Gözlerimi sımsıkı kapatarak sırtımda dans edercesine dolanan parmağının hareketlerinden bir anlam çıkarmaya çalıştım. Bir zamanlar vaat ettiği muhteşem hayatın resmini çizerek yalanlarım derimin altına mı sızdırmaya çalışıyordu? Her şeyin daha iyi o...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jisoo "Jungkook sen dengesiz misin?" diye bağırdı. Jungkook Jisoo'nun ön kapısından ayrılmadan "Taş gibi herifim dengem sağlam." dedi. Taehyung araya girip "Taş demek doğru olmaz yoksa nasıl küçücük rüzgarda savrulup havuza düştüğünü açıklarsın?" diyip sinsi sinsi sırıttı. Bazen cidden ikisi çocuk gibi oluyordu. Jisoo eliyle Jungkook'un ön kapısını ıslattığı yeri gösterdi. "Git üstünü değiştir manyak herif! Kapımın önünü hep su yaptın." Jungkook omuz silkip evine gitmek için ön kapıdan ayrıldı.
Jisoo bana bakarak "İki küçük haylaz bebekle seni bıraktığım için üzgünüm." dedi. Elimi bu olay önemsizmiş gibi salladım. Taehyung tek kaşını kaldırarak Jisoo'ya baktı. Jisoo tatlı tatlı gülümseyerek "Yemeğe kalmaya ne dersin Taehyung?" dedi.
"Birkaç önemli işim var gitmem lazım." dedi. Bana bakarak sözlerini devam ettirdi. "Beni özler isen araman yeterli kedicik." dedi ve yanağımdan makas aldı. Eline hafifçe vurarak "Bana kedicik demeyi kes!" dedim.
Jisoo halimize sırıtarak içeri kaçtı. Taehyung bunu fırsat bilerek kolumdan tutarak çekiştirmeye başladı. Bu aralar bana çok fazla dokunuyordu.
Hoşlandığım falan yok tabii canım.
Taehyung çıkış kapısının önünde aninden durdu. Aramızdaki boy farkından dolayı onun omzuna çarptım. Taehyung bana döndü ve kolumu bıraktı.
"Beni uğurlamaya ne dersin kedicik?" dedi. Kaşlarımı çatarak "Benim adımla bir sorunun mu var senin?" diye sordum. O da düşünüyormuş gibi parmağını çenesine götürdü. "Hmm... Galiba yok ama kediciği tercih ederim." İnatçı şekilde kafamı salladım. "Lütfen artık git daha fazla sana katlanamıyorum!"
Bu halime sırıtıp "Gözü dönmüş kedicik katil olmadan gideyim o zaman." dedi. Yaslandığı kapıdan kalkarak kapıyı açtı. "Görüşmek üzere!" dedi ve gitti.
İç çekerek döndüm ve mutfağa doğru yürümeye başladım.
Jisoo kekten sonra yemekleri hazırlamaya koyulmuştu. Bana bakarak "Yemeğe Jungkook'u ve bir arkadaşı davet ettim." dedi.
Başımla onayladım. Aklına bir şey gelip sırıttı. "Neyse ki fazla yemek yaptım, Muhtemelen Jin hepsini yiyecek."
"Aç kaldık desene." dedim dudağımda minik bir gülümsemeyle. "Ben söyleyeyim de adam sağlam yiyor." Jisoo yanımda kıkırdadı.
Diğerleri gelene kadar Jisooyla bahçedeki sofrayı hazırladık.
Jungkook bahçedeki yemeği gördüğü gibi yanımıza damlamıştı. Yemeklere hayranlıkla bakıyordu.
"Elini herhangi bir şeye sürersen tekrar havuzu boylarsın." Diye tehdit etti Jisoo. Jungkook mızmız çocuklar gibi kollarını göğsünde bağladı. "Aşk böceğin burada olsaydı ona izin verirdin." dedi Jungkook imalı imalı. Jungkook'a dönüp kaşımı kaldırdım.
