Murat Dalkılıç : Ah Güzel İstanbul

229 299 189
                                    

(Kalın yazanlar erkeğin
Yatay yazanlar kızın iç sesi)

Herzamanki gibi bir holdingin kapısından dışarı def edildim. Hayır işim yok eşim yok... Yapayalnız ölücem. Hayatımda bir ben bide onun kadar sakar, bahtsız tanıma...
"Ahh.. Kafam.."
Kafamda ki kovayı çıkartıp yukarı baktım. Aff dilenir bi hale benzeyen amcaya kaşlarımı çatmıştı. Süper bi dışarıda köpüklü su ile banyo yapmadığım kalmıştı zaten çok... Ve sanki ölçer gibi bide o çıktı karşı kaldırımdan. Ama bakılırsa biride onu yıkamış... Ya da renk katmış...

İşsizim, eşsizim, aşığım
Her yanım entrika, harika
Boş gezenin boş kalfasıyım
Bu mu yani alametifarika?

Allahım sana geliyorum... Ulan okadar su kovaları var sen içlerinde bitane bulunan küçücük boya kutusuna üstüne devirmeyi nasıl başarırsın. Masmavi geziniyorum ortalıkta... Aynı gözleri gibi... Onuda görmemiş gibi yaptım ama zavallıyı yıkamışlar sanırsam..

Bir yol bulup tutunabilsem
Şu hayata bir aşk dolu kozmogonik
Mühlet doluyor icraat yok
Hem platonik hem filofobik
Kalmadı başıma gelmedik

Hayır git kıza açıl diyorum bi taraftan. Bi taraftan senin gibi işsize kim kız verir diyorum. Diyorum kızında gönlü vardır. Sonra hayımda ikinci bi sakar istemiyorum diyip redetmesinden korkuyorum. Hem platoniğim hem filofobik kafayı tırlatıcam yakında...

Ah güzel İstanbul
Sana yar etmem
O benim aşkım
O benim aşkım
Bak bu kerameti
Beni aştı
Bir el at hadi
O benim aşkım
Ah güzel İstanbul
Sana yar etmem
O benim aşkım
O benim aşkım
Bak bu kerameti
Beni aştı
Bir el at hadi
O benim aşkım

Eve gittim üstümü temizledim. Yarın konuşucaktım. Kesin..

İşsizim, eşsizim, aşığım
Her yanım entrika, harika
Boş gezenin boş kalfasıyım
Bu mu yani alametifarika?
Bir yol bulup tutunabilsem
Şu hayata bir aşk dolu kozmogonik
Mühlet doluyor icraat yok
Hem platonik hem filofobik
Kalmadı başıma gelmedik

Yarın sokak hayvanlarını beslemeye gidicek... Direk karşısına çıkıp evlilik teklifi edicem...

Ah güzel İstanbul
Sana yar etmem
O benim aşkım
O benim aşkım
Bak bu kerameti
Beni aştı
Bir el at hadi
O benim aşkım
Güzel İstanbul
Sana yar etmem
O benim aşkım
O benim aşkım
Bak bu kerameti
Beni aştı
Bir el at hadi
O benim aşkım
Güzel İstanbul
Sana yar etmem
O benim aşkım
O benim aşkım
Bu kerameti
Beni aştı
Bir el at hadi
O benim aşkım

İşte orda... Yüzük kutusınu çıkıp hızlı adımlarla önüne geçtim. Daha doğrusu geçmeye çalıştım. Yürürken ayağım kaymasıyla çamurda sırt üstü yere düştüm. Heryerim çamur olmuştu.

"Ahhh yeter bu kaçıncı? Ya uzatıp saçmalamak istemiyorum. Hayatının en kıymetli sakarı olup hayatımın en kıymetli sakarı olur musun?"

Diyip yüzüğü uzattım. Gülerek

"Yanlız kutunun içi boş.."

Ne yani düşürmüş olamam ya.. Kutuyu çevirmemle boş kutu ile bakıştık. Hızla ayağa kalkmaya çalıştım. Daha doğrusu kalkamadım çünkü yüz üstü düştüm busefer de. Heryerim çamur olmuştu. Yüzümün yanında bi adet narin bi el vardı. Bide parmağındaki...

" Evet... Beni istemiyceksin diyerek sustum yıllarca yanlışlıkla bile yaptıysan evlilik teklifini kaçışın yok..."

Hızla kalkıp sarılmam ile etrafımızda ki köpekler havlamaya başladı. Biri hariç...

"O ni-niye havlamıyor..."

"Şeyy beni çok severde haydo kıskanmış olabilir..."

Demesiyle koşarak uzaklaştım köpekte arkamdan gelmeye başladı...

...

Aradan 5 yıl geçmişti. Evlendikleri zaman sakarlıkları büyü misali bozulmuş bidaha da yaşamamışlardı. Amaa evin yeni model sakarı vardı. Bir çocuk 2.5 yaşında olup hem kolunu kırıp hem üstüne su döküp hemde un dolu kovanın içine düşebilir mi?...

Hayattan ŞarkılarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin