─
Ertesi sabah Yibo, Liu Feifei'nin ona izin verdiği kadar az kahvaltı ediyor ve planını işlemeye başlıyor. Liu Feifei ona küçük bir öğle yemeği hazırlıyor ve kızı yanında zıplarken, evindeki varlığına alışmış Yibo'yu, neşeli bir gülümsemeyle elini sallayarak uğurluyor. Yeni gün ile her şey daha çok netlik kazanıyor ve Yibo kendisini Lan Wangji'nin zihnine geri sokmaya çalışarak onun tavırlarını ve sözlerini tekrar içselleştiriyor. Wu Fangqi, Yibo'nun sandığı kadar deli olmadığını anlamış gibi bu konuda rahatlamış görünüyor.
Vicdanı rahat değil ve cömertliklerinden yararlanmaya daha fazla devam edemiyor. Bu yüzden Yibo kendini, köyün en kalabalık yerinde, insanlar geçerken önüne bir hasır şapka yerleştirilmiş halde buluyor. Teorik olarak basit olmalı. Yibo bir dansçı. İnsanlar onu dans ederken izlemeyi sever. İnsanlar ona dans etmesi için biraz para bile verebilir. Dans ederek Bulut Kovuğu'na gidebilmek için yeterli para kazanabilir. Kolay.
Yibo sadece, buradaki sıradan insanın modern locking'i* takdir edip etmeyeceğini bilmiyor.
*Bugün hip hop ile de ilişkili olan bir funk dans stili.Pekâlâ, Yibo'nun denemeye istekli olmadığı asla söylenemez. Kararlılığı, onu sektördeki en zeki gözlerin önünde, en zorlu eğitim süreçlerinde, seçmelerde ve yarışmalarda gördü. Şimdi antik fantezi Çin'de, sokak dansı yaparken görecek.
Kesinlikle tuhaf. Müzik yok ve dans tekniğine, o patlayıp kilitleniyorken yoldan geçenlerin alışık olmadığını, cüppelerinin etrafında dalgalandığını hissediyor. Yibo, aklına Day Day Up'tan çeşitli misafirlerin anılarını getirerek dansına birkaç akıcı hareket daha katıyor. Tüm farklı disiplinlerin tekniklerini ve kapma hareketlerini birleştirerek kesinlikle gülünç göründüğünden emin, ama burada ona seslenecek kimse yok.
Yarın yokmuş gibi dans ediyor, gittikçe daha fazla insan izlemeyi bıraktıkça gözlerine ter damlıyor ve cüppesinin yakasını ıslatıyor. Hiçbir şey olmasa bile tuhaflıktan, sokakta kıvranan ve hiçbir şey söylemeyen kısa saçlı genç bir adamdan büyülenmiş olmalılar. Birkaçı bağırıyor ve Yibo'ya ne yaptığını sormaya çalışıyor, ancak onları görmezden geliyor ve tüm odağını dansına veriyor. Yıllardır böyle hareket etmemiş, Yuehua'nın çalışma odalarına dönmüş gibi durmadan dans ediyor. Dünya, kaslarındaki yanmaya, dudaklarındaki tuza, ayaklarının yere vurmasına kadar daralıyor.
İlk kişi şapkasına bir bozuk para atar atmaz daha da fazlası takip ediyor. Yibo nihayet bırakıp ara verdiğinde küçük bir para yığını biriktirdi. Gerçekte değerinin ne kadar olduğunu söylemesinin bir yolu yok ve geri döndüğünde Wu Fangqi'ye sormaya karar veriyor.
Görünüşe göre, tam bir güne yetecek kadar bir araya getirilmiş. Yibo, karşı çıkmalarına rağmen yarısını Liu Feifei'nin eline bastırıyor ve geri almayı reddediyor, bunun yerine evin içinde yardım edebileceği bir iş olup olmadığını soruyor. Günün geri kalanını hayatı, kendisi ve Wu Fangqi ile nasıl tanıştığı ve evlendiği hakkında sohbet eden Liu Feifei ile birlikte envanter alarak ve yerel olaylar hakkındaki görüşleri ile geçiriyor. ("Ailemiz bunu bizim için ayarladı. İlk başta çok kaba ve düşmanca davrandı. Ama birbirimize çabucak ısındık!") Wu Fangqi geri döndüğünde, Yibo'nun hâlâ orada olmasına biraz şaşırmış görünüyor ama akşam yemeğine oturduklarında daha az misafirperver değil.
Önümüzdeki birkaç gün böyle geçiyor. Yibo, güneşle doğmanın ritminde kendini kaybediyor, köy meydanına gidiyor ve güneş ona devam edemeyecek kadar güçlü yanana kadar dans ediyor, sonra geri dönüp yardım ediyor. Her gece, başı yastığa vurur vurmaz uykuya dalıyor ve hâlâ ona yapışan o sıcaklıkla uyanıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
a story for others to tell ;; yizhan I
Fanfiction"...Neredeyim?" Yibo soruyor. Cevabı duymaktan neredeyse korkuyor. Baştaki adam dalga geçiyor. "Sarhoş olmalısın ve nerede olduğunu bile hatırlayamıyorsun!" küçümseyerek diyor. "Bugünlerde gençlikte kesinlikle terbiye yok. Elbette Gusu'dayız." Ne? ...