Bölüm 5

19 4 0
                                    


Bang Chan, stüdyonun kapısını açıp içeri girdiğinde, elinde kağıtlar ve kalemlerle dalıp gitmiş arkadaşını gördü. Yine. Son günlerde Changbin çok düşünceliydi – ve de çok üretken – Onun stüdyoya girdiğini bile fark etmemişti.

"Hey." Seslendi Chan. Daldığı boşluktan çıkıp onu selamladı Binnie.

"Neler yapıyorsun Binnie? Yine gömmüşsün kendini."

"Karalıyordum bir şeyler." Felix ve Changbin karşılaşalı 3 hafta olmuştu bile. Birbirlerini her gördüklerinde biraz daha yakınlaşıyorlardı. Bazen Felix bulaşık yıkarken mutfakta, bazen çamaşırları serdiği odada mutlaka sohbet edilecek bir şeyler çıkıyordu. Hatta artık Felix işi bitince direkt ayrılmıyor, Changbin'le vakit geçirmek için kalıyordu. Felix bu konuda neler düşünüyordu hiçbir fikri yoktu Binnie'mizin ama başlardaki tatlı heves giderek büyüyordu içinde. Adlandıramıyordu ama bir şeyler oluyordu işte içinde. Bunun farkındaydı.

Yakınına gitti ve elindeki kağıdı aldı Chan.

" ' Parıldayan karlar süzülüyor.

Sen bu beyaz karı parlatan güneş ışınları gibisin.' Vaov dostum."

Gülümsedi sadece Changbin. Güneş ile ilgili her şey ona Felix'i ve Felix'in gülüşünü hatırlatıyordu.

"Pekala. Kim bu güneş çocuk?"

Afalladı Binnie. "Neyden bahsediyorsun?"

Yanına bir tekerlekli sandalye çekip oturdu Bang Chan. "Hadi ama. Kaç gündür dalgınsın. Çok üretkensin ve ürettiğin şeyler güneşe benzeyen veya parlayan bir şeylere hayran kalmakla ilgili."

Fark edildiğini bilmiyordu dalgın çocuk. Gözlerinde şaşırma ve tereddüt gören Bang Chan tekrar konuştu. "Bana güvenebileceğini biliyorsun değil mi?"

Derin bir nefes koydu Changbin. "Pekala. Birisi var."

Ayaklarını çırpıp alkışlamaya başladı Chan. Gülümsüyordu. "Biliyordum!"

"Ama yok gibi de."

"Nasıl yani?"

"Bir anda çok iyi anlamaya başladığımızdan hislerimi yanlış mı yorumluyorum yoksa bir şeyler mi var anlayamıyorum hyung."

"Sen şu işi en başından anlatsana bir."

Her şeyi bir bir anlatmaya başladı Changbin. Anlattıkça anlatası geldi. Gülümseyince güneş gibi parladığını anlattı, Kafası karışınca sol eliyle kafasının arkasını kaşımasını, sinirlendiğinde gözlerini devirmesini... Sürekli Felix ile ilgili başka bir detay hatırlıyordu sanki. Uzun süre boyunca arada geçen olayları sakin sakin dinledi Chan.

" Son görüştüğümüzde Pazartesiydi. Çıkarken bana el salladı. O giderken.. Ne bileyim sanki ev çok boş gibiydi. Ben çok yalnız gibiydim o gittikten sonra. Gitmesinin beni üzdüğünü fark ettim. Düşüncelerim beni yiyip bitiriyordu. Ben de buraya geldim ve kağıtlara gömdüm kendimi. İşin kötü kısmı ise hâlâ öyle hissediyor olmam."

"Demek bu yüzden artık Pazartesi ve Perşembe en azından birkaç saatliğine de olsa evde olmaya önem veriyorsun."

"İki seferdir eve ondan geç gidiyorum. Sonra bilerek kapıyı çalıyorum. Kapıyı onun açması, günaydınlaşmak, Birlikte oturma odasına geçip sohbet etmek, işe başlaması gerektiğini söylese de onu benimle bir kahve içmeye ikna etmek... Bunlar çok güzel hissettiriyor. Doğru hissettiriyor, dostum." Chan başını salladı yavaş yavaş. Ne söyleyeceğini bilememişti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 13, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HomeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin