"ben diyorum ki, klüp çıkışı johnny'i arkadan yakalayalım. ben oyalarken jisung üstüne atlasın, jeno da önden yumruğu yapıştırdı mı, tamamdır bu iş."
"şu sigarayı yüzünde söndürmeden önce kes sesini zhong chenle."
chenle heyecanla kafasında beş dakikada kurduğu planı onlara anlatırken jeno hiç hâlinden memnun durmuyordu. kravatını gevşetmiş, gömleğinin birkaç düğmesini açtıktan sonra sigarasını dudaklarına götürmüştü.
"ben chenle'ya katılıyorum."
jisung sanki chenle'nun söyledikleri hayatında duyduğu en mantıklı şeylermiş gibi onu onaylarken hyuck çoktan dinlemeyi bırakmıştı.
"ee hadi ama zümrüt yeşilim, sen ne diyorsun? bak ben çizimi bile yaptım."
chenle nereden çıkardığı belli olmayan bir kağıdı yere sererken jeno gördüğü şeyle gülmesine engel olamamıştı. chenle kargacık burgacık yazısıyla johnny'nin bir minyatür çizimini yapmıştı. doğruyu söylemek gerekirse çizimin üstünde koskocaman 'lanet olası seo' yazmasa kimse bunun johnny olduğuna inanmazdı.
hyuck kağıda baktığında gördüğü saçmalığa gözlerini devirmişti. chenle ise hararetle nasıl ona saldırmaları gerektiğini anlatmaya devam ediyordu.
"şöyle vurduk mu adamı yere sereriz ha!"
jisung durup dururken onu alkışlamaya başladığında chenle oturduğu yerden kalkmış ve sanki milyonlarca insan onu izliyormuş gibi selamlamaya başlamıştı.
jeno oturduğu yerden onu izlemeye devam ederken hyuck ise onun ayakkabısına vurarak tekrar eski yerine oturmasını işaret etmişti.
ortak edebiyat dersini ekmişlerdi, sözel bölümünün öğrencileri için pek güzel bir gün sayılmazdı. jeno, mark ile yaşadığı ufak bir tartışmadan sonra terasa çıkmış, dersin başından beri orada oturan hyuck'u fark ettiğinde onun yanında kalmaya karar vermişti. onları heyecanlı bir şekilde arayan jisung ve chenle da terasa giriş yaptığında bu tuhaf konu konuşulmaya başlanmıştı.
"bence jaemin bir şeyler planlıyor. klübü geri almaya çalışıyor olabilir."
jeno onlara düşüncesini belirttiğinde hyuck gözlerini kısmıştı. jaemin'in birkaç gündür devam eden tuhaf davranışlarını fark etmişti. gizli saklı bir iş yapmaya çalışıyor gibi görünüyordu.
"jaemin mi, pff o iki kelimeyi yan yana getiremez. okul yöneticileriyle mi konuşacak?"
chenle hemen jaemin'i gömdüğünde jeno kollarını silkmiş, hyuck ise onu terslemeyi es geçmemişti.
"en azından senin planlarından daha kaliteli planlar yapabilecek bir insan. belli olmaz."
jisung chenle'ya ufak bir bakış atmıştı şimdi. chenle ise yorulmuş gibi derince iç çekip sırtını kısa duvarlara yaslamıştı.
hafifçe yağmur çiselemeye başladığında jeno sigarasını söndürmüş ve bakışlarını hyuck'a çevirmişti. onun için daha iyi hissediyordu aslında. uzun tartışmalar sonucunda tekrar yeşim taşını taktığı için mutluydu. boynunda siyah bir ipe bağlı olan taş ister istemez jeno'nun içini ısıtıyor, hyuck'un güvende olduğu düşüncesi onu rahatlatıyordu.
"bence klüp işini salmamızın vakti gelmiş."
hyuck yağan yağmuru aldırmadan karşıya bakarken mırıldanmıştı. jeno sinirle gülerken hyuck tavrını bozmamış, tuhaf sessizliğin devam etmesinden de etkilenmemişti.
"klübün sahibi umudu kestiyse biz ne yapabiliriz? şuna bak, kendine birazcık güvense johnny'in onun karşısında şansı bile olmaz."
jeno sinirle hyuck'a laf attığında, hyuck omuzlarını silkmekle yetinmişti. doğruyu söylemek gerekirse ilk kez böyle bir şey yaşadığı için güçsüz hissediyordu. bir hevesle açtığı klübün bu kadar kısa sürede sönmesi fark etmese de onu yıkmıştı. şimdi ise komfor alanından çıkmamayı tercih ediyordu. elindeki son şeyin kayıp gitmesine şahit oluyordu.
"beyler ve bayanlar, şu tarafa bakın bakalım kim geliyor?"
chenle gözlerini terasın girişini diktiğinde jeno iç çekerek oraya dönmüştü. gördüğü kişiyle hafifçe hyuck'u dürtmüş, onun da fark etmesini sağlamıştı.
"huang renjun hazretleri, nasılsınız bakayım?"
renjun elindeki anahtarı çevire çevire yanlarına ulaştığında jisung keyifle sormuştu. renjun'in yüzünde mutlu bir ifade vardı. ayrıca yeni boyanmış saçları oldukça dikkat çekiyordu. saçlarının üst kısmı siyah, alt tarafları ise sigara dumanını andıran bir griye boyanmıştı.
"çocuk ne yapsa yakışıyor yahu, gidiyorum ben!"
chenle şakayla karışık sinirlendiğinde renjun ona iç ısıtan gülümsemesinden sunmuştu. diğerleri gibi yere oturduğunda gözlerini hyuck'a çevirmişti. hyuck'un çoktan onu izlediğini şimdi fark ediyordu. hyuck ona göz kırptığından gülümsemesinin daha da artmasını engelleyememişti.
"ya şu şerefsize bak, bir tarafımızı yırttık seni keyiflendireceğiz diye. nedense sadece renjun ortama adım attığında yüzünde güller açıyor. ne iş?"
hyuck jeno'nun sinirlenmesine de gülmüştü. dediği gibi renjun ortama girdiğinde sanki bütün olumsuz duygulardan kurtulmuş gibiydi.
"git, gözüm görmesin seni. tanrı'nın zümrüt yeşili ya!"jeno hyuck'un yanağına elini koyarak yüzünü başka tarafa çevirdiğinde diğerleri de gülmeye başlamıştı.
"size güzel haberlerim var."
chenle renjun'un sözleri üzerine heyecanlanmasını engelleyememiş, çabucak ayağa kalkıvermişti. jisung onu kumaş pantolonundan çekiştirmeye başladığında, o çoktan renjun'i elleriyle sarsma işlemine girişmişti.
"chenle bir rahat dur yahu."
hyuck aniden ayağa kalkıp chenle'yu yerine oturttuğunda jeno onların bu tuhaf davranışlarını izlemeye devam ediyordu.
"ilk öncelikle şunu demek istiyorum ki..."
renjun saçlarının arasından parmaklarını geçirdiğinde jisung gerildiği için derin bir nefes almıştı. renjun'in çabuk olup sözlerini bitirmesini diliyordu.
"...siz tam bir salaksınız."
renjun'in beklenmedik sözü ile jeno gözlerini devirmiş, chenle ise çok etkilenmişe benzemeyen bir tavır takınmıştı.
"bize bilmediğimiz bir şey söyle, mesela elindeki anahtarın ne işe yaradığını."
renjun anahtarı oturdukları yerin tam ortasına bıraktığında, demirin yere değdiği anda çıkardığı o çirkin sesi umursamadan anlatmaya devam etmişti.
"biliyorsunuz ki, çok popüler bir öğrenci sayılmam. fakat okul yöneticileri'nin beni sevdiği doğru. her neyse, onların yanına gidip durumu açıkladım. johnny'nin geçen yıl da bir klüp açtığını, bizim ise ilk klübümüzün olmasına rağmen kapatılmasının doğru olmadığını söyledim."
chenle heyecanla çığlık atarken, jisung sevinçle ellerini çırpmıştı. jeno'nun yüzü ise resmen umutla parlamıştı.
M
"onlar da beni haklı buldular tabii ki, ardından elime bu anahtarı tutuşturuverdiler. tamam dürüst olayım, özellikle bunu alabilmek için biraz çirkeflik yapmam gerekti."hyuck'un yüzünde ise tarif edilemeyecek bir gülümseme vardı. güven miydi bu yoksa tertemiz bir sevgi miydi, anlaşılması zordu.
"işte gördüğünüz bu anahtar da, en büyük sınıflardan birisinin kapısını açıyor. bir nevi astroloji klübünün kapısını..."
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tarot | renhyuck
Fanfictiondonghyuck: bu önemli değil ki ters aşıklar kartı huang renjun ters aşıklar kartı donghyuck: bütün problem bu 14.02.2021 renhyuck #1 nctdream #6