-1-

343 20 0
                                    

Taehyung'un ağzından..

İzin günümün akşamıydı bugün.. Yarın ise yine hastalarla ilgilenecektim. Ben Kim Taehyung 26 yaşında bir cerrahi asistanıyım. Yağmurlu havalarda gezmeyi severdim. Şimdi ise yağmur yağıyordu zaten. Kulaklığımı takmış sevdiğim parçalardan birini dinlemeye başlamıştım..
Şiddetli bir yağmur gibi değildi, aksine yaz yağmuruna benziyordu. Yolda yürürken ciğerlerime ıslak toprak kokusunu çekiyordum. 7/24 koşuşturma ardından beni rahatlatan şey bir tek bu olmuştu. Yağmur hafiften azalmaya başlıyor, aniden eski hızına devam ediyordu. Sokakların boş olması ise hoşuma gidiyordu. Şarkıdan sıkılıp kulaklığımı çıkartıp cebime koydum. Önümdeki taşa vurup bir yağmur gibi değildi, aksine yaz yağmuruna benziyordu. Şarkıdan sıkılıp kulaklığımı çıkartıp cebime koydum. Ellerimi de cebime koyup yürümeye ve etrafıma bakınmaya devam ettim. Bakışlarımı ayaklarıma getirmiştim. Ayağım da kahverengi botlarım vardı. Siyah bir kot pantolon ve beyaz yün bir kazak giymiştim. Üstümde ise koyu yeşil bir şişme mont vardı. Önümdeki küçük taşa vurup gidişini izleyip bakışlarımı gökyüzüne çevirdim. Yukarıdan yağmur damlaları düşüyordu. Yürümeye devam ederken yerde bir beden görmüştüm. Umursamamaya çalışsam da aklım takılmıştı. Biz doktorlar insanlara yardım etmeliydik. Bizim görevimiz buydu çünkü. Bedenin yanına gittiğim de onu inceledim. Üzerinde siyah bir mont, altında ise siyah bir pantolon vardı. Elimi çekingence yerde gördüğüm adama uzattım. Omzunu bir kaç kere dürtüklemiştim.

"Beyefendi, iyi misiniz?"

Hareket bile etmiyordu. Eğilip kulağımı ağzına ve burnuna doğru götürdüm. Nefes alıyordu. Geri çekilip işaret ve orta parmağımı boynundaki şah damarına bastırdım. Çok yavaş kalp atışları vardı. Elimi alnına doğru götürdüm. Ateşi baya yüksekti. Saçlarında parlayan bir şey vardı. Sokak lambası sarı olduğundan anlayamıyordum. Telefonumu cebimden çıkartıp flaşı açtım. Gördüğüm şey kandı. Başını çarpmış olmalıydı. Flaşı kapatıp telefonumu geri cebime koydum. Etrafa bakındım, kimsenin olmadığını görünce tekrar adama baktım. Hafif olmasını umarak onu yavaşça kucakladım. Yüzüne baktığım da ise yüzünü inceledim. Yakışıklı bir yüzü vardı. Bunları sonra düşünmeye karar verip hızlı adımlarla yürümeye başladım. Yağmur epeyi hızlanmıştı. Kaymamak için dua ederek kucağımda ki beden ile koşmaya başladım. Nefes nefese hastahaneye giriş yaptım.

"Sedye getirin, çabuk!"

Hastahanenin içinde bağırdığım da hemşireler sedye ile gelmişti. Kucağımdaki yabancı bedeni sedyeye yatırdım. Sedye ile acil yerine koşarken olayı anlatmam için hemşireler bana bakıyordu.

"Yolda baygın bir şekilde buldum. Erkek, bilinci kapalı. Kafasından yaralanmış. Kalp atışları yavaş ve ateşi var."

Acil kısmına geldiğimiz de üstündeki montu çıkartıp gömleğinin düğmelerini açmıştık. Göğsüne monitörün uçlarını yapıştırmıştık. Damar giriş yolu açıldıktan sonra nabzının hızlanması için bir sıvı enjekte edilmişti. Tomografi için beyin cerrahının onayı gerekiyordu. Yanımdaki hemşireye baktım.

"Beyin cerrahı kim namjoon nerede?"

Hemşire geç kalmadan cevap vermişti.

"Acil bir ameliyata girdi doktor bey. Tomografi için onay almaya vakit yok."

Onu onaylayıp sedyeyi ilerletmeye başlamıştık. Tomografi sırasına geldiğimiz de boş olduğu için içim rahatlamıştı. Tomografinin içine soktuğumuz da içerideki doktor tomografiyi çalıştırmıştı. O sırada ise beyin cerrahı kim namjoon içeri girmişti.

" Nesi var?"

"Bilinci kapalı, erkek. Sokakta baygınken buldum. Ateşi var ve kafasının arka yerinde kanaması var. Nabzının yükselmesi için gerekli sıvılar verildi ve nabzı normal düzeye geldi."

Anladığını belirten sesler çıkarttığın da ekran da çıkan görüntüye bakmıştık. Beyin kanaması geçiriyordu şu an.. Gördüğüm ile karşımdaki bay kime'e dönmüştüm. O ise konuşmaya başlamıştı.

"Beyin kanaması geçiriyor. Acilen boş olan ameliyahathaneye haber ver ve hastanın kan grubunu bulup 4 ünite kan iste acele et."

Dediğiyle onu onaylayıp koşmaya başlamıştım. Resepsiyonun yanına gelip nefes nefes konuşmaya başladım.

"Az önce getirelen hastanın montundan kimliği çıktı mı?"

Önündeki kimliği göstermişti. Resimde gördüğüm kişi az önceki kişiyle aynıydı.

"Bu adam mı? Yani kim seok jin?"

İsmini söylediğin de onu başıyla onayladım.

"Evet o, hastanın kan grubunu bulup 1 numaralı ameliyathaneye haber ver ve 4 ünite kan hazırlamalarını söyle."

Beni onayladığın da onun da yanından ayrılıp üst kata çıkmaya başladım. Asistan odasına girip hızlıca üstümü değiştirip asistan kıyafetlerimi giydim. 1 numaralı ameliyathanenin yanına gittiğim de bay Kim' de oradaydı.

" Her şey hazır mı Taehyung?"

Onu başımla onaylayıp cevap vermiştim. O arada ise başıma başlığımı ve ağzıma ise maskemi takıyordum.

"Evet bay kim, her şey hazır."

Ellerimi hijyen kurallarına uyarak yıkadım. İçeri girdiğimiz de ilk kıyafeti sonra ise eldivenleri giydirmişti hemşireler..
Ameliyata başlamıştık. Hastanın başı açılmıştı. Baya bir kanaması olmuştu.

"Taehyung, ne görüyorsun?"

Hastanın beynine bakıp dokuları gözlemledim. Dokular zedelenmiş ve yırtılmıştı.

"Hassas beyin dokularının zedelendiğinç ve yırtıldığını görüyorum bay kim."

Başıyla beni onaylamış ve bana dönüp bakmıştı.

"Aferim, doğru söyledin."

(...)

Ameliyat bitmiş hasta odasına götürülmüştü. Bu benim ilk beyin ameliyatım olmuştu. Asistan grubum da en hırlsı asistan olduğuma inanıyordum. Ameliyatın üstünden 2 saat geçtikten sonra hastayı kontrol etmem gerekiyordu. Olduğum kattan inip odasına girdim. Odada yalnızdı. Yatağın önündeki masadan dosyasını aldım.

Hast adı ve soyadı : Kim seokjin.

Yaşı : 24

Cinsiyet: Erkek.

Daha önce geçirdiği rahatsızlıklar:
Soğuk havale ve soğuk havaleye bağlı kalp krizi.

Şimdi ki durumu:

Kalemi elime alıp monitöre baktım. Her şeyi normal gözüküyordu. Şimdi ki durumuna normal olan değerleri yazıp kalemle birlikte dosyayı kapatıp aldığım yere koydum. Kim seokjin.. Sana ne oldu da buradasın şimdi? Kafanı nasıl vurdun? Nasıl kimse seni fark etmedi? Kafamda bir sürü soru vardı. Telefonumdan sinyal sesleri gelmeye başlamıştı. Acil'in nöbet sırası bana geçmişti. Çağrıyı onaylayıp koşarak odadan çıktım. Aşağıya koştırarak inip gelen hastaya baktım. Karnında cam parçaları vardı. Bu gece uzun bir gece gibi gözüküyordu.

---------

Eveeet farklı bir fic ile sizin karşınızdayım. Jikook için başka bir fic konusu var aklımda. Bu fici az önce gördüğüm bir taejin pov'unda gördüm ve yazmak istedim. Bunu yayınladıysam büyük ihtimal foster teacher bitmiş ve final yapmış demektir. Umarım bu fici beğenirsiniz. Sizi seviyorum görüşmek üzeree. Taejin ile kalın.

The rain-Taejin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin