Gözlerimi araladığım anda evimden, odamdan uzak bir yerde olduğumu anlıyorum. Bedenim yorgun, yeni uyandığım halde uykusuz hissediyorum. Başımı yana çevirdiğim anda seni görmek kalbim için pek de iyi sayılmaz Jongin.
Bakışlarım etrafta gezinirken hastane odasında olduğumu fark ediyor ve geriliyorum. Hastaneleri oldum olası sevmemişimdir zaten.
"Sonunda." Diyorsun, gözlerin dolmuş bir nedenden.
"Bir buçuk ay geçti, Kyungsoo.. Her gün yanına geldim, uyanmanı bekledim. Ve.. Baban bana günlüğünü vermişti, tekrar tekrar okudum her sayfasını, baş ucunda."
Söylediklerin fazlasıyla anlamsız, bir buçuk ay da ne demek? Beş aydır tanışıyoruz seninle, neredeyse her günümüzü yazdığım defter neden elinde duruyor sevgilim?
"Bir buçuk ay?"
Beş ay sonra, sesimi ilk defa duyuyorsun Jongin. Seninle hiç konuşmadım, seni dinlemeyi seçtim her zaman. Yüz ifadendeki şaşkınlık seni olduğundan daha sevimli gösteriyor.
"Sesin.. Ah, neyse. Bir kaza geçirdin, hatırlamıyor olman normalmiş. Bir buçuk aydır uyanmanı bekliyoruz Kyungsoo, herkesi endişelendirdin."
"Ne?"
Benimle dalga mı geçiyorsun sevgilim? Bakışlarındaki şefkat ciddi olup olmadığını anlamama engel oluyor.
"Kyungsoo.. Uyandığına göre, hastaneden çıktığımızda yeni bir defter alalım. Her günümüzü yazalım o deftere, kendi gökkuşağımızı oluşturalım."
Jongin.. Hala her kelimen anlamsız geliyor bana, belki de rüya görüyorum. Daha birkaç gün önce -hatırladığıma göre- eski sevgilin konusunda dert yanıyordun bana, ne değişti birden bire?
Oturduğun sandalyeden kalkıp yanıma geliyorsun ve sıcak dudaklarını alnıma bastırıyorsun gülümsedikten hemen sonra.
"Doktorunla konuşacağım, buradan çıkar çıkmaz yazdığın, çizdiğin her şeyi güzel sesinden duymak istiyorum, sevgilim."
Bu bana ilk sevgilim diyişin, benim aksime.
Ve biliyor musunuz? Son olmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Color Diaries / KaiSoo
FanfictionHangi rengin, sana ne kadar yakıştığını bilemezdin sevgilim. Ben de söyleyemedim sana, hiç.