Oğuzhan Uğur? ¿İstemiyorum

252 300 294
                                    

Şuan nerede miydim?
Her zaman kafa dağıtmaya geldiğim dağın zirvesinde.

Gün düşleri, hep içim umut

Umut dolu içim... Nekadar gün geçtimçe ateşi zaıflasada...
Ne mi yapıyorum?
Kendimi düşünüyorum...

Sokaklara çıkmak istemiyorum

Burdan hiç ayrılasım gelmiyo... Ne güzel kimse yok... Dağın dibinde olan okyanusları aratmayan denize bakıyorum... Arada arkamda ormanın içine nedensizce yapılmış fındıklığa¹ bakıyorum... Bazen kafamı kaldırıp gökyüzüne bakıyorum...

Kuşlar gibi uçmak lazım, özgürüm ben
Yeryüzüne inmek istemiyorum

Özgür olmak isterim... Yeryüzüne inmezdim bidaha... Bu üçü arasında sürünüyorum... Yanii normal biri baktımı denizi, fındık ağaçlarını, bulutları görür ama ben... Hayatımı olumlu olumsuz en fazla etkileyen kişileri görüyordum... Deniz o..... Fındıklar G..... Gökyüzü İ..... Onları görüyordum isimlerini ağzıma alamadığım, almaktan korktuğum o 3 kişiyi görüyordum. Onlar kim miydi? Dostum, Düşmanım ve en önemlisi BABAM...
Bugüne kadar ne yaşamış olabilrsin ki bu para bolluğun içinde diyebilirsiniz...
Ama oldu 17 yaşında da olsan derdin illaki kendine göre oluyordu.

Dağlar gibi dik durdum evvel
Şimdi bir çukurda çürüyorum
Ezilme, derdi bana hep annem
Karınca gibi hissediyorum...

Babam olayı farklı sandığınız gibi şiddet vb. Bi olay yaşanmadı. Sadece 17 yıllık hayatımın bi günününde bile dolu dolu 24 saat görme imkanım olmadı okadar. İçime oturanda buydu yaa görememek.
Birinin yolunu beklemek çok zor... Her sabah kalkıp camdan bıgün geldi mi? Diye bakmak ve görememenin ağırlığı çok zor.
Askeri, gurbetçisi, mahkumu... Bitmez kim bilir daha hangi kılığa bürüncektide bekliycektim... O nun içimi parçalayan bir şeyi özlemi bide... Bana inanmaz diyip sustuğum konular...
Dostuma gelirsek... Çok iyi biri. Hep şakasını yaparım kesin büyü yaptın bana yoksa ben kim erkeklerle konuşup dertleşmek kim? Diyip şakalaşırım... Evet onun yeri ayrı... Hep ayrı olucak çünkü ilk ve tek konuşabilğim bir karşı cinsten... Tabi bazı eksiklikleri vardı fındık gözlü Kara Meleğin... Bazen salak saçma muhabbetler ediyor benimle farkında olmadan bana eskileri hatırlatıyordu... Ama genede konuşuyordum çünkü ne bilim babamda oluşmayan inanç duygusu onda oluştu... Bana inanıyordu sanki... Onunla gidiyordum psikolog randevularına... İyiydi zaten tek ona anlatıyordum... Kuzeni olan kardeşim dediğim kıza anlatamadıklarımı üzülmesin diye ona anlatıyordum... İyi geliyordu... Şaklabanlıkları olsun... Muhabbetleri olsun sarıyordu. Nekadar boş olsada... İyiydi sadece bazı, hatta kafasında olan zihniyetsizlik mantığını örtüyordu... Bu yüzden ilişki hayatı ne de başka şeyleri çok düzgün değildi... Kalbi tertemizdi ama mantığı ortada olupta kunlanmadığı için kalbinin pislik içinde sanıyordu... İnat etmiştim o benim toprak altına attığım duygularımı ortaya çıkarmaya çalılırken bende onun görmek istemediği gerçekleri gözünün önüne getiricektim... G..... G.... G....
Allah gönlümdekini nasip eylesin sana... Huzura erersin inşallah... Hem ozaman belki farkına varmadan canımı yakmazsın...

Bulut olsam, yağmura dönerim
Toprağa düşmek istemiyorum
Elin olsa, mutluluk dilerim
Benim olmasın, istemiyorum...

Düşmanım... Okyanusun derinliklerindeki Mavi Işığım.... Sana sesleniyorum... Özür Dilerim... Senden nefret ederken seni sevdiğim için Özür Dilerim... En saf duygularımı senin çalmana müsade ettiğim için kalbimden Özür Dilerim... Her konuda korkusuzken sana bişi belli etmekten korktuğum için Özür Dilerim... Bugüne kadar kavuşamadım diye üzülmedim... Uzaktayken daha az can yakıyorsun çünkü... Mavi ışıkların başkası için parlıyo ya... Sen mutlu oluyorsun yaa o bana yetiyor... Sen bugün bana şunu gerçekten seviyorum de ellerimle getiririm kızı... Sen mutlu ol... Ben kendim sevinmiş kadar olurum.... Ama gelme... Sakın ben üzerim seni ... Sen üzülürsende ben üzülürüm... Yeterince üzen var sen bari üzme.... Hoşça-Kal kavuşamadığım yüreğimin Mavi Lekesi...

Nefesimi saydılar sanki benim
Bitince ölmek istemiyorum
Ve artık buradan gidiyorum
Hoşçakal...

Artık boğuluydum... Okyanuslara sığınsam öldürdürmüyo ama boğuyor... Kıyıya çıksam fındık ağaçlarına sığınsam yabani zehirli otlar canımı yakıyor... Gökyüzünde zaten asılı kalamıyorum... Babam içerde... Dostum aylardır kız peşinde koşmaktan yüzüme bakmaz oldu... Düşmanım aynı benden uzağa çevresindeki yapmacıklara yakın...
Annem vardı bitane oda artık omzundaki ağırlığa dayanamadı hasta oldu... Abim kafamı dağıtıcam diyerek kendini derslere öyle bir kaptırdı ki artık onu dersler yönlendiriyordu o dersleri değil...

Gün düşleri, hep içim umut
Sokaklara çıkmak istemiyorum
Kuşlar gibi uçmak lazım, özgürüm ben
Yeryüzüne inmek istemiyorum...

İMDATTTTTTT
Artık biri sessiz çığlıklarımı duysun... Ölüyorum... Kimse görmüyor mu?

Dağlar gibi dik durdum evvel
Şimdi bir çukurda çürüyorum
Ezilme, derdi bana hep annem
Karınca gibi hissediyorum..

YETERRRR
Duyun beni ölmek istemiyorum...
Görmek istemiyorum...
Acı çekmek istemiyorum....
Eskileri hatırlamak istemiyorum...
Birilerinden sevgi dilenmek istemiyorum...
Kendimi korumak zorunda olduğumu hissetmek istemiyorum...
Daha fazla içten içe çürümek isteyorum...
Karınca gibi hissetmek istemiyorum...
Evde babamı göreremeyip yıkılmak istemiyorum...
Sevdiğime korktuğum için açılamamak istemiyorum...
Uçmak, özgür olmak dururken kafes kuşu olmak istemiyorum...
Yardım edin beni gören kimse yok mu?...

Bulut olsam, yağmura dönerim
Toprağa düşmek istemiyorum
Elin olsa, mutluluk dilerim
Benim olmasın, istemiyorum
Nefesimi saydılar sanki benim
Bitince ölmek istemiyorum
Ve artık buradan gidiyorum
Hoşçakal
Kaç sabahtır geceye uyanıyorum
Ne oldu güneşe, aynalarda yokum
Dumanı tüten çay bardaklarına dokunuyorum
Elimi ısıtmıyor
Ağlayınca fark ettim, artık gözyaşlarım yanaklarıma değmiyor
Keşke bir kez daha öpebilseydim seni
Sımsıkı sarılıp saçlarına, koklayıp öyle gitseydim
Ölmüşüm ben bebeğim, ölmüş
Herkesin korktuğu gün bana bugünmüş...

================================

Bu bölüm pek içime sinmedi... Lafamı toparlayabilirsem düzenlerim sonra şimdilik idare edin...

Hayattan ŞarkılarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin