5' mila ve mini

14.2K 1.2K 1.9K
                                    

final
- - -

5| Seul'e hak ettiğini vereli(m)

Yoongi zilini çaldığı kapıya oldukça gergin ve büyük bir gülümseme sunduğunda hafta sonuydu ve hafta sonuna göre oldukça erken bir saatti. Genç adam o kadar büyük gülümsüyordu ki tüm diş etleri ortadaydı. Alacağı tepkiyi bilmiyordu ama geçirdiği dört gün boyunca Jimin ile ilişkisinin ilerlemesinden memnundu ve bunun duraklamasını istemediği için dün gece saatlerce ne yapabileceğini düşünüp uykudan mahrum bırakmıştı kendini ve yine gerginlikten sabahın köründe kalkarak dört saat gibi kısa bir uykudan uyanıp Mini'yi aldığı gibi yola çıkmıştı. 

Şimdi ise Taehyung'dan öğrendiği katta, onun verdiği daire numarasına bakarak birinin kapıyı açmasını bekliyordu. Taehyung Yoongi'nin geleceğini öğrendiği anda panik yaparak patronuna iyilik olması ve kesinlikle ev arkadaşının artık bu konular hakkında konuşmayı kesmesi için apar topar ayrılmıştı. Çıkmadan önce Jimin'e ekmek almaya gittiğini zırlavalamıştı ama çocuk uykunun ortasında olduğu için onu pek takmamıştı. 

"Tae!" İçeriden bir çığlık geldiğinde Yoongi zile üçüncü kez basıyordu ve ani tepki karşısında şok olmuş şekilde kaldı. Jimin'in bu kadar yüksek sesle bağırabileceğini bile bilmiyordu. "Neden anahtarını almazsın ki?" diye yeni bir soru geldiğinde Yoongi bir adım uzaklaştı kapıdan. Şu an Jimin kapıyı açarsa kendisine zarar verebilirmiş gibiydi. "Orada kal tamam mı? Kapıda yat!"

Ama bunu der demez kapıyı açtı. 

İkisi aynı anda kısa çaplı bir şok yaşarken küçük olan karşısındaki patronunu aniden süzdü. Yırtık kot ve üzerine geçirilmiş sweatle gayet doğal bir şekilde karşısındayken kucağında beyaz kabarık tüyleriyle Mini'yi tutuyor ve gergin bir şekilde gülümsemeye devam ediyordu. Şirkette saçlarını hep kaldırır ve biraz geriye doğru tarardı ama şimdi tamamen kendi hallerinde görünüyorlardı. 

Jimin ise... Yoongi bu tabloyu hayatının sonuna kadar izleyebileceğini düşünüyordu. Üzerinde vişne çürüğü bir pijama, sarılı beyazlı muhtemelen bir animasyon karakterinin işlendiği göz bandı, tamamen dağılmış kabarık saçları ve uykusuzluktan olsa gerek şişmiş gözleriyle karşısındaydı. Yalın ayak oluşu bile Yoongi'nin dikkatini çekmeyi başarıyordu. Ve o kalın, yumuşak dudaklar beş karış açılmış karşısında gördüklerini anlamaya çalışır gibi bakıyordu. 

Sonra kapı gürültüyle kapandı ve Yoongi daha ne olduğunu anlayamadan tekrar açıldı. Açıldığı gibi yeniden kapandı ve saniyesinde açıldığı gibi Jimin "Taehyung." dedi. "Sanırım halüsinasyon görüyorum çünkü Yoongi hyunga benziyorsun."

"Jimin-"

"Siktir." Jimin yeniden kapıyı kapattı ve kapıya yapıştığını belli edecek şekilde bir gürültünün gelmesine neden olurken "Hyung git buradan!" diye bağırdı. "Gördüklerini unut."

Yoongi sorunun ne olduğunu anladığı an gevşeyip rahatlarken kucağında miyavlamaya başlayan huysuz kedisini daha sıkı tutup kapıya yaklaştı ve sakin bir sesle "Güzelim." dedi. "Açsana kapıyı. Neden gidiyorum?"

"Hazırlanmam lazım!" diyerek yeniden bağırdı küçük olan. Sesi fazla huysuz çıkıyordu ve bu kesinlikle her şeyi daha keyifli kılan asıl noktaydı. 

"Az önce hayatımda gördüğüm en güzel şeydin." dedi Yoongi onun duyduğuna emin olduğu bir sesle ve arkasındaki hareketliliğe bakmak için döndü. Jimin'in karşı komşusu kapısını açmış evden çıkıyordu. Başta Yoongi'yi görünce durakladı ama sonra ona ufak bir selam verip tek kelime etmeden merdivenlere ulaştığı gibi oradan ayrıldı. Jimin Yoongi'nin gittiğini düşünecek kadar sessizliği dinlerken Yoongi orta yaşlı adam kattan ayrılır ayrılmaz kapıya döndü.

cherub : yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin