5

924 129 107
                                    

"basmışsın vanilya aromasını odaya hyuck, alerjim var diyorum anlamıyor musun?"

astroloji klübünün ilk dersiydi. saat altıyı iki geçerken öğrenciler gelmeye başlamıştı. siyah takımının kravatını eliyle gevşetmeye çalışırken etrafa yüzünü buruşturarak bakan ve homurdanmaya devam eden mark pek mutlu sayılmazdı.

"kes sesini sayısalcı mark lee. derece hesaplamasak seni bu klübe almazdım."

kızıl saçları dağılmıştı hyuck'un. ilk dersin stresini üzerinden bir türlü atamamıştı. siyah ceketini çoktan çıkarmış, sandalyesinin üzerine fırlatmıştı. kravatını da bir kenara bırakıp boynunda genelde gizlediği parlak yeşil taşı ovuşturmaya başlamıştı. bunun stresini azaltmaya yardımcı olacağını biliyordu.

"hoşgeldiniz, rastgele oturabilirsiniz."

jaemin ise onların tersine çok mutlu gözüküyordu. katılımcı sayısı çok az olmasına rağmen sanki birazdan devlet konuşması yapacak gibi hazırlanmıştı. her gelen öğrenciyle tek tek ilgileniyordu.

"laga luga yapma na jaemin. biz bizeyiz kimse yok, şuna bak."

jeno hafifçe jaemin'in karamel saçlarını çekerken durumdan bahsetmişti. haklılardı, sadece hyuck'un en yakın arkadaşları klübe katılmıştı. toplam altı kişiydiler. artı olarak hyuck'un merakla beklediği renjun daha gelmemişti.

liselerinde bölümler çeşitli olduğu için birbirlerini çok görmemelerine rağmen bu grup en yakın arkadaş olmuştu.

ana dalı fizik olan mark'ın, felsefe bölümünde okuyan hyuck'la tanışması tuhaftı. iki farklı blokta ders görmelerine ve mark'ın da bir üst sınıf oluşuna bakarsak tanışmaları cidden kaderin bir oyunuydu. hyuck her zaman buna inanmıştı.

jeno ise hukuk öğrencisiydi. hyuck ile aynı edebiyat sınıfında olmaları kolayca tanışmalarını sağlamıştı. hyuck ilk önce onun enerjisinden hiç hoşlanmamıştı. klasik bir boğa burcu olmadığını fark etmişti. belki de bu yüzden onun yakınında takılmaya devam edip arkadaş olmuştu. tam nedenini bilemeyiz tabii ki.

jaemin ise hyuck'un ilk arkadaşıydı bu okulda. uzay bilimleri bölümündeydi. sayısalcıların tarafından sürekli kaçarak felsefe bölümüne gelir, derse girmesine izin olmasa da beyin fırtınası yapmaya bayılırdı. hyuck'a birden bire tarot falı bakmasıyla da arkadaşlıkları güçlenmişti aniden.

chenle ve jisung bir alt sınıfta olan öğrencilerdi. aynı bölümde okuyorlardı. doğruyu söylemek gerekirse film tasarım ve yazarlık bölümünün gözde öğrencileri denilebilirdi. okul için hazırladıkları kısa filmde hyuck'tan yardım istemeleri ile arkadaşlıkları başlamıştı.

liseleri üniversite tarzı bir eğitim programına uydukları için sevdikleri veya yapmak istedikleri şeyler için imkanları olabiliyordu. hyuck'un da isteği bu klübü kurmaktı, fakat şöyle bir sorunu vardı: yakın arkadaşları dışında kimse gelmemişti.

eski tahta sıralar toplamda on taneydi. altı tanesi dolmuştu sadece. hyuck stresle elinde taşı tekrar gömleğinin altına sokup konuşmaya başlamıştı.

"bu kadarız herhalde. her neyse başlayalım. hoşgeldiniz gibi bir konuşma yapmayacağım. hepiniz yakınımsınız sonuçta."

chenle en arka sıraya oturmuş, hyuck'un bu tavrını eleştirmek için kendini hazırlamaya çoktan başlamıştı.

"bak bak, tavırlara bak. neyse canım, ilk dersin amatörlüğüne veriyorum."

tarot | renhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin