セカンドキス | part 1

282 38 52
                                    

şok geçirme sırası yuta'daydı.

"NE! neden daha önce söylemedin. eğer söyleseydin bunu yapmazdım!"
yeni bir yalan..

"b-bilmiyorum. gerekli olmadığını düşündüm."
"ama gerekliymiş işte!"

"arkadaşımda kalacağım demiştim ya aslında sevgilimdi. keşke o zaman söyleseymişim...
BULDUM. ben dün ile ilgili hiç bir şey hatırlamıyorum. eğer sende hatırlamıyorsan bunu hiç yaşamamış gibi davranabiliriz."

"ben en ince ayrıntısına kadar hatırlıyorum." bunu söylerken hem dudağını yaladı hem de o sinsi gülümsemesini yaptı. hiç kimseden zevk almasa da ondan almıştı.

"of yuta."

"tamam. aklıma seninkinden daha mantıklı bir fikir geldi. sevgiline sadece bir erkekle nasıl olur denedim dersin falan. sormadığı sürece de belli etmezsin."

"a-ama. işte sorun da bu. sevgilim erkek zaten."

işte yuta'da ikinci şokunu yaşadı. kişinin kim olduğunu bilmiyordu ama nedense ona karşı fazlasıyla kin beslemişti bile.

"NE! kendinden bahsederken bunu es geçmemeliydin!
kim bu p-!?" piç
sorunun sonunu getirseydi araları daha kötü olurdu.

"özür dilerim. haklısın önceden bahsetmeliydim ama utandım.
adı haechan dediğim gibi sana yakın bir yerde oturuyor. benden 1 yaş küçük ama yine de onu seviyorum. "

" ne kadar seviyorsun? "
yuta'nın bu soruyu sorarken içi acımıştı. neden böyle hissediyordu? avladığı birçok kişinin de sevgilisi vardı. ama onları umursamıyordu bile. neden böyle oluyordu?

" yaklaşık 1 yıldır birlikteyiz. eskinden daha çok seviyordum ama şuan... bilmiyorum. birkaç kez aynı konuda hata yaptı geçmişte. bu yüzden ona olan sevgim azaldı sanırım."

"anladım. bence onu boşver. birkaç hata yaptı dedin bir değil. ve aynı hataları yapmış diyorsun. o zaman bu çocuk ders almıyor demektir. bence biraz kafa dağıtmalısın."

"seninle mi?"
"evet. neden olmasın!? hem belki benimleyken onunla olduğundan daha fazla mutlu olursun. denemekten zarar gelmez."

neden bu kadar istekliyim.. sakin ol yuta sakin ol

"sen öyle diyorsan. peki bunu ona nasıl söyleyeceğim?"

"söyleme?"
"ama o benim sevgilim."
"SEVGİLİNE ONU ALDATTIĞINI MI SÖYLEYECEKSİN?! keşke seninle yatmadan önce bir kez düşünseymişim."
"şuan kafam çok karışık. başım çatlayacak gibi. ve ve sanki içime koca bir fil oturmuş gibi."

yuta'da ruhunun son birkaç günden sonra daha güçlü ve enerjik olduğunu hisseti. öpücük etkisini göstermeye başlamıştı. mark'ın ruhundaki güç yuta tarafından emiliyordu.

" biraz daha dinlenebilirsin belki geçer.
nasıl tanıştığınızı anlatır mısın. "
" oh, tabi. sevgilime sevgilimi anlatmak biraz değişik olacak ama başlıyorum..."

mark hikayeyi baştan sona anlatmaya başlamışken yuta'da haechan'dan kurtulmak için planlar yapıyordu. eski avlarının sevgilileriyle uğraşmazdı aslında zaten onlarla işi en fazla bir ay sürüyordu.
sanırım yuta yapmaması gereken korkunç bir şey yapmıştı. avına aşık olmuştu...

"sen beni dinliyor musun?!" mark'ın sesiyle yuta planlarına biraz ara verdi.
"evet sadece anlattıklarını hayal ederek dinliyordum."

aniden yuta'nın başı ağrımaya başladı. resmen birisi elleriyle yutanın kafasını iki yandan bastırıyordu. yuta kısa sürede bunun Kral'ın çağrısı olduğunu anladı.
lütfen düşüncelerimi okumuş olmasın, lütfen düşündüklerimi okumuş olmasın, lütfen lütfen lüt-

"yuta! iyi misin?başına bir şey mi oldu?"
mark'ın bağırması yuta'nın irkilmesine sebep oldu.
"iyiyim. birden ağrımaya başladı. bazen oluyor böyle. geçer şimdi."
"kesin iyisin değil mi?" mark onun için fazlasıyla endişelendi. ona bir şey olmasını istemezdi.

"bu arada mark; hâlâ yataktayız ve çıplağız."
yuta bunu gülerek söledi.
"oh fark ettim. kıyafetlerim nerde benim?"
"bak yerdeler."
"tamam."

yataktan kalkıp giyinmeye başladılar. ikisi de arada bir göz ucuyla birbirlerine bakıyorlardı.

(yaklaşık bir saat sonra)

mark kendini daha kötü hissediyordu. depresyona girmesine az kalmıştı. Kral yuta'yı çağırdığı için mark evde tek kalmıştı. yuta mark için üzülüyordu. bunun olmasını istemezdi. ama yapmak zorundaydı.

(mark ve haechan'ın telefon konuşması)

"haechan. nasılsın?"
"iyiyim meleğim. sen nasılsın? dün gece neden gelmedin?"
"dün yoğundum. evde halletmem gereken işler vardı. kendimi ruhen sebebsizce çok kötü hissediyorum. moralim çok bozuk. biraz seninle vakit geçirebilir miyim?"
"ah mark. ben şuan hiç müsait değilim. seninle yarın ilgilensem olur mu?"
"yine bir kadınlasın değil mi? yine aynı şeyi yaptın"
mark haechan'ı bir kaç kez başkaları ile yakalamıştı. bu onu üzüyordu ama her seferinde affediyordu. haechan onun için değerliydi. bunu sadece bir kaçamak olarak görüyor ve boşveriyordu. ama artık gerçekten yorulmuştu. haechan'ın onu sevmediğini hissediyordu. umarım yuta ile mutlu olabilirim diye geçirdi içinden.
"h-hayır mark. cidden, doğruyu söylüyorum. bitirmem gereken projelerim var."
"projelerin benden daha mı önemli! sana kendimi çok kötü hissetiğimi söylüyorum ve sen bana projem var diyorsun. bir süre konuşmayalım lütfen!"
"h-hayır mark dinle be-"

(mark telefonu kapattı)

mark'ın bu çoküşü onu fazlasıyla alıngan ve üzgün yapmıştı. neredeyse ağlamak üzereydi. biraz uyuyup yuta'nın gelmesini bekleyecekti ve o geldiğinde ona kocaman sarılacaktı.

(o sırada yuta)

yuta gidiş boyunca 'lütfen ondan hoşlandığımı öğrenmemiş olsun' diye dua etmişti hiç susmadan. ama duası tutmamıştı Kral onu bunun için çağırmıştı. Kral'ın şeytanların aklını okuması gerçekten kötü bir şeydi. yuta bu avından sonra bir daha asla avladığı kişinin bedenine bürünemeyecekti. bu onlar için çok kötüydü çünkü bu şekilde yakalanma ihtimalleri vardı. bu şekilde yakalanan ve şuan hapishaneye atılan bir çok şeytan vardı. tabi güçleri ellerinden alındığı için hiç bir şey yapamıyorlardı.

yuta sıkkın bir şekilde kapıyı açtı. içeri girer girmez mark ona kaburgalarını kıracakmışçasına sarıldı. yuta kendinden nefret etmeye başladı bu sarılmadan sonra. mark'ın gözyaşlarını omzunda hissetti. neredeyse o da ağlayacaktı. şeytanların asla yapmadığı şey ağlamak..

"neyin var bebeğim? noldu?"
ağlayarak"kendimi hâlâ çok kötü hissediyorum." bilmiyordu ki yuta onun ruh enerjisini emiyor...
" biraz mutlu olman için ne yapabilirim?"
" sana sarılıp uyuyabilir miyim? "

 " biraz mutlu olman için ne yapabilirim?"" sana sarılıp uyuyabilir miyim? "

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


>anlamadığınız bir kısım varsa sorabilirsiniz.

bu arada bölüm adlarının anlamlarını kimse sormamış ama söyliyeyim diyorum. ilk bölümün adı 'sonraki av' ikinci bölümün adı 'ilk öpücük' bu bölümün adı ise 'ikinci öpücük | part 1'

私の悪魔 | yumarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin