''Kimseye şefkatle bakmamıştın.''
Gözlerime vuran güneşin ışıklarıyla yavaşça aralamıştım gözlerimi.
Burası?...
doğru ya.Dün Jungkook beni kendi odasına getirmişti ama şimdi neredeydi? görevde? çünkü aşağıdan hiç ses gelmiyordu.Onunla dünki kavgamızdan sonra buradan gitmeyi ciddi anlamda kafama koymuştum.Artık ona yük olmak istemiyordum, beni istediği falanda yoktu ama bugün değil.Belki yarın belki sonraki gün.Uzandığım yatakta iyice yayıldım ve üzerimdeki yorganı başıma kadar çektim.
Kalkmaya hiç niyetim yoktu, çünkü yatak oldukça rahattı.
***
Saatler geçmişti.Hatta belkide gece yarısıydı.Sabah tekrar uyduktan sonra kalkıp güzelce yemek yemiş, tekrar onun yatağına geri dönmüştüm.Bu saatlere hiç kalmazdı, belli ki bugün gelmeyecekti.Elimdeki telefonumu yatağımın altına koyarak gözlerimi kapadım.Uyumak istiyordum lakin alt kattan gelen sesler onun geldiğini anlamıştım.
Habire bir şeylere çarpıyor, küfürü hiç sevmese de küfredip duruyordu.Odanın kapısı açıldığında yatakta daha çok büzüldüm ve kapalı olan gözlerimi daha çok sıktım.Erkeksi kokusu odanın içerisine yayılmıştı anında.
Tek gözümü ne yapıyor olduğuna bakmak için açtığımda, üzerindeki üniformaları çıkarıp dolabına atıyordu.Ona çok fazla yakışıyordu, üniforma.Gömleğini de sırtından çıkardığında, gözlerim geniş sırtında dolandı önce ben küçük çocuklar gibi cılızken o çok kaslıydı.Altındaki pantolonuda çıkardı bu seferde.
Calvin Klein baksırı giyiyordu.Asla alçaklara konmazdı şerefsiz herif.Odasındaki banyoya ilerledi.Su seslerinden duş almış olabileceğini anlamam uzun sürmemişti zaten.Sonunda duşu bitip odaya girdiğinde, gözlerimi vücudundan çekemez hal almıştım.Hem kaç tane karın kası vardı onun öyle? elindeki saç havlusuyla saçlarını biraz karıştırdı.Gözlerim boynundan vücuduna doğru inen su damlasına takılmıştı ki bir şey fark etmiştim.
Dövmesi vardı.
Kasıklarında.
Ne olduğunu tam anlayamasam da, adonisine doğru uzanan kocaman bir şeydi.Elini altındaki havluya attığında hemen gözlerimi kapattım.Zaten bir süre sonra dolaptan gri bir eşofman çıkarp bedenine yerleştirmişti.Son olarak komidindeki telefondan bir şeyler baktı ve yatağa ilerledi.
Yanıma.
Benim yanıma? burada olduğumu hala anlamamış mıydı? gözlerimi tekrar kapatıp bekledim.Örtü yavaşça üzerimden çekildi ama beklediğim gibi bir tepki almadım.Aksine, yanıma yerleşti.
''Çok değişik bir çocuksun Jimin.'' diye mırıldandı.Yüzüme doğru gölge indiğinde bana dokunacağını anlamıştım ama bir anda durmuştu sanki.Dün ona delicesine dokunma diye bağırmış olduğum mu gelmişti aklına?
Gözlerim yavaşça açılıp gözlerini bulduğunda, elini yastığının altına koymuş beni izliyor olduğunu fark etmiştim.
''Yatağımda ne işin var?'' dedi, sanki az önce ki o değilmiş gibi.
''Sen getirmiştin.'' mırıldandım.Yine sinirlerimi bozmaya başlıyor gibiydi.
''Güzel bir uyku çekmek istiyorum Jimin, odana geç.'' neden bana hep bu kadar soğuktu? neden ilk gün o kadar şefkatliyken sonrasında hep sik gibi davranıyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Decalcomania ℘ JiKooK
Fanfiction"İntihar etmedim ama defalarca suratımı astım karşısında; Bir kere bile anlamadı çaresizliğimi..." 💫 Bir yazar kitabında, "o okyanustu ve okyanusun bir sürü balığı vardı." yazmış. Bizi ne de güzel anlatıyor, öyle değil mi Decalcomania? bizi dediğim...