最後のキス | part 2

221 27 46
                                    

(birkaç gün sonra)

mark sonunda hastaneden taburcu olmuştu. yuta onun yanından hiç ayrılmıyordu. ona çok iyi baktı hastanede yatarken. ama bugün ikisi için de kötü bir gündü. bugün mark'ın hayattaki son günü. yuta bugün onu üçüncü ve son kez öpecekti. kendini tamamen bu güne hazırlamıştı.

(21.17)
keşke yaşadığı her şeyi unutabilme gücüne sahip olsaydı. belki o zaman bu kadar üzmezdi kendini, kendinden ölesiye nefret etmezdi.
yuta derin düşüncelere dalmışken mark onu bu düşünce havuzundan çekip kurtardı.
"yuta, ne düşünüyorsun? geldiğimizden   beridir çok sessizsin."
"ah, öyle dalmışım bir şey düşündüğüm yoktu."
"anladım. yuta bugün kendimi eskisinden daha tuhaf hissediyorum. içimde çok değişik bir his var."
yuta'nın kalbi daha hızlı çarpmaya başladı, gözyaşları çıkmak için can atıyordu sanki. ama ağlamamalıydı.
"birkaç saat daha bekle sevgilim, daha iyi olacaksın."
"umarım"

saat 23.30da her şeyi anlatmaya karar verdi. eğer anlatmazsa kendisi ve onun için kötü olacağını düşündü.
o saate kadar film izlediler, sohbet ettiler, oyun oynadılar. artık vakit gelmişti fakat yuta'nın ağzından kelimeler çıkmıyordu, nasıl başlayacağına hâlâ karar vermemişti.

"mark. sana anlatmam gereken bir şeyler var. ama asla sözümü kesmeden sadece beni dinlemeni istiyorum. tamam mı?"
"t-tamam?"
"bak söze nasıl başlayacağımı bilmiyorum ama anlatacağım her şeyi. bunu öğrendikten sonra beni affedecek misin bilmiyorum ama yapmak zorundayım.
b-ben hayatını Kral'ına adamış bir şeytanım. lütfen gülme şaka yapmıyorum. hiç haberlerde görmedin mi ortada bir sebep yokken birden bire kaybolan yüzlerce insanı. onların kaybolmasına sebep olan kişilerden biri de benim. aslında bunu yapmak hoşuma gitmiyor ama yapmak zorundayım. hayatta kalmak, işkence çekmemek için bunu yapıyorum. orayı hiç bir insan görmedi, göremez de. attığın her adımda kulaklarının içinde yankılanan acı çığlıklar, asla dinmiyorlar. onlardan biri olmak istemiyorum, korkuyorum. korktuğum için de Kral'ımın emirlerini yerine getiriyorum. ve-ve sıradaki kişi de sensin. bu halde olmanın sebebi benim. hepsi benim yüzümden. korktuğum için seni bu hale getirdim. senin enerjini emiyorum. her öpücüğümde daha da yorgun oluyorsun fakat bunu hissetmiyorsun. seni sadece saat gece yarısı 12de öptüğümde etkisini fazlasıyla hissediyorsun. ben seni yavaş yavaş öldürüyorum. ve bunu her yaptığımda kendimden daha çok nefret ediyorum. bu senin son dakikaların. yaptığım her şey için çok özür dilerim. kendimden nefret ediyorum."
diyerek birirdi sözlerini yuta. işte şimdi ağlamaya başlamıştı. hıçkırıkları arasından özür diliyordu her seferinde.

mark hâlâ şaşkındı. en başta inanmamıştı ama haberlerde görmüştü çok fazla. ve şuan bulunduğu halden de bunun gerçek olduğunu anlamıştı. suan hissettiği tek duygu korkuydu. cidden biraz sonra ölecek miydi.

"y-yuta ciddi olamazsın! lütfen bana sadece şaka yaptığını söyle."

yuta ağlarken başını hayır anlamında salladı. mark kafasını saate çevirdi. gece yarısına çok az kalmıştı. kalbi her saniye daha hızlı atıyordu. tüm hayatı gözlerinin önünden geçiyordu. çocukluğu, ettiği kavgalar, işi, ailesi, arkadaşları, öğretmenleri... bunları düşünürken hiç beklemediği bir anda yuta onun dudaklarına yapıştı.
son gördüğü şey yuta'nın alnıydı. sonra her şey karanlıklaștı.

yuta artık yuta değildi, mark ellerinde yok olduktan sonra o eskisi gibi olamazdı. tüm duygularını kaybetti. hiçbir şey düşünmüyordu. artık onun için yaşamanın bir anlamı yoktu. uzun bir süre dinlemeye ihtiyacı vardı. hiçbir şey yapmayacaktı. sadece uyuyup yemek yiyecekti...

(3 ay sonra)

3 ay boyunca hiçbir şey yapmadı. ama artık tekrar işe koyulma vaktiydi. yeni avının kim olduğunu öğrenmiş, onun yanına gidiyordu.

mark.. onu ne kadar unutmaya çalışsa da başaramamıştı, en azından artık sık sık aklına gelmiyordu artık. aklına geldiği zaman sadece ağlıyordu. nerede ve ne zaman aklına geldiğinin bir önemi yoktu. ama şuna emindi; bir daha asla kimseye aşık olmayacaktı.

yine derin düşüncelere dalmışken yeni avına yaklaştığını fark etti. aralarında iki adım kala konusmaya başladı.
"oh, merhaba. iş görüşmesi için gelmiştim de."
yeni avı yuta'ya dönüp konuşmaya başladı.
"merhaba, bende sizi bekliyordum. siz yuta olmalısınız."
"evet ben yuta, sizde haechan olmalısınız. değil mi?"
"evet oyum."

bitttiiiiievet kitap bittiokuyan herkese tesekkurler, biraz kisa oldu ama ilk basta zaten 3 bolum yazip bitirmeyi dusunuyordum en fazla bu kadar uzatabildim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


bitttiiiii
evet kitap bitti
okuyan herkese tesekkurler, biraz kisa oldu ama ilk basta zaten 3 bolum yazip bitirmeyi dusunuyordum en fazla bu kadar uzatabildim. markin öldugu sahnede agliyacaktim hüğ.
neyse umarim begenmissinizdir. simdi yeni bir kitap yazmaya basladim onu da yayimlarim yakin zamanda.

'anlamadiginiz bir kisim varsa sorabilirsiniz

♡♡

私の悪魔 | yumarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin