5.Karlı gün❄

59 27 40
                                    

Merhaba kankalar🤗

İnsan aşık olduğunu anlayamıyormuş biri karşısına geçip 'aşıksın' diyene kadar.

Aşk öyle 'seviyorum' demekle olmuyormuş. Hiss etmek hiss etdirmek lazımmış.

Bu güne kadar hep ben istemezsem aşık olmam. Ben söylemezsem kimse anlamaz sanmışdım. Ama yalnış bilmişim.

Hep korktum aşık olmaktan. Bana güvenenlerin güvenini kırmaktan. Yarı yolda bırakılmaktan. Terk edilmekten. Çok sevip vazgeçememekten.

Ama artık yorulmuşdum. Bu sefer her şey farklı olacaktı. Seviyordum ve onu bırakmağa hiç niyetim yoktu.

***

O gün sınıfa çıkıyorduk merdivenlerden. Onu gördüm bakmadım. Yanına yaklaştığımda bana bakıp "Senin kitabını getirdim veririm" dedi başımı kaldırıp yüzüne baktım konuşmadım başımı salladım tamam anlamında.

Tabi içimden oynuyorum o kıza değil bana verecek daha ne olsun😋😋😋

O günden sonra hep bana mı vericek yoksa o kıza mı? Diye düşünüyordum.

***

"Kitapları açın başlayalım derse" evet ne açacaktım. Vermeyi unutdu benimki. "Benimki Orhanda alıp geleyim" onun sınfındakılardan 2,3 çoçuk vardı dersde ben alayım dediler ama istemedim. Ben bulup alırım.

Aradım ama bulamadım onu. Yok olmuşdu sanki.

Kar yağıyordu o gün. Çooook güzeldi. Bahçede kartopu oynayanlar vardı. Onlara bakıp gülüyordum. Anlamıyorumki madem oynayacaksınız niye kartopu size değdiğinde bağırıyorsunuz kiii? Ovddblıdhnj

Ben pek oynamayı sevmem ama izlemeyi çok severim. O kar tanelerinin akışı çok güzel.

Ben gökyüzünü izlerken onun geldiğini fark etdim. Karın altında onu izlemez baya güzeldi. Bahçeye çıktım onu karşılamaya sanki o içeri gelmeyecekmiş gibi. Yanıma geldi "Hani benim kitabım?" dedim. Ne zamandan benim olmuşsa. Bende diyip çantasından çıkarmak için çantanın sol kolunu çıkartdı o an Fatiş dururmu? Dur söyleyim durmaz. Ne zaman elinde kar topu yaptı ne zaman ona atdı hiç anlayamadım. Ama değmediyaaa. Çok komikdiler. O Fatişin komşusuydu hem de tatlış eniştesi.

Sonra sınıfa geçdik. Ben "Benim içimde kalan kartopular var" dedim ona bakarak. Fatiş "Ben atdım" dedi sırıtarak. Orhan da "Değmediki" dedi. "Olsun ya gelen seneye artık" deyi verdim. Onu bir güzel kartopu ateşine tutasım gelmişdi. Sonra o bana acı gerçeği hatırlatdı "Ben gelen sene burda olmamki" gerçekten öyleydi son sınıfdı ve artık bizim okulda okumayacaktı. "Olucaksın olucaksın" dedim. Çünkü evi okula çok yakındı. Gelen sene kar yağdığında 5 dakikalık bile olsa isterse gele bilecekti. Ama eğer isterse. Peki istermiydi orasını bilmem.

Mezun olup gidecekti sevdiğim adam. Artık teneffüzlerde onu göremiyecektim. İstediğim zaman konuşamıyacaktım. Ve okulların kapanmasına çok az kalmışdı. Sadece 4 ay. Günleri sayıyordum her günümü daha iyi deyerlendirmek istiyordum. 4 ay bile olsa onunla iyi hatıralarımız olsun isterdim. Geriye dönüp baktığımda yüzümde tebessüm bırakıcak anılar.

Biz de sınav verecektik ve sınava 1 aydan da az zaman kalmışdı. Liste tutmuşdum kendime her günün sonunda o günün üzerini çizerdim. Hem sınavımıza kalan günleri hem de okulun sonuna kalan günleri yazmışdım oraya. Gözümün önünde olduğunda aslında her günün ne kadar değerli olduğunu anlıyordum.

Nasıl oldu hatırlamıyorum ama o liste onun eline geçdi. Günleri saydığımı gördüğünde bana dönüp "Okulun bitmesinimi istiyorsun?" Diye sordu. Anlamadı aksinin olduğunu anlamadı. Hayır dedim ama anlamasını isterdim.

Ders bittikden sonra koridorda sohbet ediyorduk. Yalnız değildik başkalarıda vardı ve çok ses çıkarıyordular. Pencerenin önünde durmuş konuşuyorduk Fatişin gözleri hep etrafı arıyordu. Nedense artık?😉

Sonra Fatiş "Ne güzel gün keşke birileride burda olsaydı" dedi. Orhanda dururmu tabi biliyor her şeyi. "İstiyorsan arayıp çağıra bilirim" dedi. Ah sizi aaaah. Çok güzeldikyaaa. Sadece üçümüz mutluyduk yani ben mutluydum baya eğleniyorduk bir yerde.

Bizim okulun upuzun boyu olan mendebur sevimsiz bir öğretmeni var o geldi. Her kesi kovdu sırayla derslere. Gelmeseydi olmazdı. QICIIIIIK.

Birde o an Fatişin eline nasıl geldiğini bilmediğim bir kartopu vardı. Birazdan yaşanacaklardan korkuyordum. Okulun içinde kartopu ne arıyor? Kalpsiz hoca canımıza kıyacaktı eminim. Fatiş kartopuyla yakalandığında ne cevap verecekti acaba. Sonra cani hoca Orhana baya bağırdı dersde değil burda olduğu için. Ne kadar sinirlendirmişdi jojukumuzu. Ben onu ilk defa öyle sinirli görüyordum. Bu güne kadar hiç sinirli ya da üzgün görmemişdim onu. Gülerüz biriydi. Cani qıcık kalpsiz hoca sinirlendirdi onu. Gül gibi günümüzü burnumuzdan getirdi resmen.

Sonra ikimiz kaldık. Ve Fatişin elinde kartopu yoktu. Hoca gittikden sonra tabi Orhanıda zorla götürdükden sonra merak etdiğim soruyu sordum "Ne yaptın kartopunu?" Ve hiç beklemediğim cevap aldım "Hiç bir şey ne yapacağım koyacak bir yer bulamadığım için Orhanın şapkasının içine atdım" Oha. İnana biliyormusunuz yakalanmamak için kartopunu Orhanın montunun şapkasının içine koymuşdu. "Ne yaptın sen deli? Gidip haber verelim bari" dedim. Sonra baya güldük. Gülürken aklıma qarip şeyler geliyordu. Birini dile getirdim "Düşünsene kartopunun şapkasında olduğunda haberi olmadığı için onu başına koyarken sıfının ortasında kafasına karlar dökülüyor" deyip kahkaha atdık "Ya da düşünsene o kartopu erimiş sular süzülüyor yürürken" aaay çok komik oluyordu düşününce. İkimizinde karnı ağrıyordu artık. Çok güzel gündü beee.

Evet gerçektende çok güzel gündü. O günün üzerinden bir yıla yakın zaman geçdi. Okullar kapalı. İlk defa kar yağmasını hiç istemiyorum. O günün güzelliği mutluluğu özgürlüğü olmayacak biliyorum.

Yazarken gözümün önüne geldi o gün. Yazarkende baya güldüm gözlerim yaşardı beee.

Ah korona senden nefret ediyorum. Gül gibi yaşıyorduk senden önce.

Neyse en çok sevdiğim bölümü sizlerle paylaşıyorum. Bb😊.

Gülüşün kalbime yaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin