10

11.4K 812 1.8K
                                    

Jimin çekingen bir şekilde patronunun kapısını çaldı. Bugün gereğinden fazla sinirli olan patronuna gözükmemek için elinden geldiğince çabalıyordu fakat bu Bay Min'in asistanı iken oldukça zordu.

İçeriden keskin bir 'gir!' komutundan sonra derin nefesleri eşliğinde odaya adımladı. Elinde tuttuğu yıllık gider evraklarını titreyen elleriyle Bay Min'in önüne koymuş ve eğilmişti. Özellikle göz teması kurmamış ve kekelememeye özen göstererek durum izahında bulunmuştu. Bu sabah Bay Min'in Yugyeom'u azarlarlayıp, şirkete rezil ettiğini gördükten sonra hem sinirli hemde korkmuş hissediyordu.

"Gider evraklarını istemişsiniz efendim."

Yoongi kaşları çatık bir şekilde Jimin'e bakmış ve eli ile karşısına geçmesini göstermişti. Jimin yutkunarak karşı deri koltuğa otururken odada sadece büyük cama vuran yağmurun sesi vardı.

"Bay Lee'nin şirketi ile ilgili olan bütün verileri ayır. Şirketimiz ile bağlantısı kalmayacak şekilde.".

Jimin şaşkın bir şekilde Bay Min'e bakamadan edemedi. Eğer şirketler ayrılırsa bu onların ve diğer şirketin sarsıntı yaşamasına sebep olabilirdi. Böyle riskli bir adımı Bay Min'in sinirli iken karar verdiğine inanamıyordu. Sekreteri olarak onu uyarmak yine Jimin'e kalıyordu.

"A-ama Bay Min, sizin de bildiğiniz gibi iki yıldır yaşadığımız artışın büyük bir miktarı ortaklık yüzündendi. Eğer şirketleri ayırırsanız bu hem bizim açımızdan hem-...."

Sözü Yoongi'nin sinirli sesi ile kesilmek durumunda kalmıştı.

"Bunları bende biliyorum Jimin. Ya şimdi verileri ve vergi belgelerini ayırırsın, ya da bu işi yapacak başka bir kişi bulurum."

Jimin sinirli bir şekilde Yoongi'ye bakmadan edemedi. Neye sinirlendiğini bilemediği patronu, siniri ile yol almaktan çekinmiyordu. Yine kafasına buyruk işler yapacaktı fakat Jimin bu durumdan öylesine yorgundu ki, artık karışmayıp ne isterse yapmaya çalışacaktı.

Jimin önüne dönüp belgeleri ayırırken, Yoongi ise sadece ona bakıyordu. Jimin baskı altında hissetmekten kendini alıkoyamadı. Yine de kendini işe vermiş bir şekilde devam ederken odanın kapısı tıklanmadan açılmış ve içeri hizmetli ajumma girmişti.

Elinde olan filtre kahveyi Bay Min'in önüne bırakırken eğilmiş ve Jimin'e dönmüştü.

"Jimin oğlum dışarda seni bekleyen bir genç var. İşlerini bitirir bitirmez ona görünmeni söylüyor."

Yoongi'nin sert bakışlarını hissetse de takmamış ve ajummayı onaylamıştı. Odadan çıkan ajummadan sonra Jimin işine devam etmek üzere geri döndü ama üzerindeki bakışlar bir hayli rahatsız edici bir seviyeye ulaşmıştı. Rahatsız bir şekilde kıpırdamadan edemedi.

"Çıkabilirsin, nişanlın beklemesin şimdi."

Yoongi'nin bir hayli sinirli sesi odayı doldururken, Jimin anlamamış bir şekilde onun sinirli suratına bakmıştı. Tek kelime ederse ona bağıracak konumda duran patronuna bakmayı kesip odadan çıktı.

Patronu gerçekten garipti.

Ve bu onu korkutmaktan başka bir boka yaramıyordu.

Dışarda onu bekleyen kardeşi Jungkook'u görünce gergin suratı gülümsemesi ile aydınlandı.

"Jungkook-ah~..."

Sıkı bir şekilde kardeşine sarılırken onu ne kadar çok özlediğini yeni fark ediyordu. Jungkook'un yoğun iş temposundan dolayı doğru düzgün görüşemiyorlardı. Tabi Busan'da yaşayan Jungkook'un da bunda etkisi vardı. Jimin ne kadar ona burda kendisi ile kalması gerektiğini söylesede Jungkook doğup büyüdüğü şehiri bırakmamakta oldukça kararlıydı.

Xest • [yoonmin] TAMAMLANDI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin