7.bölüm

27 15 0
                                    

O günden sonra olayları yeniden gündeme getirmek istemedim..
Ama böyle yarım bırakmaya da hiç niyetim yoktu..
Kendimi gaza getirip duruyordum.
Benim en büyük tutkum fotoğraf sanatçısı olmak değil miydi? gerekli ekipmanın da var.
Eee ne duruyorsun o zaman git gez etrafı fotoğraf çek kendi kendime konuşup duruyordum.
Gündüz vakti çok dikkat çekerdim bir plan yapmalıyım ama nasıl 🤔
Mağara köyün en yüksek yerinde etrafında ev yok evler yamaçta kalıyor.
Tek bir sorun var oda babamın eski arkadaşı diyelim araları hâlâ bozuk..
O günden sonra ne kahveye indik nede Yahya amcayı gördüm.
Zaman böyle geçmek bilmiyor merakıma yenik düşüyordum.
Babamla dedem ot biçip yadigar için hazırlık yapıyorlardı.
Babamların yapacak bir işi her zaman oluyordu arada bende yardım ediyordum ama erken pes edip çabuk yoruluyordum birazda canım sıkılıyordu.
Yine böyle tarlada çalışırken aklıma yadigarı alıp gezintiye çıkmak geldi.
Fırsat bu fırsat yadigarın kaçtığını bahane edip tepeye çıkıp mağarayı fotoğrafa almak çok iyi fikirdi.
Başka bir yol aklıma gelmedi.
Yadigar son yükünü eve atıp sonunda otlakta otlamaya gitti.
Böylece elime kolay fırsat geçmiş oldu.
Yanıma fotoğraf makinemi ve yedek bataryamı aldım.
O heybetli atı nasıl tepeye kaçıracağımı düşünmeye başladım.
Yanıma elma ve kesme şeker aldım belki onu kandırıp tepeye doğru çıkabilirdim.
Şimdi planı uygulama aşamasına geldim ama yadigar ortalıkta yok.
Birkaç dakika onu aradım yemyeşil düzlükte ne yana baksam sarı çiçekli otlar vardı.
Sonunda onu bulmuştum.

Oda beni görünce yanıma yaklaştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oda beni görünce yanıma yaklaştı.
Otlaya otlaya ilerlemeye başladı.
Onu tepeye çıkaracağım yöne değilde hep aksi yöne ilerleyip durdu.
Yok bu böyle olmayacak dedim ve ona binmeye karar verdim.
Bakalım buna izin verecek miydi..
Bir iki denememde beni hep dürtüp uzaklaştı.
Otlağın hiç bilmediğim bir yerindeydim nereye gelmiştik şimdi.
Hay Allah kayboldum !
Evlerden baya uzaktaydık biraz daha onu takip edersem görünürde hiç bir şey gözükmüyor olacaktı.
Bu sefer daha kararlı bir şekilde üzerine atladım zor şer ona tutunmayı başardım.
Ve dört nala koşmaya başladı daha hangi yoldan gideceğimi kestirmeden neredeyse köyün çıkışına getirdi beni.
Küçük bir tepeciğin önünde durduk.
Kısa bir yolculuk oldu ama çok güzel bir deneyim yaşadım sanki kırk yıllık at binicisi gibiydim.
Beni üstünden fırlatıp atmadığına şükrettim.
Akşam olmadan eve dönmem lazım yadigarı beklersem akşamı burada geçireceğim yoksa.
Bulunduğum yer çok güzel neden fotoğraf çekmeyim dedim ve başladım çekmeye güzel kareler yakaladım.
Ağaçtaki sincabın aceleci bir şekilde fındık yiyişini , tepeden geçen çoban ve sürüsünü , yanında onu takip eden koca cüsseli köpeğinide çektim.
Hemen yanında durduğum küçük tepenin yamacında gördüğüm kartal yuvasını çektim.
Yuvanın hemen altında küçük bir mağara vardı sanki yuvarlak oyulmuş bir pencereyi anımsattı bana.
Belkide burada da yarasalar yaşıyordur diye aklımdan geçirdim.
Bayağı zengin doğası olduğunu fark ettim  resimleri çekerken hayran kalmamak elde değildi.
Eve gidince hemen bilgisayarıma aktarıp birazda şoplarsam çok harika görseller ortaya çıkar diye düşünüyorum.
Yadigarın böyle başına buyruk halleri olmasa mağaranında fotoğrafları çoktan çekmiştim bile.
Gerçi beni getirdiği yerde harika manzaralı bir yerdi ona kızmakla haksızlık yapmış olabilirim.
Artık eve gitmenin zamanı geldi ama yadigar benimle gelmeye hiç niyeti yok ıslık çalsamda  onu çağırmak için hiç oralıklı olmadı.
Neyse ben evin yolunu çoktan tuttum gidiyorum birden arkamda belirdi ve boynunu bana doğru eğdi sanki sırtıma bin götüreyim der gibi onun bu haline akıl sır ermiyor az önce sanki beni duymamış gibi yapan o değil.
Bu sefer sakin bir şekilde sırtına bindim ve yola koyulduk.
Sanırım sayesinde güzel bir gün geçirdim. Söylediklerimi anlar gibi yol boyunca ona planlarımdan bahsettim.
Mağaranın fotoğraflarını çekmek için seni oraya kaçtı gibi göstermeyi düşünmüştüm dedim.
Bundan  kimseye bahsedemeyeceğim  için onunla konuşmak iyi geldi.
Çok farklı birşeyler vardı onda sanki gözümün içine anlamlı bakıyordu.
Dedemin neden ona bağlandığını şimdi daha iyi anladım.
Biz yokken dedeme yoldaşlık yapmış  birnevi dert ortağı olmuştu.
Gözüm birden dedemin onun için özel yaptığı dizginleri ve eğerine takıldı çok ilginç detaylar mevcuttu minik minik anahtar detaylı süslemeleri bile vardı.
Bir tanesi çok gerçekçi bir anahtar hemen ilgimi çekti.
Daha yakından bakmak için elimi ona uzattım birden hırçınlaştı beni üstünden fırlatıp attı ne olduğuma uğradım.
Böyle bir tepki vermesi beni çok şaşırttı.
Belliki bu anahtarın ait olduğu bir kapı var.
Ve hâlâ kullanılabilir sağlamlık ta.
Bana bir şeyi hatırlattı sanki 🤔

*******


Hayatın İçinden 👁️👁️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin