0.6

695 72 20
                                    

Bir parmak, dokunduğu her noktada içimi ürperterek omurgamın kıvrımlarından yavaş yavaş
aşağıya doğru kayıyordu. Uyuyor gibi görünme çabalanma rağmen tüylerim diken dikendi;
yumuşak dokunuş karşısında tepkimi engelleyemiyordum.

Nefesim kesiliyordu.

Neden bunu yapıyordu bana?

Bu yüzden en az ondan nefret ettiğim kadar kendimden de nefret ediyordum. Hayatım boyunca bir şeyden ya da herhangi birinden bu kadar nefret etmemiştim. Saçlarından, gülüşünden, gözlerinden nefret ediyordum. Bana söylediği sözlerden, mükemmel ses tonundan nefret ediyordum. Yaptığı şeylerden, kişiliğinden nefret ediyordum.

Ne yapıp edip içimdeki ateşi tutuşturmadan önce en büyük
acıyı veren ellerinden nefret ediyordum. İçimde yoğun,en yalın
ıstırapla karışık arzuyu ateşliyordu.

Bundan nefret ediyordum.
Bundan ölesiye nefret ediyordum.

"Taehyung aklıma gelmişken Rosé 'ye internette gördüğüm o Gucci elbiseyi anlatmıştım. Beni bir ara götürürsen bir denemek istiyorum. Sen de beğeneceksin." dedi Joy umarsızca.

Çok alakasız bir şekilde sohbetimizi böldüğü için kıkırdadım. Bu kızı sevmediğim kesindi. Jungkook ve Rosé'nin de benimle aynı fikir de olduğu barizdi.

Sadece Joy' un Taehyung ile alakasının ne olduğunu çok merak ettim. Ama bunu soramazdım.

İğrenmiştim, içkimi elime alıp onları görmezden gelmeye çalıştım. Ancak ne yazık ki Joy görmezden gelinmek istemiyordu.

"Ee Lilly, Rosé'yle oturduğun o harika dairenin kirasını nasıl veriyorsun?"

Herkes bana döndü.

"Adım Lisa."

Omzunu silkip gözlerini kısarak gülümsedi.

"Ailem." Bir yudum daha içkimden aldım.

"Ailem derken ne demek istedin?"
Kapa çeneni be kadın!

Üstü kapalı bir memnuniyetsizlikle ona baktım.

'Onların parası yani."
"Ha."

Sanki aniden çok kötü bir koku almış gibi yüzünü buruşturdu.
"Ailenin parasıyla geçiniyorsun yani?
Bu yaşta?"

Ah hayır, lütfen böyle söylemedi deyin bana. Bir yudum daha aldım ve gülümsedim. Bakışlarımla sakın benimle oyun oynama. Kazanamazsın diyordum.

Uyarıyı anlamadı.

"Her şeyin parasını onlar ödüyor yani? Kendini suçlu hissetmiyor musun?"

Her lanet gün hem de.

"O ayağındaki Gucci'leri sen mi aldın... Taehyung mu?"

Rosé 'nin kahkahası boğazında kaldı, hemen bir yudum içkiyle bastırmaya çalıştı. Ben sırtına vurup yardımcı oluyormuş gibi yaptım. Joy'a tekrar döndüğümde dik dik bana bakıyordu, saç diplerine kadar kızarmıştı.

Hedef vuruldu. Soru bertaraf edildi.

Taehyung bana baktı. Bu hareketim onu duraksattı ve şaşırttı. Durdu ama bir şey söylemedi. Sonra aklına bir şey gelmiş olmalı ki Jungkook'a bakarak "Benimle gel." dedi.

Jungkook bunu bekliyormuş gibi hemen ayağa kalktı ve gözden kayboldular. Neden gittiklerini ve Taehyung'u bu kadar rahatsız eden şeyin ne olduğu merak etmezsem bir yerlerimden eklisilirdim.

Jungkook'un beni uyardığını ve ne yapmam gerektiğini söylemesinden sonra kafam karışmıştı ve artık nasıl düşüneceğimi bilmiyordum. Taehyung ile aramızda hiçbir şey yokken bunları söylemesi hiç hoşuma gitmemişti. 

Taehyung ile aramızda bir şey olmadığı halde neden bana uyarıda bulunuyordu o da bir sır. Geldiğim günden beri hiçbir şeyin yolunda gittiği de yoktu zaten. Bu bana yeni bir yere gelerek doğru mu yaptığımı sorgulatıyor.

Ayağı kalktım. Rosé soru işaretiyle baktı bana. "Tuvalette gidip geliyorum." dedim ve yanından ayrıldım.

Bu olanlardan sonra yüzüme soğuk su çarpsam yeridir. En azından kendime gelmemi sağlayacaktır. Duvarın tam köşesinden döneceğim zaman onların sesini duydum.


Taehyung ve Jungkook konuşuyordu.

Konuşmak denirse tabii ikisinin de konuşmaları düşmancaydı. İlk başta ne dediklerini anlayamadım. Sonra dinlemenin yanlış olacağını düşünerek gidecektim ki Jungkook konuştu.

"Vay yani biz şimdi kırmızı başlıklı kızın kötü koca kurta olan aşkını mı izleyeceğiz? O zaman senin kırmızıyı ağına düşürdüğün zamanı zevkle bekleyeceğim."

Taehyung hiçte samimi olmayan bir kahkaha attı. Tehdit edercesine "Bu benim meselem Jungkook. Bir daha işime karışırsan ağa düşecek tek kişi sen olursun. Bir daha onun yanında seni görmek istemiyorum. Anladın mı ?"  dedi.

Ne dediklerini anlamaya çalışıyordum. Bahsettikleri kişi kimdi?

Kimi ağına düşürmeye çalışıyordu Taehyung?

" Ben sadece kırmızı başlıklı kızımızın hiçbir suçu olmadığını bildiğim için senin eline düşürmek istemiyorum. Yakınları yüzünden o mu sorumlu olacak. Merak ediyorum her şeyin bir tesadüf olduğunu sanmasını nasıl sağladın? "

Taehyung duvara sertçe vurunca yerimde zıpladım. Cidden olayın sonu hiç iyi yerlere gitmiyordu. Tam duvarı dönüp nolduğunu sormayı düşünyordum ki... Durdum.

Aklıma Jungkook'un dediği şey tekrar geldi. Korumaya çalıştığı kişi ben olabilir miydim? Daha benimle iki cümle kurmadan bunları söylemesi en muhtemel seçeneğin ben olduğumu düşündürüyordu. Ancak kızın bir suçu olmadığını söyledi Jungkook. Bahsettiği kişinin yakın çevresinden biri Taehyung'u bu duruma sürüklemiş.

Ve bu da beni eleyen seçenek oluyor çünkü tek yakınlarımı da birkaç sene önce kaybetmiştim. Üstelik Jungkook benimle yakın bile değil. Kendim olduğumu düşünmem saçmalıktı.

Sessizlik.

Tam arkamı dönüp gidecekken duvarın köşesini döndü Taehyung. Ve bugün ikinci kez onu şaşırtmıştım.

İşte şimdi ne halt yiyecektim.

VE BİR YENİ BÖLÜM DAHA UMARIM HOŞUNUZA GİTMİŞTİR KENDİNİZE ÇOK İYİ BAKIN YAVRULAR

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

VE BİR YENİ BÖLÜM DAHA UMARIM HOŞUNUZA GİTMİŞTİR KENDİNİZE ÇOK İYİ BAKIN YAVRULAR.













tangled |°taelice +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin