2.6

2.3K 229 289
                                    

"Seni kim doğurdu?"

"Annem."

"Onu kim doğurdu?"

"Onun annesi."

"Onu kim doğurdu?"

"Onun annesi."

"Onun annesini kim yarattı?"

Kuroo odada yankılanan bir kapak çekti ve kızın yanından ayrıldı.

"Gerizekalı kıza yürüyecektin din tartışmayacaktın."

"Kırmızı çizgim."

"Teknik olarak gay olmak da günah değil mi?"

"Benim sevaplarım gay olmamdan ağır basıyor ordan kurtarıyoruz."

Bokuto, aklına bir şey gelmiş gibi Kuroo'ya döndü.

"Oğlum yalnız az önceki konuşma hiç ikna edici değildi amına koyayım."

"Oha inanmıyor musun yoksa? İslama dön putperest pezevenk."

"Nolur kanıtlasana bir."

Kuroo, Oikawa ve Bokuto'yu yanlarındaki cama doğru çevirdi.

"Bak şimdi abi şu dağı görüyor musunuz?"

"Size girsin dersen burayı terk ederim."

"Yok lan şey diyecektim. Allah yoksa kim yarattı?"

"It's big brain time."

"Bak bak bunu dinle. Allah yoksa kime inanmıyorsunuz?"

"Ben bunun bug'ını buldum oğlum. Allah'a inanların uydurduğu şeye inanmıyorum."

"Peki kardeşim cehennemde görüşürüz cennetten sana okkalı bir nah çekeceğim."

Oikawa bıkmış şekilde elini alnına attı. Kuroo şimdiye kadar 3 kıza yürümüştü bile ama saçma sapan sebepler yüzünden hiçbiriyle anlaşamamıştı.

"Hadi Bokuto, hadi aslanım bu salağı boşver. İnanıyorum sen başaracaksın."

Bokuto, göğsünü kabarttı ve az önceki konuşmayı aklından sildi. Biraz yürüdükten sonra Kuroo onu durdurdu.

"Mal daha kime yürüyeceğini seçmedik."

"He? Hee. Ben de ne eksik diyordum."

Oikawa gözlerini etrafta gezdirdi ve gördüğü ilk kızı Bokuto'ya gösterdi. Bokuto kıza doğru geniş gülümsemesiyle yürüyordu ki, birden tüm modu düşmüş şekilde arkasını döndü.

"Yapamam..."

Oikawa ve Kuroo kaşlarını çatıp anlamsız bakışlarını Bokuto'ya yolladı.

"Niye mal mısın?"

"Akaashi'yi aldatamam..."

"Gerizekalı çıkmıyorsunuz ki."

"Hayır çıkıyoruz sadece o daha farkında değil."

Oikawa bıkmış şekilde Bokuto'yu kıza doğru ittirdi.

"Az daha hızlı it oro- Aa, merhabalar siz de mi buradaydınız?"

Kız başını kitabından kaldırdı ve Bokuto'ya 'bu mal niye geldi şimdi' bakışı attı. Bokuto sahte bir şekilde öksürdü ve konuşmasına başladı.

"Selam! Ben Boku-"

Kız kitabı bıraktığı eliyle sert bir tokadı Bokuto'nun yanağına geçirdi. O sırada Kuroo ve Oikawa'dan yüksek sesli bir kahkaha duyuldu.

Bokuto ağlamaklı surat ifadesiyle yanlarına geldiğinde hala gülüyorlardı bu yüzden Bokuto'nun da gülesi geliyordu ama kendini tuttu.

"Bahtı sikik piyade Bokuto."

-

"Sen var ya, senin beynin yok. Sen nasıl yaşıyorsun ki hala? Allah senden almış millete dağıtmış, öyle bir mallık."

"Bir de sen vur be Akaashi."

"Daha bitirmedim. Senin salaklığın öyle bir seviyeye ulaşmış ki; Dünya'dan haberi olmayan kabilelere seni sorsak, Dünya'nın en malı olduğunu bilirler. Sen öyle bir beyinsizlikle uğraşıyorsun ki bulaşıcı hale gelmiş. Yaptığın hareketleri izlerken iq'm düşüyor."

"Bitti mi?"

Akaashi derin bir nefes verdi. Verdiği nefesle tüm bıkkınlığını haykırıyordu sanki.

"Bitti."

"Ben de bittim."

Bokuto, iki saattir yediği azarı başını yere eğip dinliyordu. Daha sonra aklına gelen şeyle kafasını kaldırdı.

"Bence beni kıskandın."

"Kim ben mi? Ben kimim de seni- dur bu böyle değildi. Sen kimsin de seni kıskanacakmışım?"

"Kesin öyledir- AGHH ACIDI!"

Şu an Akaashi ve Bokuto o revire benzeyen odadalardı. Akaashi, Bokuto'nun tokat yediği yere krem sürüyordu. Birden refleks olarak elini bastırmasıyla Bokuto'dan acı dolu bir inleme kaçtı.

"Yanlışlıkla oldu! İyi misin? Bekle, özür dilerim."

Bokuto daha ağzını açamadan Akaashi sessizce söylenmeye başladı.

"Mal mısın Akaashi? Öyle bastırırsan tabii acır. Geri zekalı, bir de Bokuto'ya diyordun. Malsın sen, katıksız mal. Şimdi ne yapacaksın? Bilerek yaptın, özür dilemenin hiçbir anlamı yok. Mahvettin her şeyi, salak. Bu mu senin temkinli halin?"

Akaashi, kendi kendini delirtmekle meşgulken Bokuto sonunda sesine kavuştu.

"Akaashi ben iyiyim, sakin ol."

"Of tamam biliyorum- bekle ne?"

Bokuto, Akaashi'nin kafasına elini koydu.

"Biz rolleri mi değiştirdik? Salak olan benim, senin böyle anlarda mantıklı olman lazım."

Akaashi, yavaşça kafasını kaldırdı.

"Eh?"

"Diyorum ki; sen beni seviyorsun, ben de seni seviyorum. Biz niye çıkmıyoruz hala?"

"Ne bileyim ben mi yazıyorum hikayeyi?"

"Ohoo gidişata bırakırsak 50 bölüm birleşemeyiz. Bence sevgili olalım."

Akaashi kafasını silkeledi ve birden ayağa kalktı.

"Ya sen salak mısın?! Böyle teklif mi olur?"

Akaashi bağırmasına rağmen bir yandan da Bokuto'nun saflığına gülüyordu. Dışarıdan bakan biri delirdiğini düşünebilirdi. Bokuto etkisi işte, ne yaparsın.

"Bu bir evet miydi?"

"Bilmem, öyle miydi?"

"Ya Akaashi! Böyle yaparsan anlayamam ki!"

Akaashi hala kahkaha atıyordu. Bokuto bu görüntüden ciddi anlamda etkilenmişti fakat aynı zamanda beyni de yanmıştı. Akaashi onunla dalga mı geçiyordu yoksa ciddi miydi?

"İlla ipucu mu vereyim? Sen de hiçbir şey anlamıyorsun."

Bokuto kafasını yana doğru çevirip Akaashi'nin ne ima ettiğini anlamaya çalışıyordu. Çok geçmeden Akaashi hamlesini yaptı.

Bokuto'nun yanağına tüy gibi bir öpücük yerleştirdi.

Daha sonra ne yaptığının farkına varıp utançtan yatağında tepineceğinden adı kadar emindi ama yapmak istemişti. Ve yapmıştı da. İlk kez çok düşünmeden yapmak istediğini yapıyordu.

Bu sırada Bokuto'nun devreleri iyice bozulmuştu. Akaashi fırsattan istifade edip hızlıca odadan ayrıldı. Arkasında hala ne olduğunu anlayamamış bir Bokuto bıraktığını bilerek.

*

VALLA SONRAKİ BÖLÜM KUROKEN OLACAK

Şu sıralar yoğunum ve kitap bok yoluna gidiyor gibi hissediyorum umarım hala okurken eğleniyorsunuzdur

İddia / KurokenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin