Rehber HOCAM Bölüm 6

13.9K 53 11
                                    

Yeni bölüm keyfini çıkarın iyi okumalar.

Eve girdiğimizde evde tek yaşadığını anladım zaten, her şeyi kendine göre dizayn etmişti. Oldukça şirin bir evdi, ne çok büyük ne de çok küçük. Tek kişi kalmasına rağmen 2 yada 3 odalı güzel bir eve sahipti. Kapıdan girdiğimizde ayakkabımı çıkarttım ama o çıkartmadı, kapının yanında bir sandalye vardı ona oturdu. Şuan için ayakkabımı çıkartmayacağım, yandaki lavabonun köşesinde bir toz bezi var onu ıslatıp getir bakayım. Yanında da kurusu var, ikisine de kap gel hemen dedi. Kapıyı da kapattı tabi bu arada. Hemen dediklerini yapıp karşısına geçtim. Ayaklarında yine çizmeleri vardı ve yine kısa çizmelerdi bunlar. Mini bir elbisesi, altında da muhteşem bir tayt vardı desenli desenli. Önünde eğilip ayakkabılarının altını tek tek temizledim, bu arada bana poz verr deyip gülerek fotoğraflarımı çekiyordu. Güzel güzel, hep saklayacağım bunları diyordu. Fotomu çekmesi pek umrumda değildi aslında, sonuçta benim için hiçbir sorun oluşturmazdı çünkü benden büyük olan ve hocam olan oydu Neyse bitti hocam dediğimde her ikisininde altına bakıp aferin ufaklık deyip saçlarımı okşadı ve mutfağa doğru yol aldı. Giderken de beni takip et bakıyım dedi. Arkasından mutfağa geçtiğimde muhteşem bulaşığı gördüm. Dünden beri ne kullandıysam yıkamadım, sırf sen mutlu olasın diye; al bakalım hepsi senindir. Şu şurada bu burada, sen bulaşıkları yaparken bende biraz uzanayım içeride dedi. Haa bulaşıkları bitirince bana orta şekerli bir kahve yaparsan da memnun olurum deyip gülümsedi ve içeri geçti. Bu ricayla karışık emirler bile beni oldukça mutlu ediyordu. Şuan için fazla ileri gitmiyordu, arada rica da ediyordu bazı şeyleri söylerken az biraz çekiniyor da gibiydi. Sanırım ilk defa evine girdiğim ve sınırlarımın neler olduğunu daha bilmediği için oluyordu bunlar ama tabi ben pek önemsemiyordum bu durumu, sadece anının tadını çıkartmaya bakıyordumO içeride televizyon izlerken ben de bulaşıkları halletmiş, kahve yapıyordum. Bol köpüklü güzel bir kahve yapıp, oldukça iyi bir sunum da hazırlayarak içeri servis etmeye geçtim. Bu tarz şeyleri hep annemden öğrenmiştim, evin en küçük çocuğu olunca ve diğer kardeşleriniz siz annenizleyken üniversitede olursa annenin yapacak pek bir işi kalmıyordu tabi sizinle uğraşmaktan başka  Tabi o anda yıllarca annemin ileride lazım olur öğren oğlum dinle beni dediği şeylerin meyvelerini alıyor olmamda oldukça keyifliydi. içeri geçtiğimde hocam çekyata uzanmış film izliyordu, beni görünce doğruldu ve hiç konuşmadan ne yapacağımı izledi. Bunu anlamam çok kısa sürdü. Hemen tepsiyi masaya koyup etrafa bir bakındım, kapının yan tarafında tepsiyi koyacağım sehpaların bulunduğunu gördüm. Hemen bir tane sehpa alıp hocamın önüne koydum, tepsiyi de onun üzerine koyup hocamın karşısına oturdum. Bana bakıp ilk önce gülümsedi ardından da aferin sen bu işi hemen öğreneceksin, dur bir de tadına bakalım dedi. 2-3 yudum aldıktan sonra kesinlikle kusursuz, çikolata bile bulup yanına eklemişsin helal olsun sevdim bu işi. Keşke dershanede de mutfağa geçirebilsem seni deyip kahkaha attı, bende şuan için evde benimle yetineceksiniz hocam başka çare yok dedim. Kahvesini içerken bende onu izliyordum, ciddi anlamda o güzellikle başbaşaydım. Onu izlemekten başka ne yapılırdı ki
O da bunu fark etmiş olmalı ki bana bu kadar baktığına göre görev istiyorsun sen deyip, ben kahvemi bitirene kadar salı günü dershanede giymeyi düşündüğüm bir çizmem var; bak senin için kutusuyla kapının arkasına koymuştum. Onu tertemiz yap bakalım dedi, sanırım 1 aydır dokunmadım toz içindedir dedi gülerek. Tabi efendim hemen deyip ayakkabı çıkarttım ve karşısında yere oturup tek tek temizlemeye başladım. Arada bana bakıp gülümsüyor, bir kaç laf atıyor sonra tekrar televizyon izlemeye devam ediyordu. Benim için oldukça güzel zamanlardı aslında, söylediği gibi oldukça tozluydu ayakkabı ama tertemiz yaptım tabiki her zamanki gibi. Benim ayakkabıyla olan işim bitince o da kahvesini bitirmişti. Hemen kahveyi alıp içeri zütürdüm, bulaşığı halledip tekrar yanına döndüm. Ya bu hafta çok ama çok yoruldum, masajdan anlar mısın sen? dedi. Bende bu da laf mı hocam, masaj konusunda belgelerim bile var; ailede herkes ağrısı olduğunda beni çağırır. Özellikle de ayak konusunda, ablam sağolsun rahatına çok düşkündür
Onun için öğrenmiştim, sonradan bu hale geldim işte dedim gülerek. O da her türlü konumuz ayaklara çıkıyor zaten, iyi iyi bende ayaklarıma isteyecektim zaten gel bakayım dedi gülerek. Hocam uzanın siz ben ayağınızın ucuna oturayım, ayaklarınızı da kucağıma koyayım. Sırtımı kanepeye yasladım mı istediğiniz kadar 1 saat 2 saat ne kadar isterseniz masaj yapabilirim. Hatta masaj yaparken mayışıp uyuyakalabilirsiniz de ona göre dedim  Hahayt ben mi uyuyacağım? Tabi tabi, çok konuşma da gel göster bakalım marifetlerini deyip ayaklarını uzattı. Ayakkabısını bile çıkartmamıştı, artık her şeyi benden bekliyordu direk. Bu iyiye işaretti aslında, çoğu konuda gayet rahattı artık. Neyse ayaklarını kaldırıp kucağıma koydum, çizmelerini de tek tek ayağından çıkardım. Çıkartırken bu sefer videoya alıyordu beni ve bunlar yaşanırken sadece gülüyordu. Oldukça tuhaf hissediyordum kendimi ama hiç belli etmiyordum sadece ayaklarına odaklanmıştım
Çizmeyi çıkarttığımda kölee içini bi koklasana ya, bak bakalım geçen gün dediğin gibi ayaklarım gibi muhteşem mi kokuyorlar. ilk önce tereddüt ettim, tereddüt edince ayağıyla başıma vurdu hafifçe; hadii bekliyorum dedi. Peki deyip içine soktum burnumu, o ara birden kahkaha atmaya başladı yine; Allah'ım asla böyle şeyler yaşayacağımı düşünmezdim, ayakkabımın içini kokluyorsun resmen. Bunu herhangi biri görse ne derdi sana acaba deyip üstü kapalı tehdit etti tabi beni ama hiç takmadım o an, sadece kıpkırmızı bir surat ile utana sıkıla koklamaya devam ediyordum. 1-2 dakika kokladıktan sonra kii normalde ayakkabıların içi pek kokmaz ama ayağından çıkar çıkmaz koklayınca o sıcaklıkla gerçek anlamda kokuyu bayağı bayağı alıyorsunuz, benimde nutkum tutuldu tabi. ilk koklarken yüzümü ekşitmişim biraz, bana bakıp ayıp ayıp hani muhteşemlerdi utanmadan yüzünü ekşitiyor bak bak diye laflar söylüyordu. 1-2 dakika geçtikten sonra tamam tamam yeter bu kadar, yüzünden ne kadar güzel koktuklarını anlayabiliyorum zaten vallahi acınacak haldesin ama yapacak bir şey yok hakkettin bir kere deyip gülmeye devam etti. Ardından ayaklarını elime aldım, ayaklarında ten rengi çorap vardı sadece. Çorap ince olduğu için ayaklarını oldukça net bir şekilde görebiliyordum, muhteşem bir ayak yapısına sahipti. Tırnaklarını da uzatmış ve french yapmıştı o güne özel. Elime alınca sadece bakıp incelemişim ayakları. Hoca da fark edecek olmalı ki az daha bakarsan yiyeceksin sanırım, tamam çok güzeller bende biliyorum ama masaja başlasan artık? dedi ve ayaklarını göğsüme bastırdı. Ayakları yüzüme o kadar yakın olmasına rağmen onları öpememek içten içe bitiriyordu beni ama yine de hayatımdan memnundum. Yavaş ve narin bir şekilde ayaklarını ovalamaya başladım, bu işi gerçekten son derece iyi biliyordum. Ayaklarını yavaş yavaş yukarı doğru çıkarttım, en sonunda çeneme değmeye başlamıştı. O durumda benimki de havalanmıştı tabi, fark etmemesi için o anda bile dua üstüne dua ediyordum. Gözlerini kapatmış sadece o anki rahatlığı yaşıyordu, anlayabiliyordumAyağı çenemdeyken birden sağ ayağını sertçe organıma doğru indirip sol ayağını uzattı ve birazda bununla devam et dedi, tabi o ayak sertçe erkeklik organıma çarpıp; bir de üstüne orada kalınca kalp atışlarım 1500 seviyesine çıktı dakikada. O kadar korktum ve heyecanlandım yani. O da bunu anlamış olacak ki gözleri kapalı olmasına rağmen gülüyor, ara arada topuğuyla basınç uyguluyordu. inanın hayatımda yaşadığım en ilginç deneyimlerden biriydi, umarım herkes hayatında en az 1 kere yaşar benim bu yaşadıklarımı. Bunları yaşadıkça hayatın ne kadar güzel ve değerli olduğunu anladım diyebilirim. Sol ayağına masaj yaparken ayağı çenemdeyken birden dudaklarıma kadar kaldırdı ama uyuyor gibi görünüyordu. Sanki kendinden geçmiş, uyukluyor gibiydi. En azından benim öyle sanmamı istiyordu ama ben bunu fark ettim ve hiç pot kırmadan masaja devam ettim. Tabi o ayağı dudaklarımdan çıkartmadan, kendisinin çıkartmasını bekledim  Parmakları dudağıma değiyor, ara sıra oynattıkça o haz daha da artıyordu. Diğer ayağı da organımda olunca inanın ne yapacağımı şaşırdım, ayıptır söylemesi 17 yılın patlamasını yaşayabilirdim o an ama ilerisini düşünerek 'dur' dedim kendi kendime! Sanırım yarım saat ayağı yüzümde öyle masaja devam ettim. Sonra uyanmış gibi yapıp bana bakınca muhteşem bir yüz ifadesiyle gülme krizine girdi. Hahaha ben ne zamandır yatıyorum, ne zamandır ayağım suratında. Yazıkk sana ya çoraplarım ıslanmış resmen, yaladın mı ne yaptın deyip gülmeye devam etti  Ne yalaması hocam ya, ayağınızı dudağıma dayadınız çıkartmama da izin vermediniz. Uyuduğunuz içinde rahatsız edemedim. Ara arada oynatıp ağzıma sokmaya çalıştığınız için böyle oldu dedim, tabi bende gülümsüyordum bunları söylerken. Ya ya işte gördün mü saatlerce ayaklarımla vakit geçirdin sonuçta, sus konuşma kokusuna ve tadına bayıldığını biliyorum; bundan sonra ona göre muamele göreceksin merak etme deyip sinsi bir bakış attı  inanın o bakış bile beni uçurmaya yetti. Ardından da gerçekten çok iyi masaj yapıyormuşsun, 2 saat aralıksız masaj yapmışsın resmen ve çok çok iyi hissediyorum. Sürekli isteyebilirim bunu senden aferin deyip ayaklarını kaldırarak doğruldu ve lavaboya gidiyorum deyip içeri gitti. Bende kendime çeki düzen verip, malum yerin düzelmesiyle uğraştım o gelene kadar. Oldukça ilginç ama bir o kadar da güzel bir durumdu ama saat nasıl olduysa 19.45'e falan geliyordu. 4 saaten fazla harcamıştık daha bu kadarcık şeye. Nasıl zaman geçti lan derken hocam geldi Karnım çok acıktı yemek yiyelim, bulaşıkları yıka ondan sonra çıkarsın dedi. Beni bırakmayacağını anlayınca 21.00'den önce buradan çıkmam gerektiğini anlamıştım. Malum ancak yetişirdim.. Neyse telefonla büyük boy bir pizza sipariş etti, beni de markete gönderip kola, cips vs. aldırdı. Geldiğimde daha yemekler gelmemişti, o ara bir bez verip salonun ve odamın tozunu al bakalım yemekler gelene kadar dedi. Salonu bitirip odasına geçtiğimde yemekler gelmişti ama içeriden tertemiz yapmadan gelmeee! komutu gelmişti. Hocamın odasını toparlarken aklıma banyodaki kirli sepeti geldi nasıl geldiyse, hemen şu işi halledip banyoya geçeyim dedim. işimi bitirince hocam bi elimi yüzümü yıkayıp geliyorum deyip banyoya geçtim işte. Sepeti açınca karşıma ne çıktı dersiniz? Bir gün önceki bahsettiğim ama koklamamın nasip olmadığı rengarenk uzun çorapları. Onları görünce mutluluktan havalara uçtum resmen, tüm günün yorgunluğuyla orada duruyorlardı. Aldım onları tek tek 2-3 dakika boyunca kokladım durdum. Sonra hocayı işkilllendirmemek gerek deyip aynı şekilde yerine koyup içeri geçtim. Ohoo hocam yemeğe koyulmuştu bile. Kolaları doldurup bende yanına geçtim, yemekle ilgili herhangi bir olay yaşamadık o gün için ama sana güzel bir sürprizim var. iğrençliğin dibini yaşatacağım sana deyip kolamı aldı ve bana bakıp göz kırpıp kolamın içine 2-3 tane ufak tükürük bıraktı gülerek. Hocama baktım ve onu içeceğimi mi düşünüyorsunuz dedim? Düşünmüyorum içeceksin zaten dedi, hayatta içmem dedim! Hımm deyip telefonunu gösterdi (aslında umrumda değildi ama hani tehdit ediyor da bende korkup yapıyorum sansın diye) bende hemen çaresizce bardağı alır gibi yaptım ve içmeye başladım. O anı anlatamam, direk ağzından gelmese de bu bile yeterince küçük düşürmeye yetiyordu kii bir de o tüm evi sallayan kahkahası yok mu of offf  Muhteşemdir muhteşem. En son çıkmadan önce yine bulaşıkları yapıp çayı hazırladım hocama ve vedalaşma faslına geçtik.

6. Bölümün sonu yeni hikayeler gelmeye devam edicek beklemede kalın hoşçakalın ;')

Rehber HOCAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin