BIRAKMA BENİ!

97 52 23
                                    

Öncelikle merhaba,

Bu kitabın konusu eski çağlarda geçiyor ve o döneme ait terimler çok farklı, ben siz anlayın diye çok açıklayıcı olmaya çalışıyorum, lütfen bu kitaba çokça sevgi gösterin buna gerçekten ihtiyacım var.

İyi okumalar...

.....

Youngjae birkaç adım sonra olduğu yerde durdu. Bütün orman etrafında dönerken bilincini kaybedip yere düşmek üzereydi ki onu kurtaran adamın kollarına yığılmasıyla tamamen dünyadan koptu. Kollarının arasındaki zayıf bedene bakan adam çocuğun giymiş olduğu resmen bütün göğsü açık olan kıyafet demeye bin şahit isteyen paçavradan görünen beyazlığı izleyip güzel yüze geldiğinde durup şişmiş ve ıslak gözaltlarına rağmen dağılış siyah saçlarının dağıldığı eşsiz yüze baktı. Kendisi bile ne olduğunu anlamazken dudaklarından

“fazlasıyla güzel”

Sözcüğü döküldü...
......

Ateşin üzerinde pişen geyik eti çok ses çıkarırken eti pişiren adam yan tarafında sırtını ağaca verdirdiği çocuğun yüzüne uzunca baktı. Dün öğlen pazarda satmak için geyik avlarken avcıların ona olan davranışlarını görmüştü. İlk baş görmemiş gibi davranıp gitmeyi düşünmüştü ama onun avcılara yalvaradığını duyunca bu kararından vazgeçmiş hızla onu onların elinden kurtarmıştı ama çocuk korkuyla ondan uzaklaşmış daha doğrusu kaçmaya çalışmıştı ama gördüklerinin şokuyla bilincini kaybedip kollarına yığılmıştı. Genç adam onu bırakıp gitmek istediysede yapamamış onu yanına alıp kendine gelmesini beklemişti. Normalde kötü biri değildi ama Goryeo krallığında yaygın olan insan çeşitlerini bildiğinden vurdumduymaz davranıyordu ama bu çocuğu avcıların elinden kurtarmış bununla kalmayıp bir de yanına almıştı. Ayrıca çocuk gerçekten eşsiz bir güzellikteydi. Bunu onu kucağında taşırken görmüştü ve dün geceden beri uyumadan önce saatlerce onu izleyerek fark etmişti. Şimdi de sırtını ağaca vermiş bacaklarını uzatarak nemli toprakta uyumasına izin vermeyerek yüzünü görecek şekilde onu yatırmış, uyumasını sağlamıştı.

Uyuyan çocuğun siyah saçlarının güzel perçemleri esen yumuşak meltemde kibarca dans ederken ne büyük ne de küçük denilebilecek güzel dudakları hafifçe aralanmış, çıkık elmacık kemiklerinden dolayı oluşan dolgun yanakları uyuduğu için sönmüştü, yüzü bir meleğin güzelliğinde olan çocuğa tekrar bakan adam en sonunda iki yanağına birer tokat patlatıp kendine gelemeye çalışmıştı. Bunu yanındaki güzelin yüzüne dalmamak için yapmıştı ama çocuk o kadar güzeldi ki istemsizce dönüp ona bakıyordu. En sonunda binbir güçlükle gözlerini ondan alıp önüne dönerken bu sefer uyuyan güzel ses çıkarttı. Yavaş yavaş uyanırken eti pişiren adam ilgi odağını etlere verirken arkasında hissettiği hareketliliğe rağmen ona dönüp bakmazken güzel yüzlü çocuk elindeki taşı alıp ona arkası dönük olan yabancının başına vuracaktı ki aniden yabancının iki bileğinden kavrayıp onu yere atıp üstüne çıkmasıyla şoka uğradı. Çekik gözleri kocaman açılırken dün yüzünü göremediği yabancı şimdi üzerinde, bütün yüz hatları açık bir şekilde karşısındaydı. İri dudaklar ve iri gözleri gür kahverengi perçemleriyle uyumluyken uykusuzluktan şişmiş gözaltlarında belli olan eşsiz beni onun aslında harika bir yüze sahip olduğunu belli ediyordu. Güzel çocuk üzerindeki yabancıya şaşkınlıkla bakarken ikisinin yüzüne sıcak nefesleri çarpıyor öfke ve nefretten çok uzak    bakışla birbirlerini süzüyordu. En sonunda yabancı altındaki güzel çocuğun derin bakışlarından kurtulup tuttuğu bilekleri sıkarak konuştu.

–Ben seni avcılardan kurtardım ama sen beni yaralamaya çalıştın, borcunu böyle mi ödeyecektin ha?

Diyerek bağırırken altındaki küçük beden korkuyla titreyip bileklerini çekmeye çalışarak

CARİYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin