıl yaparsın şerefsiz."
Dondum. Adam kahkaha attı.
"Ama işin eğlenceli kısmını atladın. İntikamım nasıldı? Bunun fişini resmiyette evli olduğun ama hiç sevmediğin karını öldürerek yaptığımı unutma. Seni iki kadında mahrum bırakıp fişini çekmek nasıl iyi hissetirdi anlatamam."
Saklandığım yerde yere çöktüm. Dizlerimin bağı çözülmüştü.
Benim annem ölmüştü.
Benim annem babam yüzünden ölmüştü. Başkası uğruna sonsuza dek gitmişti.
Dayanamıyordum buna.
Yanaklarımdan aşağı gözyaşları süzülüyordu. Başımı, alnım yere değene kadar öne eğdim ve neredeyse yıllardır yapmadığım bir şeyi yaptım.
Dua ettim.
Annemin huzurlu bir şekilde uyuması için.
Acı ciğerlerimdeki havayı söktü. Nefes alamıyordum.
Duyduğum silah patlamasıyla yerimden sıçradım. Hemen saklandığım yerden çıkarak babamın yanına koştum.
Gördüğüm şey ile yerimde dondum kaldım babam elindeki silahı yere atarak dizlerinin üzerine çöktü.
Babam adam öldürmüştü.
Sevdiği kadının ve karısının intikamı için öldürmüştü.
İşte bundan sonrası sadece kabus gibiydi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Umarım yeni bölüm hoşunuza gitmiştir yorumlarınızı bekliyorum. Görüşmek üzereee❤️🌟
