"Tırmanacağız." dedi tilki kılıklı, bir yandan mesafeyi ölçüp biçerek.
"Ya Rabbi! Cidden zekisin!" dedi alaycı bir tavırla onu alkışlarken Arne.
"Dalga geçeceğine dinle. Sonuçta bu duvarın çıkıntılarına daha rahat erişip tırmanma imkanımız var, ev fazlasıyla büyük."
"İçeride göreceğimiz şey buna değmezse?"
"Bundan sonra neye göre hareket edeceğimize karar veririz en azından. Şimdi bana yardım et."
Frode duvara yanaştı. Ardından gelen Arne de iki elini, avuçları yukarı bakacak şekilde parmaklarından kenetledi, kızıl tilki de böylece adamın avucunu basamak niyetine kullanıp tırmanmaya koyuldu. Tırmandıkça parmak uçları, bu buz diyarının ayazıyla duvara tesir eden soğuktan dolayı yanıyordu, bir an bırakacağını düşündü, ancak bir süre sonra elleri kızarıp da bir şey dahi hissetmez olunca yoluna devam etti. Sarışın dostu, bir süre etrafa bakındı, arada bir de tilkiyi kontrol etti.
"Düşersen kaldırmam ha!"
"Kapa çeneni!"
Frode en sonunda en az iki metrelik olan devasa pencereyi aralayarak içeri girdi. Gerçekten de bir tilki gibi sessizce atıyordu her adımını, tedbiri bir an bile elden bırakmıyordu. Çatırdayan şömine, bu sessiz odaya loş bir hava katıyordu. Odada sessizce gezindiği sırada birilerinin ağlama sesini duyunca duraksadı. Sesin geldiği yöne doğru başını çevirdiğinde sarışın bir kadın gördü. Deve benzemiyordu, hemen ona doğru hızla gelip kadının ağzını eliyle hemen kapattı, çığlık atıp başının derde girmesini istememişti.
"Seni buradan çıkaracağım." diye sakince fısıldadı tilki. Gözleri boncuk boncuk damlalarla ıslanmış olan kadın, üzerindeki anlık şoku az da olsa atlatarak başıyla onaylamaktan başka bir şey yapamamıştı.
Frode, kadını elinden tutup pencereye doğru tam getirmişti ki pencereye konan kocaman bir şahin yollarını oracıkta kesiverdi. Gözleri dehşet verici bir biçimde parlayan bu koca yaratıkla kadının arasına girdi hemen, kadını arkasına alıp baltalarını çıkardı, savaş alanında gibi hissetmişti kendini. Her an ölümün kıyısında olma hissiyatı, kollarına yayıldıkça refleksleri de tekrardan canlandı. Şahin bir çığlık atarak kadını Frode'den almak için pençesiyle bir hamle yapınca tilkimiz ani bir hareketle baltasını şahinin ayağına sapladı. Şahin daha feci bir çığlık kopararak gagasıyla onu şiddetle duvara savurup kadına doğru yaklaştı. Frode daha ayağa bile kalkamadan şahin, kadını bir palamuda dönüştürerek onu pençesiyle yakalayıp pencereye doğru yöneldi. Tam o sırada Frode, olağanca gücüyle hızla fırlayıp şahin pencereden uçup gitmeden evvel ayağına tutununca birden kendini de onunla birlikte havada buldu. Kuş, tek bir ayağına aniden çöken ağırlık yüzünden bir an dengesini kaybederek alçaldı.
O sırada bütün bunlara tanık olan Arne, içindeki heyecanı saklayamamış ve açıkçası bu yüzden de sinirlenmişti. Frode'nin yerinde olup o şahinin kanını akıtmak kadar isteyeceği başka bir şey yoktu o an.
"Mal mısın, vursana şuna!"
Frode'nin tepki verecek tek bir saniyesi bile yoktu. Şahin bir yandan uçarken bir yandan Frode'yi aşağıya itmeye çalışıyordu arada bir çığırarak. Tilki surat, kemerine tutturduğu bıçağı çıkarıp bütün gücüyle şahine sapladı. Şahin kulakları sağır eden bir çığlık attıktan sonra çok daha hızlı bir şekilde uçmaya başladı. Frode hızın etkisiyle az daha kuşun ayağını bırakacaktı. Lakin hemen toparlanıp daha da sıkı tutundu, rüzgara karşı gözlerini kıstı.
Şahin en sonunda bir uçuruma doğru yöneldi ve ani bir manevra ile Frode'yi uçuruma doğru fırlatacağı sırada kurnaz tilki, bıçağını birkaç kez daha ona saplayınca kuş, dengesini tamamen kaybetti ve onunla birlikte kayalıklara çarpıp acı dolu bir çığlıkla aşağıya doğru hızla yuvarlandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖRNSMÁL [Kartalın Sözleri]
FantasyArne ve Frode, 9. Yüzyılda yaşayan iki viking gencidir. İngilizlere karşı savaştıkları bir gün mağlup düşerek memleketleri olan İskandinavya'ya geri dönerler. Frode, savaşı kaybetmelerinin en yakın arkadaşı Arne'nin suçu olduğunu söyler. Arne sinirl...