2.BÖLÜM

21 6 2
                                    

Çünkü insan bastırdığı duygunun esiri olur...

Yavaş yavaş ayılmaya çalıştım. Gözlerim başımın ağrısından açılmıyordu neredeyse. Odamdaki sessizlik beni rahatsız edecek ola ki telefonumu elime alıp bir şarkı açmak istedim. Duman'ın en sevdiğim şarkısı;
"Bal"ı...

"Bal"
Ne kadar güzel bir kelime aslında. Sevdiğinin sana "Bal'ım" demesi ne kadar hoşuna gider insanın. Gerçi sevdiğinin ağzından çıkan bütün kelimeler sana şiir gibi gelir. Ne derse desin hayran hayran bakarsın ona. Dinlersin sakince, ne derse desin gözlerini ayırmak istemezsin. Aşk böyle bir şey işte. Birbirinize hayran hayran bakarsınız, sarılırsınız, seversiniz, kokusunu yavaş yavaş benimsersiniz...
Sonra o gider. Gitmek zorunda kalır...
Yalnız kalırsınız, kendi başınıza hayatınızı devam ettirmeye çabalarsınız. Sizin için hayat bitmemiştir değil mi?

Aşkım sen benim canımsın.
Kanıma karışmış kanın.
Söyle kimlerden kaçarsın?
Boşuna durmadan ağlarsın.

Yavrum sen benim Bal'ımsın.
Tadına alışmış canım.
Ah! Güzel kuşum gir kanıma.
Ben zaten sarhoşum.

Nerdesin sevgilim?

Söyle nerdesin Bal?
Artık ben'lesin Bal.

Artık sen benim canımsın.
...

Nerdesin...

Söyle nerdesin Bal?
Artık ben'lesin Bal.

Kaan ne güzel yazmış değil mi bunları?
Ahu'sunu kaybeden bir Kaan gibiyim bende sevgilim. Nerdesin sevgilim? Hemen geleyim yanına. Sarılayım bir sana, uzun sürmedi mi hasretimiz? Yoksa sen beni unuttun mu? Ven seni unutamadım hâla. Çok özlüyorum seni. Geri dön bana. B-b-ben de... Ben de Kaan gibi "Bal"sız kalmayayım sevgilim. Çaresizce sokaklarda dolaşan ayyaşlardan olmayayım sevgilim. Sen böyle olmamı istemezsin biliyorum çünkü. Sen beni çok seversin. Severdin mi demem gerekiyor? Bilmiyorum sevdiğim, bilmiyorum. Çok çaresizim. Yalnızım. Sensizim. Boğuluyorum. Yardım et bana. Kurtar beni bu karanlık hayattan. Sen gel de eskiye dönelim. Mutlu olalım, hayal kuralım, sen gitarını çal, şarkını söyle ben sana bakqyım hayran hayran sevgilim. Yeter ki beni böyle çaresiz, eli kolu bağlı bırakma. Hemen geleyim bebeğim söyle yerini. Gelemezsem de sen beni böyle bırakmazsın. Sen bemim canım sen benim kanımsın. Herşeyimsin. Seni seviyorum. Seni çok seviyorum "BAL"....

Elimi yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Suyun soğukluğu beni rahatsız etmemişti uzun bir süre sonra. Şaşırmıştım. Ama belli etmedim. Banyodan çıkarken yine muhteşem komşularımın sevgi pıtorcıklarının sesini duydum. Koridorda durmayacakmışçasına, delicisine koşturuyorlardı. Alışmıştım fakat başımın ağrısı yüzünden tahammülüm kalmamıştı. Üstüme bir ceket alıp hemen kapıdan çıktım ve hemen merdivenlerden üçer üçer çıkıp komşunun kapısını çaldım.

- Sabahın köründe sizce de fazla ses yapmıyorlar mı çocuklarınız?
- Rahatsız ettikleri nerden bilelim biz ayol.

Bu kadar düşüncesiz davranması beni çok sinir etmişti. Nasıl böyle konuşabilirdi benimle?

- Tamam efendim. Sadece ilk ve son kez uyarmak istedim. Rahatsız oluyoruz. Biraz durdurun çocuklarınızı. Empati...

Yüzünü buruşturup değişik bir tavır takındı bedenine. Bende anlam veremedim. Gerçi eşi nasıl anlıyordu bu kadını ben bile bilmiyorum. Zorlanıyor olmalı. Sarı dalgalı saçı filmlerdeki sarışın kadınları andırıyordu bana. Sekreter havası vardı. Ama ev hanımıydı. 6 yıldır değişen bir şey görmedim kadında. Aynı tavırlar, aynı duruş, kendini beğenmişlik hiç değişmedi. Ama sağolsun kötü zamanlarımda destek olmuştu bana. O yüzden fazla sınırımı aşmak istemedim.

Merdivenden inerken eve hemen girip girişteki askıdan ceketimin cebindeki parayı alıp fırının yolunu tuttum. Ara sokaklardan geçerken eskiler geldi aklıma. Sevdiğimle el ele geçtiğimiz sokaklardan geçiyordum...

El ele yürüdüğümüz sokaklar sen varken ne hoştu. Mutluyduk çünkü. Sen gidince burası soğuk oldu sevgilim. Elimi tutardın, sarılırdın bazen üşümeyeyim diye. Şimdi niye yoksun? Hem de sana en ihtiyacım olduğu zamanda...
Hala seviyorum seni, hala yerin aynı bende değişmeyecek de emin ol. Kimseyi hayatıma almadım sen gideli sevgilim. Üzülürsün, kırılırsın diye kimseye bakmadım bile. Nerdesin çok merak ediyorum.

Yanına gelmek istiyorum, ama mezarına değil..!
Çok isterdim sana sarılmak, sana kavuşmak. Ama seni elimden aldın sevdiğim. Niye yaptın? Niye kıydın kendine, bana?
O gün geçtik o sokaktan. Bir daha da fırsat olmadı. Sen de bir şey vardı hissediyordum. Eskiden olan neşen sanki git gide senden alınıyor gibiydi. Daha fazla hatırlatmamak için cümlelerimi özenle seçiyordum. Sen birden hatta ilk defa bana bağırdın o sokakta. Kırılmıştım biraz daha doğrusu şaşırmıştım. Böyle yapmazdın, sevmeye bile korkardın. Neden böyle yapmıştı acaba? Ben sana dokunmaya kıyamaz sen de bana kıyamazsın. Gözlerinin içine baktığım zamanlar çok azdır. Senin de benim.

Seni çok özlüyorum.
Hiç kavuşamamış gibi.
Seni çok özlüyorum.
Hiç tanışmamış gibi.
Seni çok özlüyorum.
İki yabancı gibi.
Seni çok özlüyorum, hadi gel de bitsin bu hasret...
Yine sokakta gezelim. El ele... Sahilin tadını seninle birlikte çıkarayım. Gülelim, zamanı geldiğinde birlikte ağlayalım. Ama mutluluktan. Özledim eski günleri. Eninde sonunda kavuşacağız buna inanıyorum.

"Sen gelmezsen bile ben gelirdim."

Fırına girdiğimde iyi ki fazla sıra yoktu çünkü acayip şekilde acıkmıştım. Hemen alacağımı alıp çıktım. Eve dönerken ilk defa ders çalışma isteği gelmişti bana. Haftasonuydu tatil yapabilirdim, ama önümde bi sınav vardı.O yüzden pes geçemedim. Eve geldim ve hemen sofrayı hazırlamaya başladım. Hemen ağzıma küçük lokmalar atmaya başladım.

Yalnız yaşıyordum. İzmir,de...
Annem ile babamı erken yaşta kaybettim. Akrabalarımla görüşmüyorum. Daha doğrusu görüşmek istemiyorlar. Bende zorlamıyorum. Kuzenlerimle görüşüyorum en azından. Birbirimize bağlı kuzenleriz. İyi ki varlar. Yalnız başıma geleceğimi kurtarma çabasındayım. Dostlarım da azdır. Herkesle anlaşamam. Az insan çok huzur misali...




"Ait olduğun yeri bulmak için bazen kaybolman gerekir..."

Son KezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin