Taehyung'un ağzından..
"KIM TAEHYUNG!"
Bir kez daha seslenmişti arkamdan. Olayın daha da büyümemesi için arkamı döndüm. Sinirle merdivenlerden inip kolundan tuttum amcamın. Ani hareketimle afallayacağını sansam da hareket etmemişti. Bu işin böyle yürümeyeceğini anlayıp sessizce kulağına fısıldadım.
"Eğer hareket etmezsen seni rezil ederim kim kyungsoo."
Ciddi olduğumu anlamışki yürümeye başlamıştı. Kolunu sıkarak dışarı sürüklemeye başladım. Bahçeye çıktığımız da hastanenin arka tarafına ilerledim. Durup önüne geçtim.
"Senin derdin ne be adam?! Hastaneyi neden ayağa kaldırıyorsun?"
Sinsice gülümsediğin de eski anlar aklıma geldiğin de kolunu sertçe bıraktım.
"Aynı baban gibi sinirine hakim olamayan bir eziksin. Eziklik senin-"
Yumruğumu havaya kaldırdığım da telefonumdan gelen sesler ile telefonumu elime aldım. Acile gitmem gerektiği yazıyordu. Tam da zamanını bulmuşlardı çağrı için.
"Burda bitmedi kim kyungsoo. Seninle görüşeceğiz."
Yanından ayrılırken dediği ile duraksayıp ona döndüm.
"Ben seni her zaman bekledim kim taehyung. Büyümeni bekledim ve işte karşımdasın. Kendini büyük adam zanneden küçük bir çocuk."
Telefonumdan bir daha sesler gelmeye başladığın da ellerimi yumruk yaptım.
"Kapa çeneni aptal herif!"
Acil girişine olabildiğince hızlı koştum. Ambulansa büyük ihtimal yol vermedikleri için hala arkadaşlarım yoongi ve hoseok buradaydı. Beni gören wheein eğildiği yerden ayağa kalkıp bana bakmıştı.
"Sonunda geldin taehyung. Eğer gelmseydin baya kızardı."
"Keydimden geç gelmedim hoseok."
Yoongi dalga geçercesine konuşmuştu.
"Biz seni keyfinden yoksun zannediyorduk"
Kapıdan cerrahi uzmanı kim yongsun girmişti.
"Oo bakıyorum da sohbet edecek kadar enerjiksiniz. Bu enerjinizi insanların hayatlarını kurtarırken de gösterin lütfen. Bu sefer zincirli kaza geliyor. 5 araba birbiri ile çarpışmış. Elinizi ne kadar çabuk tutarsanız o kadar iyi olur çocuklar."
Hep beraber anladığımızı belirten sesler çıkartmıştık. Gelen 2 ambulans ile yutkundum. Arkasından bir kaç ambulans daha geliyordu.
Anlaşılan bugün yoğun bir gün olacaktı..
Seokjin'in ağzından..
Yaklaşık 3-4 gündür hastanedeydim. Hafızamı nasıl kaybettiğimi hatırlamıyorum. Doktor geçici bir hafıza kaybı geçirdiğimi, yüksek bir şansla bir aya yakın hafızamın yerine geleceğini söylemişti.
Benimle ilgilenen, ilk gözümü açtığımda yanımda olan doktorum hoş biriydi. Adı kim taehyung. Doktorum hakkında fazla yanlış algı yaratmak istemiyordum ama o fazlaca yakışıklı. Mankenlere taş çıkartacak boyu ve fiziği, sempatikliği, kare gülümsemesi ve sayamadığım bir çok şey var.
Hastaneden taburcu olmak istemiyordum. Kim taehyung'a beni çeken bir şeyler vardı. Hep yanımda kalsa olmaz mıydı?
Sanırım hayır, çünkü bu bir bencillik olurdu. Benim gibi bir sürü aynnı vakalı hasta vardır eminim ki. Onlara da aynı sempatiyle yaklaştığına eminim.
Onu kıskanma gibi bir durumum olamazdı. Sonuçta, ben onun nesi oluyorum ki? Normal sıradan bir hastaydım onun için. Bundan ilerisi de olamaz sanırım.
Kolumdaki serum sürekli uykumu getiriyordu ve ben de haliyle de sürekli uyuyordum. Ama yatakta yata yata popom düzleşmişti ciddi anlamda.
Yatmaktan gerçekten popom ağrımaya başlamıştı. Ben ise sürekli farklı pozisyonlar deniyordum. Rahat bir pozisyon bulamadığım için de sırt üstü yatmaya devam ediyordum.
Başım yeniden ağırmaya başladığın da gözlerimi kapattım. Hemşireye söylediğim de ise beyin ameliyatlarında hep olduğunu söylüyordu. Fakat 2 gündür fena halde ağırmaya başlamıştı. Sanırım taehyung'a desem daha doğru olurdu sanırım. Uykum fena halde gelmişti. Başımın ağrısı ile kendimi uykunun rahat kollarına bıraktım.
Taehyung'un ağzından devam..
Hastalarla ilgilendikten sonra yorgun argın kafeterya'ya inmiştim. Bir kaç hastayı kontrol edip seokjin'in başına gitmem gerekiyordu. Midem kazınmaya başlamıştı. Ayaklarım da beni buraya getirdiği için buraya gelmiştim.
Canım çok bir şey istemediğinden sade bir kahve ve yarım tost almıştım. (yazarın kafasına kahve vurdu benim yerime tae içisin bari ssksksj)
Bulduğum duvar kenarındaki masaya oturdum. Tostumdan yemeğe başlayıp etrafa bakındım. Yanıma elinde yemek tepsisi olan wheein'e baktım. Wheein bildim bileli hep yemek yemeyi seven biri olmuştu. Karşıma oturduğun da ona bakıp gülümsedim."Pek bir yorgunsun taehyung."
Dediği ile gözlerimi devirip kahvemi üfleyip minik bir kaç yudum aldım.
"Benden pek de bir farkın yok gibi whee"
Telefonumdan gelen bildirim ile telefonumu elime aldım. Gelen mesaja bakıp derin bir nefes aldım.
"Bay taehyung, eğer biraz daha kiranızı ödememeye devam ederseniz sizi evden atacağım haberiniz olsun. Iyi günler dilerim"
Alt tarafı 2 aydır yoğunluk nedeniyle ödeyemiyordum. Doktor olduğumu ve eve çok geç saatler de geldiğimi biliyordu. Parmaklarımı klavye de gezdirmeye başladım.
"En geç iki güne paranızı yatırmış olurum efendim, size de iyi günlerdilerim."
Telefonu önlüğümün üzerindeki cebime koydum.
''Ne oldu taetae?"
Wheein'in sorduğu soru ile ona doğru döndüm.
"Kiracının parasını yatırmaya fırsatım olmadı bir türlü. Şimdi de darlıyor paramı ver diye. Oturduğu yerden para kazanıyor. Yine de derdi para"
Wheein'in gülmesi ile gülümsedim. Kahvemden bir kaç yudum aldım.
"Gideyim de hastalarımı muayne edeyim. Sen de dosya doldurmaya devam et."
Kızgın bakması ile gülüp ayağa kalktım. Kafeterya'dan çıkıp asansöre ilerlemeye başladım. Asansörün gelmesi için düğmeye bastım. Asansörün gelmesini beklerken yanıma bir beden gelmişti. Bayan jisoo'nun geldiğini görünce baş selam verdim. Bana oldukça kötü bakıyordu.
Ne yaptım yine diye düşünürken konuşmaya başlamıştı.
"Benim olan hastalara bir daha bulaşma kim taehyung."
Dediği ile bakışlarımı onda gezdirdim. Asansör geldiğin de ikimiz de binmiştik.
"Ben bulaşmıyorum bayan jisoo. Hastanıza bakan hemşireler çağrılarınıza dönmediğiniz için bana çağrı attılar. Bilerekten gidip sizin hastalarınıza bulaşmadım yani. Telefonunuzun şarjı sizin sorumluluğunuz da. Çağrı size daha ilk saniyeden ulaşsaydı bu diyaloğu yaşamıyor olurduk."
Asansör benim duracağım katta durduğun da kapıların açılmasını bekledim. Kapılar açıldığın da inerken bir şey dememesi ile gülümseyerek indim. Bu kadın bana başından beri takıktı. Üstelik ona bir şey bile yapmamıştım. Kafamdaki düşüncelerin dağılması için kafamı iki yana salladım. Kontrol etmem gereken hastanın odasının tıklayıp içeri girdim..
----------------------
Bir bölümün daha sonuna geldik. Aslında baya önce paylaşacaktım. Ama hiç içime sinmemişti. Şimdi ise paylaşıyorum. Umarım beğenirsiniz! Iyi okumalar. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Sizi seviyorum, hoşçakalın. Taejin'im ile kalın🌻💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The rain-Taejin
FanfictionYağmurlu bir günde, Cerrahi asistanı Taehyung'un yerde başını çarparak hafızasını kaybeden seokjin'i buluşu ile başlamıştı onların hikayesi. Tabi ikisi habersiz birbirinin hayat arkadaşı olacağından haberi yoktu.