Okulumdaki sıkıcı ve yorucu günün ardından kendimi okulun iki sokak ötesindeki küçük kafede buldum ve hemen bir kahve söyledim. Kahvemi zevkle yudumlarken bir yandan da aklımı verilen proje ödeviyle ilgili sorular kurcalıyordu, kahvemin son yudumunu içerken birden telefonum çaldı. Telefonuma baktığımda gelen arama tanımadığım bir numaraya aitti, ne kadar tereddüt etsem de merakıma yenik düşüp aramayı yanıtladım.
- Alo?
+ Ah, Nuit merhaba güzelim ben Alexandre. Seni rahatsız ettiysem kusura bakma.Alexandre Deneuve, sınıf arkadaşım ve hemen arkamdaki sırada oturuyor. Benden hoşlandığını anlamak için bir çift gözünüz olması yeterli. Bana genelde güzelim diye hitap ediyor, bu beni rahatsız etmese de bazen yılışıklığı sinirimi bozabiliyor.
- Yok, hayır rahatsız olmadım sana da merhaba. Sadece yabancı numa... Ah her neyse ne için aramıştım?
+ Anladığım kadarıyla beni rehberine kaydetmemişsin.
- A-aslında telefonumu değiştirdiğim için numaralar silindi o yüzden.Ne çeşit bir yalandı bu böyle, ben bile kendime inanmamıştım. İşin aslı çok sosyal biri olmadığım için çoğu sınıf arkadaşımın numarasını bilmiyorum ve kaydetmiyorum da. Aslında bakarsanız Alexandre'nin numarasını biliyorum fakat benden hoşlandığı için onu kaydetsem bu onun çok hoşuna giderdi. Hep profil fotoğrafıma bakar, çevrimiçi olduğum anı yakalayıp hep bana yazardı, bu yüzden onu kaydetmemem en iyisiydi.
- Tamam o zaman bundan sonra kaydetmeyi unutmazsın. Neyse konuya geleyim asıl arama amacım okul projesini beraber yapmak ister misin diye sormaktı. İster misin?
+ Eee... Şey aslında bir düşüneyim.
- Yoksa proje için başka bir partnerin mi var güzelim?
+ Hayır yok ama...
- Süper, o zaman artık var. Bu akşam Louvre Müzesi'nde saat 18:00'da buluşmaya ne dersin?Tam o sırada gözüm kolumdaki saate kaydı, saat 16:27'ydi . Altıda müzede buluşmak için yaklaşık bir buçuk saatim vardı. Aklıma bugün yapacak başka işim olmadığı geldi ve telefonda beni bekleyen Alexandre'ye cevap verdim.
+ Eee... Düşündüm de bugün yapacak bir işim yok zaten müze de hafta sonu kapalı olacak, bu haftayı güzel bir müze ziyareti ile bitirmek güzel olurdu yani tabi ki okul projesini araştırmak için.
- Tamamdır, o zaman seni 17:45'te kapının önünde bekliyor olacağım.
+ Bir dakika ne? Adresimi biliyor musun?
- Nuit bu çok uzun bir hikaye sonra anlatırım, akşam görüşürüz güzelim.Aslında bakarsanız şaşırmamıştım çünkü okulda Alexandre'yi bana bir mektup yazarken yakalamıştım. Ve onu o gün gizlice gözetlediğim de üst sınıflardan bir kız öğrenciden yani benim dairemin alt katında oturan komşum olan kızdan adresimi isterken görmüştüm. Tabi ki o bunun farkına varmamıştı, yazdığı da muhtemelen bana karşı duygularını itiraf ettiği bir aşk mektubuydu.
Kafeden apar topar çıkıp apartman daireme ulaştım, merdivenleri hızlıca çıkarken o sırada ne giyeceğimi düşünüyordum. Aklıma geçen hafta aldığım bol paça jean geldi. Üstüne de kolsuz siyah bir body giyerim diye düşündüm. Dairemin kapısını açtım ve kendimi hızla içeri attım. Duvardaki saate baktığımda hala bir saatimin olduğunu gördüm. Hemen kısa bir duş aldım ve kafamda yaptığım kombini giydim, ardından aynanın önüne geçip hızlıca kirpiklerime maskara ve dudaklarıma bir parlatıcı sürdüm. Yanaklarıma da biraz allık sürdükten sonra kurutma makinesiyle biraz saçlarımı kuruttum ve taradım. Dolaptan ince siyah deri ceketimi alıp omzuma attıktan sonra okul çantamda olan bazı eşyaları küçük, askılı, siyah çantama doldurdum ve telefonumu elime aldım. Parfümümden de bir fıs sıktıktan sonra saatin 17:42 olduğunu görünce telaşla ayakkabılarımı giydim ve dairemi kitledikten sonra merdivenleri indim. Telaşla apartman kapısından çıkarken ayağım merdivene takıldı tam düşerken beni tutan biri olduğunu gördüm, bu Alexandre'ydi. Yüzümün utançtan kızardığını hissetmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CONTRASTE D'AMOUR (AŞKIN ZITLIĞI)
RomanceNuit, Paris'te tek başına yaşayan sanat aşığı bir üniversite öğrencisidir ve bir gün okulda verilen projeyle ilgili araştırma yapmak için sınıf arkadaşıyla Louvre Müzesi'nde hayatını değiştiren bir olay yaşar, bu Nuit'nin asosyal ve yalnız hayatının...