fourteen

8.8K 887 105
                                    

arctic monkeys, i wanna be yours

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

arctic monkeys, i wanna be yours

🍷

•Taehyung•

İnkar etmemem gereken gerçekler vardı ve bunlardan biri, belki de en önemlisi, Jeon Jeongguk'tan hoşlandığımdı.

Parmaklarım alkolsüz kokteyl dolu kadehin etrafında gezinirken onun çıkmasını bekliyordum. Ne kadar benden on yaş büyük olursa olsun, Jeongguk gerçekten yaşını göstermiyordu.

Onunla sevişmekten de hoşlanmıştım fakat kalbim bir şekilde ona hisler beslerken onun durmadan sevişmemiz hakkında konuşuyor olması beni üzmüştü, bu yüzden bir daha olmayacak deyip durmuştum ama onu gördüğüm bir anda, ondan uzak kalmak zordu benim için.

Şimdi bu kalabalığın arasında dururken birçok insanın sırf onu dinlemek için burada bulunduğunu biliyordum. Sesi, tapınmak isteyeceğim kadar güzeldi. Ne zaman burada olsam her şarkıyı gözlerimin içine bakarak söylüyor, ellerimin titremesine sebep oluyordu.

Düzenli bir ilişki istiyordum, benim hayatım düzenden oluşmuştu ve belirsizlikler beni her zaman korkutuyordu. Bu da ondan uzak durmam için bir sebepti çünkü tek istediği fiziksel bir birliktelikti.

Denemiştim, Hoseok ile ya da Yunho ile fakat olmamıştı, ne kadar onların yanında iyi hissediyor olsam bile kalbimde filizlenen bir şeyler yoktu. Bu aptal kalbimi nasıl ele geçirdiyse kimseye bakamıyordum.

Renkli ışıklar kapanarak sahne karardı, ardından loş bir ışık tek bir odak noktasında belirdi. Jeongguk elinde gitarı, hafif dağınık sarı saçları, kısa kollu siyah gömleği ve bacaklarını saran dizleri yırtık kot pantolonu ile belirdiğinde tiz çığlıklar ve ıslıklar yükseldi kalabalıktan.

Herkesten uzakta bir şekilde bar tezgahında otururken yüksek tabureyi döndürerek tüm dikkatimi ona verdim. Arkasındakilere bakarak başını sallamanın ardından bakışları tamamen beni buldu, dudakları tüm çekiciliğinin aksine tatlı bir gülümseme ile kıvrıldı.

"Elektrikli süpürgen olmak istiyorum senin,
tozlarının içinde nefes alan.
Ford Cortina'n olmak istiyorum, paslanmayacağım hiçbir zaman.
Eğer kahveni sıcak seviyorsan, bırak cezven olayım."

Kabul etmem gerekirki şarkının sözleri komikti, Jeongguk ciddi bir şekilde bana bakarak söylerken kalp atışlarım hızlanıyordu, melodi geçişleri içimi titretiyordu.

"İpler senin elinde bebeğim,
Ben sadece senin olmak istiyorum."

Öyle bir söylemişti ki bunu, her şeyiyle benim olmak istediğini haykırmıştı burada. Parmaklarım giydiğim pantolonu sıkıca kavrarken üst dişlerim alt dudağımı sıkıştırmış ve bir an nefes almanın ne demek olduğunu beynim unutmuştu.

"Kalbimde tuttuğum tüm sırları,
Saklamak düşündüğümden daha zor.
Belki sadece senin olmak istiyorum.
Ben sadece senin olmak istiyorum."

Mekanın içinde bulunan tüm sesler uğultu gibiydi sadece, melodinin içinde parçalanıp gidiyordu. Jeongguk'un sesi, bedeni, hafif kapalı gözleri tek odağımdı. O, burada neler hissettiğimi bilmeden şarkıya devam ederken kalabalığı aşmak, ona sarılmak istiyordum.

Benden hoşlandığını dile getirdiğinde bunun bir şaka olduğunu düşünmüştüm ilk, onun benden hoşlanması imkansız gibiydi, onun gözünde benim ve hayatımın sıkıcı olduğunu biliyordum. Anlık zevkler yaşamayı bilen biri olduğunu iddia edip duruyordu ve benden tek istediği, ona yaşattığım tatminlik duygusuydu.

Benden hoşlanıyordu.

Ne değişmişti onun için bilmiyordum ama her zaman sadece arzu barındıran gözler bazen öyle bir şefkat ile bakıyordu ki bana, eriyip gidiyordum parlaklıkların arasında.

"Senin olmak istiyorum ben."

Şarkı sona erdiğinde sahne kararmış, geri kalan ışıklar renkli bir şekilde devam ediyordu. Parmaklarım kot pantolonu tamamen serbest bıraktığında ayaklandım. Kulise gitmeyi düşünüyordum ama kalabalığın arasında gördüğüm beden, hareket etmeme engel oldu.

Jeongguk bana doğru gelirken gömleği yoktu üzerinde, onu çıkarmış olmalıydı. Beyaz tişörtü hemen kot pantolonun kemerinde bitiyordu. "Taehyung." dedi bana ulaştığında, devam etmek için dudaklarını araladı, buna izin vermedim.

Ellerimden biri beyaz tişörtüne tutunurken diğeri boynuna dolandı, dudaklarımızı birleştirdiğimde elleri belime dolandı. Alt dudağımı dudakları arasına alarak ondan alışık olmadığım şekilde yavaşça öperken kıkırdamadan edemedim, beni kalktığım tabureye geri oturttu. "Hoşuna gitti mi?" diye sordu dudaklarımız ayrıldığında, "Gitti." dedim, çok fazla hoşuma gitti.

Tatlı bir gülümseme ile bana bakarken bileğindeki yeşil ip bilekliği çıkardı, onun aldığı kutup ayılarının olduğu bilekliğin yanına takarak, "Senin olduğum sürece, bu bilekliğin çıkmasını istemiyorum." Başımı sallayarak onu onayladım. "Jeongguk." dedim zorlukla, bakışlarının altında ezilmemek oldukça zordu. Bir eli tişörtümden içeri girmiş halde belimi okşarken devam etmem için mırıltılar çıkardı.

"Senden hoşlanıyorum."

🍷

heyooo

downtown bars' taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin