Önce size biraz kendinden bahsedeyim. Ben Alice 19 yaşımdayım.
Annem ve Babam ben çok küçükken trafik kazasından dolayı ölmüşler. Bu yüzden tek yaşıyorum. Küçükken dedem ile yaşardım ama sonra o da öldü. 1 yıl önce falandı. Yanımda sadece iki tane arkadaşım var. Bo ve Candese. Bo amerikaya taşındı. Candese'da uzun zamandır ailesinin yanında kalıyor. Yani anlayacağınız ben tek kaldım.
Bundan da nefret ettiğim için bo'ya süpriz ziyarete gidiyorum. Onu gerçekten çok özledim.
*
Yaklaşık bir saattir bavulumu hazırlamaya çalışıyorum. Evet sadece çalışıyorum çünkü yetişmek için kiyafetlerimi düzlemekten çok içine fırlatmayı tercih ettim. Tahmin ettiğiniz üzere de şimdi kapatamıyorum. Lanet şey beni deli ediyor. Geç kalacağım. Uçağın kalkmasına sadece yarım saat kaldı. Ben yarım saatte oraya trafikten ancak giderim.
10-15 dakika sonra ancak kapatabildim. Bavulumu peşimden sürükledim . Ve hızla evden çıktım.
Bavulu arka bagaja atıp kendim şoför koltuğuna oturdum.
*
Vay canına daha önce hiç bu kadar hızlı sürdüğümü hatırlamıyorum. Uçağın kalkmasına 10 dakika kalmıştı. Ve ben 5 dakikaya orada olurum sanırım. Ben tüm bu düşüncelerle boğuşurken karşıma bir anda bir yaya çıktı. Ne olduğunu anlayamamışken ayağım hemen frene gitti. Neyseki bir kaza olmadı. Ama ben çok sinirlenmiştim. Hadiki kaza yapsadım. Biraz daha dikkatli olmasını söylemek için hızla arabadan indim.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun. Eğer ben ani bir şekilde frene basmasaydım ölüyordun." Evet bu pekde bir uyarı gibi olmadı. Ama beni çok sinirlendirdi.
Çocuğa en sinir dolu bakışımı attım. Ve çocuğu incelemeye başladım. Gerçekten çok taş bir çocukdu. Ve itici bir şekilde gülümseyip konuşmaya başladı
" Tamam bebeğim sakin ol"
Bu beni daha çok sinirlendirdi.
" Birincisi ben senin bebeğin değilim ikincisi ne demek sakin ol senin yüzünden az daha kaza yapıyordum"
Parmaklarıyla beni susturdu. Cebinden bir kart çıkarıp elime verdi. Ve konuşmaya başladı
"Ben Austin. Bu kartta numaram yazıyor boş zamanında ararsın" dedi. Ve göz kırpıp gitti.
Gerizekalı öküz.
Aman tanrım 5 dakikam kalmış. Geç kaldım... Hızla arabaya bindim ve hava limanına sordum. Biletimi önceden aldığım için en azından bu işlerle uğraşmayacağım.
Hava limanına geldim. Bavulumu bagajdan alıp uçağa doğru koştum. Son bir kaç dakika ile kurtarmıştım. Bavulumu görevliye verip koltuğuma oturdum.
Bir kaç dakika sonra ucak kalkmıştı. İlk başlarda biraz korksam da şimdi korkmuyorum.
Yolculuğu boş geçirmeyi hiç sevmediğimden. Gözlerimi kapattım ve hayal dünyama daldım...
***
Hayır 5 dakika daha diye kendi kendime sayılarken. Görevlinin sesiyle irkildim.
" Hanım efendi lütfen uyanın geldik"
Bi anda gözlerimi açtım.
"Şeyy ben Özür dilerim hemen kalkıyorum. Aman tanrım biz ne kadar da çabuk geldik böyle" dedim.
" Yolculuk boyunca uyuduğunuz için olabilir mi?"
Güldüm ve sanırım diye mırıldandım. Aynı görevli bavukumu bana verdi. Bana göz kırpıp uzaklaştı.