2.BÖLÜM

20.8K 507 34
                                    

"İnsan sevmeye başladı mı, yaşamaya da başlar."

-Madame DeScudery

HELİN BOZKIR(yaş 23)

"Median Sternotomy" işlemini uyguladıktan sonra gördüğünüz gibi kalp tam anlamıyla görünür oldu. Aktarılacak köprü için kullanılacak göğüs içi damarı hazırlandıktan sonra hastaya 1 doz kan sulandırıcı-pıhtılaşmayı önleyici heporin verilir. Aktarılan damarın bir ucu kalp damarında darlık olan bölgenin altına eklenir.Diğer uç ise aorta* baglanır. Kalbin devre dışında-

Televizyonu kapatmam ile içim pişmanlıkla dolmuştu.Tamam iyi giden bir ameliyattı ama belki de hastayı kapatırken bir sorun ortaya çıkabilir heyecan içinde bir insanın kurtuluşunu izleyebilirdim.Videoyu tekrar açabilirdim ama üşengeçliğim ağır basmıştı.Önümde duran kasenin dibindeki yari patlamış,yarı patlamamış hafif yanık mısır tanelerini ağzıma attım.Mutfaktan gelen tarif edemeyecegim derecedeki ağır ama şekerli kokuyla kasemle mutfağa ilerledim.Mutfak tahmin ettiğim gibi bulaşık doluydu,kasemi lavobaya atarken fırının önüne oturmuş kankama baktım.Kesin yine kendi geliştirdiği bir tarifi uyguluyordu ve eminim ki ilk olarak bana tattırıp fikrimi alacaktı.Tek yapabileceğim bu sefer zehirlenmemek için Dua etmek olabilirdi.Tezgahın üstünde duran ve tahmin ettiğim kadarıyla artmış olan kek karışımını alıp parkenin üstüne oturdum.23 Yaşındayım ve 70-80 yaşımda bile şu kekin dibini sıyırıp bebek bisküvisi yiyecegime eminim.

"Banada bırak camış"

Bana bağıran kankama tüm sakinligimle döndüm.

"Kek karışımının içinde çiğ yumurta var.Hem de 3 tane yeme sen tavuk gribi falan olursun kıyamam ben sana."

Dudaklarımı büzerek attıgım yavru köpek bakışlarının işe yarayacağını sanarken kasenin elimden çekilmesiyle kendimi ihanete uğramış,yarı yolda bırakılmış gibi hissettim. Esra kasedeki karışımdan 1-2 parmak alıp kaseyi su dolu lavobanin içine attı.Bu görüntü Titanic'in sonunda aptallıkları yüzüne ölen jack'i anımsattı.Ben anılara dalmışken Esra bacagımı dürtüklüyordu.

"Ben sana sonradan tekrar yaparım kankacım. Kalk hadi bu gece ne gecesiiiii? Tabiki de Alacakaranlığı tekrardan izleme gecesiii"

Kendi sorup kendi cevapladıgı soruyla kahkahamı salıverdim.Ben kankama hiç dargın kalamazdım ki zaten.

Aslında bu gece erkenden uyumayı planlıyorduk ama bu show tv'nin Alacakaranlığı verecegini öğrenmeden önceydi.

+"Kaç yaşındasın?"

-"17"

+"Peki ne zamandır 17 yaşındasın?"

-"Bi süredir."

Her izledigimizde Edward ve Bella'nın ezber yaptıgimiz repliklerini söylemekten bi türlü sıkılmıyorduk.Filmin en sevdiğim kısmı denk geldiğinde bi gözüm televizyonda bi gözüm Esra'nın üstündeydi.Esra'nın üstüne eyilerek kolumu koltuğun üst kısmına koydum.

"Ve aslan kuzuya aşık olur..."

"Ne aptal bir kuzu..."

"Ne hastalıklı mazoşist bir aslan."

Canlandırdığımız sahne geçtiğinde anıra anıra gülüyorduk.Bi sahne kızıyor bi sahne ağlayacak dereceye geliyorduk. Sanırım bir filmdeki replikler ve sahneler ancak bu kadar kesilebilirdi tabi ki Breaking Dawn'dan sonra.

***************************

Sabah kalktığımda saat ögle vakti olduğundan ve bu gün tatilim olduğundan soluğu kitaplıgımın önünde aldım.Elim ilk olarak Ahmet Çapur-Son Nefeste Yaşamak kitabına gitti.

Bu kitap benim için çok özel ve önemliydi.Her okuduğumda hayatımda bu güne kadar hissetmedigim duyguları hissediyordum.Her elime aldığımda haber bülteninde yazan yazı beni başka bir aleme sürüklüyordu.

"Sessiz feryatlarımın gürültülü yankılarını duy sevgilim. Gönül yatağında çaprazımda yatmak sana uyku getirmez. Benden uzak başını koyduğun her bir yastık senin başını ağrıtır. Bugün de her şey çok uzak geldi bana. Sen yoksun ya artık yakınlar bile uzak gözümde. Umutlarımın üzerine bir kuru ağaç diktin ve senin olmayan diyarlara gittin. Son ne-fesinde bile seni gerçekten bir aşk gibi yaşayan insanı sevmedin sen. Artık yıkık bu şehir, dikiş tutmaz bu kalp. Kime gitsem gittiğimle kalıp, dönmelere bir yorgunluk çiziyorum. Ben seni yoklukta bile sevmişken gitmemeliydin. Nefes al-mak ebedi değil bu gönülde, bir yerden sonra fert bilirsin. Sessiz seviyorum seni, bazen yokluğunu haykırıyorum ama kimseler duymuyor. Bari sen duysan diyorum o da olmuyor. Ben seni ölümün eşiğindeki son nefesimde bile sevdim. De-rin nefeslerime adını yazıp, seni son nefesimde kendime öyle bir çektim ki. Yazsam canına kıyarsın işte. Yokluğunda çok kitap okur oldum. Seni okuduğum her bir kelimenin altını çizip, sana benzemeyen kelimeleri ise sebepsizce karalıyorum. Ben neden yaşıyorum onu bile bilmiyorum işte. Aldığım son nefesimin ardından bir can mı vermem lazım? Senin uğruna veriyorsam helal hoş olsun yokluğuna. Sen gerçekten benim olmayı hak ettin de hak ettiğin değeri kalbimden almadın. Sayende ben de hak ettiğim değeri alamadım. Bu yüzden aldığım son nefesimi senin yokluğuna armağan ediyorum. Ben son nefeste bile seni yaşıyorum."

Kitabın kapagını tam açmışken telefonumun sesiyle geri kapadım.Ekranda "Ruh Öküzüm yazıyordu.

"Efendim kankacım."

"Kankacım restorantta bu gün biraz yardıma ihtiyacım var.Yardıma gelsen olmaz mı?"

"Baştan söyleyeyim kankacım garsonluk falan yapmam,para alma verme işlerine hiç bulaştırma beni.Mutfakta takılabilirim kabulün mü?"

"Tamam gel bekliyorum."

Heyecanla yerimden kalkıp hazırlanmaya başladım.Esra'nın restorantında zaman geçirmeyi seviyordum.Genellikle mutfakta olup pasta harçlarından,çikolata ve oreo'lardan yemeyi seviyordum.

BARAN KARASOY(yaş 28)

Ahh yine o adam yine evime casus sokmuş alıştım artık hergün başka biri ayni yer ayni sandalye ve ayni işkence artik bu adamla yüzleşme vakti geldi ama önce şirketteki işlerimi bitirmem ve o adamın yerini bulmam lazim.

Çok yorucu bir gün öğlen molasına az kaldı ama ben hala başımı işlerden kaldırıp yemek yiyemedim en önemlisi bugün yemeğimi o adamla yani erkanla yiyeceğim sekreterim o adamla ilgili bir dosya getirdi tüm hayatini okudum ve onu yemeğe davet ettim.

Bu biraz saçma olabilir ama prensip meselesi sonunda öğlen molasi,artık yüzleşme vakti.Arabama bindim ve 6 sokak ilerdeki o lüks restoranta sürdüm. Arabami valeye teslim edip içeri doğru hızlı adımlarla ilerledim henüz erkan görünürde yoktu boş bir masaya oturup beklemeye başladım.Bir süre sonra yanıma gelen garsonu geri yolladım.Aradan 10 dakika geçti ve hala ortalıkta kimse yoktu korumalarimi şirkete geri yolladim ve beklemeye devam ettim bir süre sonra üzerimde kirmizi bir ışık fark ettim hemen ayağa kalktim ve silahimi kavradim etrafima baktim ve erkani gordüm.Ama elinde hiç birsey yoktu .elini yukari kaldirdi ve sonra indirdi 3 saniye sonra bi aci hissettim ve 3 el ateş sesi duydum.Beyaz gömlegim kana bulanırken erkan'ın gülüşü kulaklarımda yankılanıyordu.Yere düşerken içeriye Baray ve diğer adamlarımın girişini gördüm.Bilincim kapanırken en son hatırladığım olay buydu.

Evet arkadaslar ilk bolumle karsinizdayiz karsinizdayiz diyorum cunku biz iki kisi yaziyoruz bestim ve ben ❤

Her turlu elestiriye acigiz yorum birakmayi ve oylamayi unutmayin sizi seviyoruz

-HİLRA (YaniHİLAL&ESRA)

15.02.2015 saat 00.55 civarı

Dünbirvahşetyaşandı;

Kızlaraçığlıkatmayıdeğilerkeklereadamolmayıögretin. #ÖzgeCanAslan

MAFYANIN DOKTORUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin