Bölüm 4🧚🏻

3.3K 225 82
                                    

Kıyafet olarak üstüme bir sweatshirt, altıma siyah bir tayt, ayakkabı olarak beyaz bir bot giydim, ufak bir sırt çantasına telefonumu, kulaklığımı, şiir defterimi, karalama defterimi, kitabımı, kalemlerimi ve son olarak bir şişe su aldım, çıktım. Draco kapının önünde beni bekliyordu.
(Del: Delilah)
Del: Kahvaltıdan sonra nereye gideceğiz?
Draco: Bildiğim güzel bir yer var, oraya gideceğiz.
Del: Tamam.
Beraber Büyük Salon'a indik, masalarımıza oturduk. Ben yine Draco'dan erken kalkıp kapıda onu beklemeye başladım. Telefonla uğraşırken telefonumu çektiğimde bana ışıldayan bir çift mavi gözle bakan, küçük bir kız çocuğu vardı. Ve tahmin edin bu kimdi: Ginny. Gülümseyerek bana bakıyordu, ben de ona gülümsedim ve sarıldık.
Del: Abinler seni merak etmezler mi meleğim? Neden buradasın?
Ginny: Kaçtım yanlarından. Seni özledim.
Tam sarılıp gülüşürken Hermione hızla yanımıza geldi, beni iterek Ginny'i kolundan çekti. Sinirle Hermione'ye baktım.
Del: Biraz daha nazik olmanı öneririm?
Hermione: Nazikliği senin gibi bir ucubeden-
Harry Hermione'nin ağzını kapadı, Ron Ginny ve Hermione'yi götürdü.
Harry: Hermione adına üzgünüm-
Del: Sen de gitsene onlarla Harry
Gözlerim dolu ve sesim yüksek bir şekilde devam ettim.
Del: Ben bir ucubeyim ya, sen de kendi arkadaşlarının yanına gitsene! Sonuçta senin gibi biri, bir ucubeyle görülmek istemez değil mi?!
Ağlamam şiddetlenmişti, o sırada Draco geldi.
Draco: Del, gel gidelim bebeğim.
Elimden tuttu beni, tuvalete kadar götürdü. Yüzümü yıkayarak sakinleşmeye çalıştım. O sırada yanıma biri geldi. Kısa siyah saçlı, kızarık bir çift kahverengi gözlü, beyaz tenli bir kız yanımda duruyordu. Elini ölene kadar orada kalacağını bilmeden omzuma koydu. O an en yakın arkadaşımı bulmuştum. Yüzümü yıkamama yardım etti, saçımı topladı ve beni sakinleştirdi.
Kız: Şey, daha iyiysen tanışmak ister misin? Hem olayı da anlatırsın.
Del: Olur, ben Delilah, Delilah Black.
Kız: Ben de Pansy, Pansy Parkinson.
Tekrardan ölene kadar asla ayrılmayacağını bilmediğimiz iki el birleşti.
Pansy: Olayı anlatmak ister misin?
Kafamı olumlu anlamda sallayıp sakin bir şekilde olayı anlattım.
Pansy: Anladım, yaptığı çok kırıcı. Ama umursama sen onları, boşver. Ben seninle arkadaş olurum.
Birbirimize gülümseyerek sarıldık.

O Sırada Harrylerin Yanına Dönen Draco'yla Yaşananlar:
Draco hızlı adımlarla sinirli bir şekilde Harry, Hermione ve Ron'un yanına geldi.
Yüksek bir ses tonuyla, Hermione'nin üstüne giderek konuşmaya başladı.
Draco: Sen, sen hayatımda gördüğüm en iğrenç insansın! Asıl ucube sizsiniz! Sözde harika insanlarsınız ama insanları aşağılamak, en sevdiğiniz şey değil mi?!
Harry olayın büyüyeceğini anlayarak aralarına girdi.
Harry: Malfoy, ondan özür diledim ama beni dinlemedi bile!
Draco: Çünkü özür dilemesi gereken sen değilsin Potter, bu iğrenç Granger özür dilemeli!
Hermione ağlamaya başladı. Ron onu götürdü. Tam Harry'le Draco kavga edecekken, salona ben ve Pansy girdik. Draco'nun önüne geçtim, Pansy Harry'i gönderdi.
Del: Dray, çok teşekkür ederim ama kavga edip okuldan kovulmanı istemiyorum. O yüzden sakinleş şimdi tamam mı?
Draco'ya sarıldım, Draco da bana sarıldı. Draco'nun nefes alış verişleri düzeldiğinde, geri çekildim. Pansy ve Draco'yla beraber bahçeye çıktık. Draco bizi denize yakın olan bir yere götürdü. Çimlik bir alandı, hep beraber oturduk. Draco'yla Pansy'i tanıştırdım. Sohbet ettik, birbirimizin resimlerini kendi tarzımızda karaladık, birbirimize yönelik şiirler yazdık, beğendiğimiz şarkıları söyledik. Kısaca hayatımın en güzel 2. günü olabilirdi. İlk defa arkadaşlarım olmuştu ve beni hiç kimsenin mutlu edemediği kadar mutlu ediyorlardı.

𝘌𝘹𝘤𝘭𝘶𝘴𝘪𝘰𝘯༒Draco Malfoy🧚🏻Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin