Merhaba :) Ben Violetta. 18 yaşındayım. Omuzlarımda biten sarı saçlarım kahverengi gözlerim orta boyum ve çok zayıfım. Doktorlar bu konuda beni çok uyarıyor ''Bir şeyler ye artık Violetta çok zayıfsın'' ama ben dikkate almıyorum çünkü aşırı yemek yersem obez olup çıkacakmışım gibi hissediyorum kendimi. Az çok gözünüzde canlanmışımdır. Çok inatçı bir tipim. Trip atmak olsun laf yetiştirmek olsun intikam almak olsun hiç çekinmem köküne kadar tribimi de atarım lafımı da söylerim. Çok çalışkan bir öğrenci değilim çok tembel de değilim ikisinin arasında mekik dokuyorum. Ben okuma kitaplarına aşık biriyim. Lise son öğrencisiyim üniversiteye hazırlanıyorum desem yalan olur hazırlanamıyorum. Çünkü hiç ders çalışmam dersi derste anlamaya çalışırım ama sonra tekrar etmeyince bütün bilgiler beynimden uçup gider. Dediğim gibi sürekli kitap okurum bu yaşıma kadar bir çok kişiye hayran oldum. Dersi dinlemeyeceğim zamanlar ders kitaplarımın üzerine bugüne kadar hayran olduğum insanların isimlerini yazıyorum. İşte o zaman ders kitabı benim için ilginç dikkat çekici ve güzel geliyor. Yoksa hayatta ders kitabını açıp baktığım yoktur. Aşk hayatımda da okul hayatım gibi şanssız ve ilgisizim. Çünkü şu ana kadar hiç doğru dürüst birine bağlanmamışımdır. Efendim bir gönül eğlendirmek olsun bir dalgasına olsun 5-6 kişiyle flört etmişliğim vardır. Ne yapayım hiç kimseye arkadaşlarıma sürekli ondan bahsedeceğim, sürekli onu düşüneceğim bilmem ergen kızlar gibi elime koluma onun ismini yazacağım kimse olmadı. Çünkü doğru dürüst biri çıkmadı karşıma. Aile hayatıma gelince babam ünlü bir iş adamı. Annemi de 2 yıl önce kaybettim. Anneme ne kadar düşkün olduğumu babam bilir. Şu son 2 yıl hareketlerimin ve derslerimin çok değiştiği nedeni ise budur annemi kaybetmem. Anneme bütün sırlarımı açıklardım hiç çekinmezdim çünkü bana yeri gelir ''Neden öyle yaptın'' der kızardı yeri gelir beni tebrik ederdi. Boş zamanlarımda müzik ve dansa merak sararım bu konuda çok yetenekli olduğumu düşünüyorum. Şu anda babamdan ayrıyım babam'la farklı şehirlerdeyiz. Benim okulum nedeniyle burada özel bir yurtta kalıyorum Erkek ve kızlardan oluşan bir yurttu ama 2 bölmeye ayrılmış bir yurt. Babam beni defalarca uyarıyor ''Kızım dikkat et oradaki erkekler sana zarar vermek isteyebilir'' binlerce kez şu cevabı veriyorum ''Babacım onlarla sadece yemekhanede karşılaşıyoruz onun dışında burunlarının ucunu bile görmüyoruz zaten''. He baba yurtta terbiyesiz ve şerefsiz bir sürü erkek var ve hepsinin tek hedefi var oda ben. Babam bu kadar tedirgin bir insan. Tedirgin olunacak bir durum yoktu ki sonuçta oranın görevlileri bile erkeklerle kızların yan yana durmasına karşılar. Babam bana Buenos Aires'te bir ev almak istedi ama ben istemedim henüz evi geçindirecek kadar büyümedim ben. Hem ben kendi ayaklarımın üzerinde duracak kadar güçlü değilim. Kaldığım yurtta 2 tane çok samimi olduğum arkadaşım var. Camila ve Francesca. Tam benim kafadan komik eğlenceli ve aksiyonu seven birileri.
Francesca;
Çok tatlı, siyah omzunda biten düz saçlarıyla yurdun en şirin kızlarından biri sayılır. Erkekler onu elde edebilmek için kırk takla atıyor ama Fran sadece birine takılı kalmış vaziyette. Bir kızı 10 kişi ister kız 11.kişide takılı kalır hesabı.
Camila;
Cana yakınlığıyla, Açık kahverengi uzun dalgalı saçlarıyla tanınan bir kız. Onun da yurtta sevdiği bir çocuk var sevdiği çocuk ona ilgi gösteriyor ama Camila onunla çıkmak istemiyor çünkü kendine zarar vermesinden korkuyor. Çünkü sevdiği çocuk bencil ukala ve sinirin bozanın teki.
Tabii Fran ve Camila sadece sevdiği çocukları yemekhanede görebiliyorlar. Yanlarına gidip bir telefon numarası alma cesareti bile gösteremediler.
Ben; Beni erkeklerden olsun kızlardan olsun herkes tanır. Sakarlığımla ve hayvan severliğimle yurdun en gözde kızıyım diyebiliriz. Fran Camila ve Ben bir de erkeklerden 5-6 kişi aynı okuldayız yurtta yetmiyor gibi erkekle bir de okulda karşılaşıyoruz. Fran ve Camila'yla değişik bir oyunumuz var. Mesela her hafta yemekhanede bir erkek bulup onun isminden tutun instagram hesabına kadar buluyoruz ilk bulana diğer 2 kişi yemek ısmarlıyor. Böyle garip bir oyun. Yurtta çok eğlenceli dakikalar geçiriyoruz. İşde hayatım...